Why don't you tell us tradutor Turco
775 parallel translation
New girl, why don't you tell us a little about yourself?
- Bayan, kendini tanıtsana.
Why don't you tell us what he did to you, Lionel?
Sana ne yaptığını niye anlatmıyorsun, Lionel?
Why don't you tell us the truth?
Neden gerçeği söylemiyorsun?
Boy, why don't you tell us about this?
Bize şu işi bir anlatsana.
Why don't you tell us about Bleda, then?
O halde bize neden Bleda'yı anlatmıyorsun?
Mike, why don't you tell us what you know, then step aside like a nice fella and let us do our job?
Mike, neden bize bildiklerini anlatmıyorsun... Ve sonra kenara çekilip işimizi yapmamıza müsade et.
If you saw him, why-why don't you tell us?
Onu gördüysen bize neden söylemiyorsun?
Why don't you just tell us about it.
Niçin sadece olan biteni anlatmıyorsun?
Why don't you sit down and tell us what happened?
Niçin oturup, bize olanları anlatmıyorsun.
- Listen why don't you tell us what you'd be capable of doing for an interview.
İtiraf et. Gazetede bir röportajın çıksın diye her şeyini vermez misin?
Why did you come back? Tell us. - I don't know.
O zaman ne düşünüyordun, niye geri döndün bize anlat.
If you have a better idea, why don't you tell us?
Daha iyi bir fikrin varsa, söyle biz de bilelim bari!
- I'm waiting to hear the rest. - Why don't you tell us?
Bize neden söylemiyorsun?
Why don't you tell your brother to buy some flour for us here?
Neden ağabeyine buradan biraz un alıp alamayacağını sormuyorsun?
I tell you what, why don't those of us who want to
Bakın ne diyeyim.
- -Why don't you come over here with us? - -Hey listen, I gotta tell you what I saw.
- Dinle, sana gördüklerimi anlatmalıyım.
Andrea, why don't you tell us about what you've been writing lately?
Andrea, son zamanlarda neler yazdığını bizlerle paylaşsana. Peki. İşte size büyüleyici bir hikaye.
Why don't you tell us about it?
- Neden bize anlatmıyorsunuz?
I mean, we're gonna find out anyway, so... why don't you just tell us and it'll make it easier on all of us?
Eninde sonunda ne konuştuğunuzu öğreneceğiz. Neden sen kendin anlatıp işimizi kolaylaştırmıyorsun?
Why don't I make it easy on us and tell you what you want?
Neden hepimize iyilik yapıp ne istediğinizi söylemiyorsunuz?
Why don't you tell us, Irma?
Neden anlatmıyorsun, Irma?
Well, now that you're with us, why don't you, uh... why don't you just tell us a little about yourself?
Şimdi burada bizimlesin, neden bize neden bize biraz kendinden bahsetmiyorsun?
THAT'S WHY IT'S VERY, VERY IMPORTANT THAT YOU DON'T TELL HER ABOUT US.
İşte bu yüzden ona bizden bahsetmemen çok ama çok önemli.
Why don't you tell us about your secret meetings?
Gizli görüşmelerinden bahsetsene bize.
Okay John Phillip Forsythe, why don't you tell us who sent you?
John Philip Forsythe, seni kim gönderdi söyle bakalım.
Charles is going to show us some slides after dinner, so why don't you tell us why you've come, Marion?
Yemekten sonra Charles bize bazı slaytlar gösterecek. Şimdi ziyaretinin sebebini söyler misin, Marion?
Dandelion, why don't you tell us the story of El-ahrairah?
Dandelion, neden bize El-ahrairah'ın hikayesini anlatmıyorsun?
A little thigh to keep their attention... and then I'll say, "okay, Margaret, why don't you tell us about this one?"
Dikkat çekmek için biraz yukarı... Sonra ben sana, "Margaret, bu arabayı bir de sen anlatsana" diyeceğim.
Now, Miss Griffin, why don't you tell us what this is all about?
Şimdi, Bayan Griffin, neden bize sorununuzu anlatmıyorsunuz?
Why don't you tell us who done it, John?
Kimin yaptığını söyleyecek misin John?
Why don't you tell us what happened, John?
Ne olduğunu söylesene John.
Well, if you're not gonna tell us where we're going, why don't you tell us your name?
Nereye gittiğimizi söylemeyeceksen, bize adını söylemeye ne dersin?
Janey, why don't you tell us where are you from?
Janey, bize nerdeli olduğunu neden söylemiyosun?
Why don't you stand up and tell us about it?
Neden ayağa kalkıp, bize anlatmıyorsun?
Every minute you don't tell us why you're here I cut off a finger.
Bize neden burada olduğunu söylemediğin her dakika için..... bir parmakı keseceğim.
Why don't you tell us something about yourself?
Neden kendinle ilgili bir şey anlatmıyorsun?
Gordie, why don't you tell us a story?
Gordie, bize bir hikaye anlatsana.
Irwin, why don't you tell us about your record for rooster-throwing?
Irwin, neden bize horoz-fırlatma rekorunu anlatmıyorsun?
Yeah. Why don't you tell us about it later?
Neden bunu daha sonra anlatmıyorsun?
Why don't you tell us something of what you can remember?
Neden bize hatırladıklarınla ilgili bir şeyler anlatmıyorsun?
Why don't you tell us what you and Daddy saw.
Neden bize babayla senin ne gördüğünü anlatmıyorsun?
Why don't you just tell us now?
Ya da Başkanın korumalarını bertaraf edebilir mi?
Roberta, why don't you tell us and the entire nation the story you told us after we all swore that we would never tell anyone?
Roberta, bize ve de bütün ülkeye geçen akşam kimseye anlatmama yemini ettirdikten sonra anlattığın hikayeyi anlatsana
Krusty, why don't you tell us what's wrong?
Krusty, seni üzen şeyi bize anlatmaya ne dersin?
- Thank you. Why don't you tell us about why you're here?
- teşekkürler siz neden burada olduğunuzu anlatmıyorsunuz?
Why don't you go ahead and tell us a little bit about yourselves?
Neden bize kendileriniz hakkında birşeyler söylemiyorsunuz?
- Why don't you tell us what we did- -
- Neden ne yaptığımızı...
Pips, why don't you tell us about your strange treasure?
Pips neden bize tuhaf hazinenden bahsetmiyorsun?
Why don't you tell us what's inside?
Neden içeride ne olduğunu bize söylemiyosun?
So why don't you tell us about yourself?
Neden kendini bize sen anlatmıyorsun?
Grampa, why don't you tell us a story?
Büyükbaba, neden sen bir hikaye anlatmıyorsun?