English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / Wills

Wills tradutor Turco

633 parallel translation
But this horror, he wills it.
Ama bu dehşet... Bunu o istiyor.
I Haven't Read That Many Wills Before. Oh!
Daha önce çok fazla vasiyet okumadım.
Seeing reason wills not That I cast love by
Mantığım da istemiyor Aşka sırt çevirmemi
Therefore, between us was a certain je-ne-sais-quoi... I couldn't name and which we both lacked... but occurred only when our 2 wills were combined.
İkimizin arasında adını açıklayamayacağım ama gereksiniz duyduğumuz tuhaf bir durum vardı ama sadece ikimizin arzuları birleştiğinde meydana geliyordu.
Be it as God wills
Allah razı olsun.
"The late Hiram Phelps wills half interest in his department store to his protégé, Tommy Rogers."
"Merhum Hiram Phelps mağazasının yarısını varisi Tommy Rogers'a bıraktı."
But we figured... in case of deaths and wills and births... you know, children... we figure it'd be better if everybody kind of got married again... just to be on the safe side.
Ama ben bunu ölümler, vasiyetler, doğumlar ve çocuklar için diyorum. Herkesin yeniden evlenmesinin daha iyi olacağına karar vermiş bulunuyoruz. Yani sırf işi garantiye almak için.
My dear Mrs. Reed, sometimes in my profession... there comes a contest of wills between the doctor and his patient.
Canım Bayan Reed, mesleğimde bazen hasta ile doktoru arasında niyet açısından bazı uyuşmazlıklar olur.
We shall have victory, God wills it!
Zafer bizimdir, Tanrı'nın isteği budur!
Let but the commons hear this testament, which, pardon me, I do not mean to read, and they would go and kiss dead Caesar's wounds, and dip their napkins in his sacred blood, yea, beg a hair of him for memory, and, dying, mention it within their wills,
Bunları halka okusam, ki hoşgörün, hiç okumak niyetinde değilim. Bir okusam bunları, halk doğru gider yaralarını öperdi ölmüş Sezar'ın. Mendillerini boyardı kutsal kanına.
It's true that some of them have become Christian, but of their free wills.
Bazılarının Hıristiyan olduğu doğrudur ancak bunu kendileri istedi.
A few months before, Margot and I had made our wills. Short affairs, leaving everything we had to each other, in case of accidents.
Daha birkaç ay önce Margot ve ben vasiyetlerimizi kaza durumunda her şeyi birbirimize bırakacak şekilde ayarlamıştık.
Whatever God wills is for the best Give my love to Durga and Apu
Tanrı ne buyurursa en iyisi için buyurur. Durga ve Apu'ya sevgilerimi ilet.
Whatever God wills is for the best
Tanrı ne buyurursa en iyisi için buyurur.
He wills...
İster ki...
He wills that man should live humbly... and go through life, not reaching after lofty aims... but fitting himself to the lowly and learning from the Gospels... to be meek... and simple of heart.
İster ki insanlar tevazu ile yaşasın ve hayatlarına devam etsin, ve yüksek amaçları olmasın ve İlahiler'den dersini alıp mütevazi olsun alçakgönüllü ve sade yürekli olsun.
Miss McKenzie, you have given evidence about two wills.
Bayan McKenzie, iki vasiyetle ilgili bir ifade verdiniz.
- God wills it otherwise.
- Tanrı tersini söylüyor.
There's a clause in the will, it's in many of these Boston wills, although civilised people don't put such drivel in wills any more.
Vasiyette bir madde var, Boston vasiyetlerinin çoğunda olur, gerçi artık medeni insanlar bunları koymamaya başladı.
Here we are in the 7th inning, two out, Maury Wills on first.
Şimdi yedinci vuruş yapılıyor. İki tanesi dışarıdaydı.
... let this become a test of wills between you and the Cheyenne.
... bunun seninle Cheyenne'ler arasında bir inatlaşma haline gelmesine müsaade ettin.
