Whether we like it or not tradutor Turco
199 parallel translation
That's one career all females have in common, whether we like it or not.
Bu bütün dişiler için ortak bir kariyer, beğensek de, beğenmesek de.
We're fellow travellers whether we like it or not.
Beğen, beğenme. Yolculukta beraberiz.
All of us are deeply involved with politics, whether we know it or not and whether we like it or not.
Hepimiz boğazımıza kadar politikanın içindeyiz. İstesek de istemesek de veya sevsek de sevmesek de,
That's the way it is, whether we like it or not.
Begensek de begenmesek de, bu is böyle.
And I don't want to bother you with a lot of meteorological mumbo-jumbo, but the fact is, you see, whether we like it or not, fog, it moves.
Size bir sürü meteorolojik saçmalık anlatmak istemiyorum ama gerçek şu ki, hoşlansak da hoşlanmasak da, sorun sis - hareket ediyor.
Whether we like it or not we're public figures.
Hoşumuza gitsin gitmesin, halka malolduk artık.
Whether we like it or not, the dope business is where it's at, Magic.
Beğenip beğenmeyeceğimiz, hap işi olduğu yerde, Magic.
It looks like this is going to happen whether we like it or not,
Evet! Düşünsenize.
- I prefer to think of myself as a family man, and that's what we all are here, whether we like it or not.
- Kendimi aile babası olarak, görmeyi yeğlerim,..... ve beğenseniz de beğenmeseniz de, durumumuz bu.
It's like you said, we all brothers out here, whether we like it or not.
Söylediğin gibi burada hepimiz kardeşiz.
Whether we like it or not.
sevsek de, sevmesek de.
This perp is set on putting you in the middle of this shit whether we like it or not.
Ve istemesek bile bu manyak seni bu işe sokmaya kararlı.
Sooner or later we're gonna be in this war whether we like it or not.
Er ya da geç biz de bu savaşa katılacağız.
We do our job... whether we like it or not.
Beğensek de, beğenmesek de biz işimizi yaparız.
... whether we like it or not.
... hoşumuza gitsin gitmesin.
We're going to die here... whether we like it or not.
İstesek de istemesek de. Ama senin ölmeni istemiyorum.
- Well, whether we like it or not, sir, Colonel Grieves and Lieutenant Kershaw may be the only people qualified to fix it.
- Hoşlansak da hoşlanmasak da, efendim, Albay Grieves ve Teğmen Kershaw onu tamir edebilecek tek kişiler olabilirler.
And whether we like it or not, we're stuck with each other.
Kabul et veya etme ama artık beraber yaşamak zorundayız.
Yes, he can do tha for anybody he wants... whether we like it or not.
Evet, bunu dilediği herkes üzerinde uygulama yetisine haiz. Her ne kadar beğensek de beğenmesek de.
LOOK, YOU MAY HAVE TO, WHETHER WE LIKE IT OR NOT.
Hoşumuza gitse de gitmese de gitmek zorunda kalabilirsin. - İmkansız. Söz vermiştiniz.
We got married whether we like it or not.
İstesek de istemesek de biz evlendik.
We share the world whether we like it or not.
İstesek de istemesek de aynı dünyada yaşıyoruz.
We're raised to, whether we Like it or not.
Hoşuna gitsin veya gitmesin.
More like a romance novel, whether we like it or not.
Biz o ya da değil gibi olsun Daha bir aşk romanı gibi,.
If we quarreled, it wouldn't have been over suitcases and handbags but over something like whether your aunt or grandmother should live with us or not.
Eğer kavga ediyor olsaydık bile bu, el çantaları ve valizler yüzünden değil ama halanın ya da büyükannenin bizimle yaşayıp yaşamaması üzerine olurdu.
We're going to save this cargo for you, boys... whether you like it or not.
Bu kargoyu sizin için kurtaracağız. Hoşunuza gitsin ya da gitmesin.
Whether you like it or not, we're givin''em their full share.
İstediğin gibi veya değil, biz onlara tam pay veriyoruz.
We pick up the girl and her father whether they like it or not?
Yani hoşlarına gitmese de kızı ve babasını mı alacağız?
Now, Miss Durant, whether you like it or not, we have to pack up and leave.
Bayan Durant, hoşunuza gitsin ya da gitmesin derhal toparlanıp buradan ayrılmamız gerekiyor.
Whether you like it or not, we're on the same side now.
İstesen de istemesen de bundan sonra aynı taraftayız.
After all, it's a part of France's history, whether we like it or not.
Daha bitirmemiştik, bu yüzden bir şey söylemeliydik.
One thing I know for a fact, whether you like it or not we could use some rain
Tüm bildiğim, sizin söyleyecekleriniz. Evet, gerçekten... yağmur yağmalı.
And we are your friends, Angela, whether you like it or not.
Beğensen de beğenmesen de bizler senin arkadaşınız Angela.
Two men on post, two in front! We got an informant among us, whether you like it or not.
İki adam arkaya, iki adam öne!
And we're gonna make you use them whether you like it or not.
Ve isteseniz de istemeseniz de bunu kullanmaya mecbursunuz.
We're going to cheer you up whether you like it or not.
Hoşuna gitse de gitmese de seni neşelendireceğiz.
Now we are going to enjoy ourselves whether you like it or not.
Ve hoşuna gitse de gitmese de eğleneceğiz.
We're going through their space whether they like it or not.
Onlar beğensin veya beğenmesin, uzaylarına gidiyoruz.
Well it should be,'cause I am a man. A red-blooded, two-fisted...,... "We-rule-the-world-whether-you-like-it-or-not." man. Hey!
Şey öyle olmalı... çünkü ben bir erkeğim... kırmızı kanlı, iki yumruklu... hoşlan veya hoşlanma dünyayı biz yönetiyoruz, adamım.
We're going to that party, and we're going to have fun, whether you like it or not.
O partiye gidiyoruz, ve orda eğleneceğiz, sen istesen de istemesen de.
It's your party and we're gonna have fun whether you like it or not.
Bu senin partin ve hoşuna gitsin yada gitmesin eğleneceğiz.
You and me, we're gonna do business together, whether you like it or not.
Seninle istesen de istemesen de iş yapacağız.
You know, regardless of whether we like to admit it or not, you and I have actually become friends.
İtiraf etmekten hoşlansak da hoşlanmasak da, seninle arkadaş olduk.
We are going to be close from now on, Whether you like it or not.
Bundan böyle hoşunuza gitse de gitmese de yakın olacağız.
WHETHER WE LIKE IT OR NOT.
Buraya geleceğini söylememişti.
It's like there's, um, this whole telepathic thing going on that we're all a part of, whether we're conscious of it or not.
Yani şey gibi, bir parçası olduğumuz şu telepati denen şeyin bilincinde olsak da olmasak da var olması gibi.
Whether you like it or not, we have to be involved, because this is bigger than...
Hoşunuza gitse de gitmese de karışmamız gerekiyor, çünkü bu iş sandığınızdan...
As soon as we finish our obliques, we're out of here, whether you like it or not.
- İşimiz bitince buradan gidiyoruz.
I'd like to call upon a unique gentleman,... one who managed to chisel the rise and fall of the Roman Empire into our minds,... whether we liked it or not.
nadide bir beyefendi, çagirmak istiyorum Roma imparatorlugunun yükselisini ve çöküsünü zihinlerimize kaziyan, sevsek de sevmesekde.
Look, whether you like it or not, we are who we are.
Kötü bir şey var zaten!
It looks like we're going with you whether you like it or not.
İstesen de istemesen de, sanırım seninle birlikte gidiyoruz.