Winthorpe tradutor Turco
35 parallel translation
- Good morning, Mr Winthorpe. - Morning, Folsey.
- Günaydın, Bay Winthorpe.
- Morning, Mr Winthorpe.
- Günaydın Bay Winthorpe.
Winthorpe will sell at 76 and a quarter.
Winthorpe 76 çeyreğine satış emri çıkardı.
Let's see if Winthorpe's right.
Winthorpe'un haklı olup olmadığını görelim.
Get me Winthorpe.
Bana Winthorpe'u bul.
Good work, Winthorpe.
Aferin, Winthorpe.
Don't worry about this, Winthorpe.
Bu konuyu merak etme, Winthorpe.
- Goodbye, Winthorpe.
- Güle güle, Winthorpe.
Winthorpe is a very steady young man.
Winthorpe oldukça sağlam bir genç adam.
Well done, Winthorpe.
Aferin, Winthorpe.
Given the right surroundings and encouragement, I'll bet that that man could run our company as well as Winthorpe.
Doğru bir çevre ve cesaretlendirmeyle, bahse girerim bu adam bizim şirketi Winthorpe kadar iyi yönetebilir.
I suppose you think Winthorpe... say if he were to lose his job, would resort to holding up people on the streets.
Sanırım Winthorpe'un, işini kaybettiği takdirde, çaresi kalmayınca yolda insanların önünü keseceğini düşünüyorsun.
No, I don't think that would be enough for Winthorpe.
Hayır, bunun Winthorpe'a yeteceğini sanmam.
Winthorpe had the guts to stand up to yesterday.
Winthorpe'un cesaret gösterip karşı çıktığı adam gibi.
Oh, Winthorpe.
Ah, Winthorpe.
Yeah, Winthorpe Louis III.
Evet, Üçüncü Winthorpe Louis.
Let's go, Winthorpe.
Hadi, gidiyoruz, Winthorpe.
I'm sorry, Mr Winthorpe, but the IRS has frozen your accounts.
Üzgünüm Bay Winthorpe ama Maliye hesabınızı dondurdu.
You're a heroin dealer, Mr Winthorpe.
Eroin satıcısısınız, Bay Winthorpe.
Frankly, Winthorpe, and I think I speak for all of us, I think it shows incredibly bad taste for you to embarrass us like this.
Dürüst olmak gerekirse Winthorpe, ve sanırım hepimiz adına konuşuyorum, buraya gelip bizi bu şekilde utandırman inanılmaz bir zevksizliğin işareti.
Winthorpe, is that you?
Winthorpe, sen misin?
Put that gun away at once, Winthorpe.
O silahı derhal bir kenara bırak, Winthorpe.
Winthorpe, don't leave.
Winthorpe, gitme.
I can't believe Winthorpe would fall to pieces like that.
Winthorpe'un bu hallere düşeceğine inanmazdım.
Now, what are we going to do about taking Winthorpe back and returning Valentine to the ghetto?
Winthorpe'u geri getirmek ve Valentine'ı da varoşlara yollamak konusunda ne yapacağız?
I don't want Winthorpe back after what he's done.
Yaptıklarından sonra artık Winthorpe'u geri istemiyorum.
I'm looking for a Louis Winthorpe.
Kapı açıktı. Ben Louis Winthorpe'u arıyordum, burada mı yaşıyor?
I will but you won't Winthorpe.
İniyorum ama sen inmeyeceksin Winthorpe.
Jessica and the Winthorpe girl were kidnapped.
jessica ve diğerleri kaçırılmış.
Jessica's friend is the daughter of Senator John Winthorpe and I think maybe that's what they were after.
jessica arkadaşlarıyla birlikte tatil için oradaki ormana gitmişti. ... sanırım onları orada yakaladılar.
One of the kidnapped girls is the daughter of Senator John Winthorpe.
kaçırılan kızlardan biri senatör john lenton'un kızı.
What about the girls? Senator Winthorpe wanted more time but the boss has made up his mind.
- ona zaman kazandırmak istedim ama patron kararını vermiş.
Henry Winthorpe llI just left The Factory.
Henry Winthorpe III biraz önce Fabrika'dan ayrıldı.
Winthorpe's wrong.
Winthorpe yanıldı.