Our minds are young and full of vigor, pure wills made from hard steel
Zihinlerimiz genç ve sağlamdır çelikten de sağlam olan kirlenmemiş isteklerimizle doludur.
I'm not much concerned about examining your credentials, Mr. Wills.
Kimliğinizi kontrol etmek gereğini görmüyorum Bay Wills.
Well, Mr. Wills, since you've come all the way from London to see us, I guess we'll just have to oblige you, esoteric magazines and all.
Pekâlâ, Bay Wills, madem Londra'dan bizi görmeye buraya geldiniz özel dergi muhabirliğinizi kabul edeceğiz öyleyse.
Mr. Wills, this is a colleague of yours. Mr. Marchand from New York.
Bay Wills, New York'dan gelen meslektaşınız Bay Marchand.
Tell me, Mr. Wills. Weren't you a little surprised when I agreed to see you?
Söyleyin Bay Wills sizinle görüşmeyi kabul ettiğimde şaşırdınız mı?
I did have my reasons, Mr. Wills.
Özel nedenlerim vardı Bay Wills.
My name is Harry Wills.
İsmim Harry Wills.
Mr. Wills, since you're an authority on me, do you think I'm a murderess?
Bay Wills, madem benim hakkımda bir otoritesiniz katil olduğumu düşünüyor musunuz?
- My name is Wills, Harry Wills.
- İsmim Wills, Harry Wills.
Mr. Wills'room. Yeah.
Bay Wills'in odasını bağlayın.
Mr. Wills?
Bay Wills?
I told that to Mr. Wills, but he wouldn't listen.
Bay Wills'e söyledim ama dinlemek istemedi.
- It's all yours, Mr. Wills.
- Bakabilirsiniz bay Wills.
Thank you, Mr. Wills.
- Elbette. Teşekkür ederim Bay Wills.
Mr. Wills, you'll have to excuse me.
Bay Wills, müsaadenizle.
If God wills it
Tanrı isterse.
In a clash of wills, Colonel, he who shouts loudest is lost.
Siz ne?
Sometimes, from a good intention comes evil if God wills it so.
Bazen iyi niyetten kötü sonuç çıkar eğer Tanrı öyle isterse.
Aye, if the Duke wills, it'll come, soon or late.
Evet, dük arzu ederse gelir, er ya da geç.
As God wills.
Tanrı nasıl isterse.
He's made out many other wills.
Birçok vasiyet hazırladı. Birçok vasiyet hazırladı.
Then it shall be a matter of testing each other's wills and power.
O zaman mesele, birbirimizin gücünü ve iradesini tartmaya kalıyor.
This film is a pretext for dialogue, for the search, for different wills to meet.
Bu film, farklı isteklerin araştırıldığı diyaloğun başlangıcıdır.
Juliet wills it so.
Juliet öyle istiyor.
And she claims the human right of choice, to be as she wills.
Ve insanların seçim hakkını istiyor, istediği gibi olmak için.
To do as she wills, to think as she wills.
İstediğini yapmak ve düşünmek için!
I'd Iike to be in Moscow for the season's opening, but fate wills otherwise.
Sezon açılışında Moskova'da olmak istiyorum, ama kader başka türlü dilerse!
morning, mrs. wills.
Günaydın Bayan Wills.
And if Fate wills for us not to see each other again, Katerina Matveyevna, you should know that I have been and will be, to my last breath, devoted only to you alone.
Ve eğer kaderimizde birbirimizi bir daha görmemek yazılmışsa Katerina Matveyevna, şunu iyi bilmelisin ki ben hayatımı hep sana adadım ve son nefesime kadar adayacağım da.
"Finally, to my primary heir of all previous wills, to my nephew Dale Kingston," "whom I once supported through college" "and who has had the full freedom of my home and possessions ever since,"
"Son olarak, tüm vasiyetlerimde başlıca muris olan" "Üniversite öğrenim masrafını karşıladığım" "bilâhare evim ve mallarım üzerinde serbestçe tasarruf hakkını verdiğim" "yeğenim Dale Kingston'a terekemin geri kalan kısmının tamamını bağışladım."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]