Where did you get those tradutor Turco
254 parallel translation
Where did you get those photos? I,...
- O kartpostalları nereden aldın?
Where did you get those photos?
- O kartpostalları nereden aldın?
# Honolulu Baby where did you get those eyes
# Honolulu Güzeli nereden aldın şu gözleri?
# Where did you get those eyes
# Nereden aldın şu gözleri?
# Honolulu Baby where did you get those eyes
# Honolulu Güzeli, nereden aldın şu gözleri?
# Honolulu Baby where did you get those eyes # and your dark complexion that I idolise?
# Honolulu Güzeli, nereden aldın şu gözleri? - ( STANLEY KAPIYI TIK-TIKLAR ) - # Senin o esmer tenine, öyle hayranım ki.
# Where did you get those eyes
#.. nereden aldın şu gözleri?
Where did you get those earrings?
- O küpeleri nereden almıştınız?
- Where did you get those burns?
- Bu yanıklar nerede oluştu?
Where did you get those other servants?
Diğer uşaklar nerede? Onlar Tyroleans gibi görünüyorlar.
And where did you get those papers?
O kağıtları nereden aldın?
- Where did you get those branches?
- Bu ağaç dallarını nereden buldun?
- Where did you get those cards?
- O kartları nereden aldın?
- Where did you get those things?
- Elbiseyi nereden aldın?
Where did you get those blue, blue eyes?
O masmavi gözlerini nereden aldın?
Where did you get those blue, blue eyes?
Söyle bakalım, bu masmavi gözleri nereden aldın?
- Where did you get those?
- Bunları nereden buldun?
Where did you get those?
Bunları nereden buldun?
Where did you get those scars?
- Bu yaraları nerede aldın?
Hey, where did you get those?
Nereden buldun onları?
Where did you get those clothes?
Bu giysileri de nereden buldun?
Where did you get those buttons?
Bu düğmeleri nerden aldın?
- Where did you get those flowers?
O çiçekleri nereden aldın? Onlar Johnnie'den.
Where did you get those cattle, mister?
Bu sığırları nereden aldınız, bayım?
Where did you get those pills?
Bu hapları nereden buldun?
Where did you get those clothes?
Üstündekileri nereden aldın?
Where did you get those scars?
O yara izleri nereden geldi?
Jesus, where did you get those scratches on your back?
İsa adına, sırtındaki bu çizikler nasıl oldu?
Where did you get those trolleys, please?
O arabaları nereden aldınız?
Hey, hey, where did you get those?
Hey, onu nereden buldun?
- Where did you get those photographs?
- Bu resimleri nereden buldun?
- Where did you get those candles?
- O mumları nereden buldun?
- Where did you get those?
- Nereden aldın?
Where did you get those clothes?
Elbiseleri nereden aldın?
- Where did you get those?
- Nereden buldun bunları?
King, where did you get those beers, boy?
King, o biraları nereden aldın, oğlum?
Where did you get those clothes?
Bu kıyafetleri nereden aldınız?
alf, where did you get those?
Alf, Nerden buldun bunları?
From where did you get those? - A gift
Bırak beni!
Where did you ever get those boots?
O çizmeleri nereden aldın?
I say, where did you get all those big candles?
Şu büyük mumları nereden aldın?
Where did you get it from, Yefim, those fairy tales about the International of kindness?
"İyi kalpli Enternasyonel" ile ilgili bu masalları nerden dinledin, Yefim?
Where did you get all those cigarettes?
Bu sigaraları nereden buldun?
- Where did you get all those scars from?
- Bütün bu yaralar nereden?
Where did you get all those dresses?
Tüm bu elbiseleri nereden aldın?
Where the hell did you get those goddamn chickens?
O lanet olası tavukları nereden aldınız?
Where the hell did you get those earrings?
Bu küpeleri de hangi cehennemden buldun?
Where did you get all those muscles?
Bütün bu kasları nerede yaptın?
Robert, where did you get the authority to run those taps?
Robert, sana bu telefonu dinleme yetkisini kim verdi?
Where on earth did you get those glasses?
O gözlükleri de nereden buldun?
Where did you get all those boxes back there,... those toaster ovens?
Bu kutular dolusu ekmek kızartıcıları... nerede buldun?