English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / Wish i could be there

Wish i could be there tradutor Turco

157 parallel translation
- I wish I could be there.
- Keşki gelebilsem.
And I wish I could be there to see it.
Keşke orada olup da görebilseydim.
I WISH I COULD BE THERE WITH YOU.
Keşke...
I wish I could be there when the band starts playing.
Orkestra çalmaya başladığında orada olmak isterdim.
I wish I could be there with you because this party is becoming a crashing bore.
Keşke orada sizinle olsam, çünkü bu parti giderek çok sıkıcı olmaya başladı.
Oh, I wish I could be there.
Orada olmak isterim.
I wish I could be there.
Keşke orada olabilseydim.
Ooh! I do wish I could be there tomorrow.
Yarın keşke ben de orada olsam.
I wish I could be there.
Keşke orada olabilsem.
I wish I could be there for her.
Orada olabilmeyi dilerdim.
I wish I could be there to walk you down the aisle.
Düğününde seni damada götürebilmeyi isterdim.
God, I wish I could be there when they break you.
Tanrım, keşke seni konuşturduklarında orada olsaydım.
PAT : Oh, I wish I could be there with you.
Orada seninle olabilmeyi isterdim.
Have a great day. Wish I could be there.
Keşke ben de orada olabilseydim.
I wish I could be there.
Tanrım. Orada olmayı dilerdim.
I wish I could be there with you.
Keşke orada olabilseydim.
I just wish I could be there to see it.
Keşke ben de bunu görebilseydim.
I wish I could be there with you.
Keşke ben de yanında olabilseydim.
I just wish I could be there when you get back to normal, and not just to tell you what a prat you've been these past two days.
Keşke, normale döndüğünde yanında olabilseydim, sadece, son günlerde ne kadar uyuzun teki olduğunu söylemek için sanmayasın.
And I wish I could be there with you.
Keşke orada seninle olabilseydim.
You know, I, I wish there could be an invention... that bottled up the memory like perfume.
Biliyor musunuz, keşke anıları da parfüm gibi şişeleyebilen bir şey icat edebilselerdi.
I wish I could be down there myself.
Keşke kendim orada olabilseydim.
I'm sure she'll be all right, but I wish there was something I could do for Mary.
Yakında düzelir ama Mary için yapabileceğim bir şeylerin olmasını isterim.
I WISH I COULD BE UP THERE WITH YOU.
Keşke... Keşke...
We could be hit there. - I wish!
Üstümüze bomba yağsın istemiyorum.
I mean, if there was one very last thing... you could wish to see before you die, what would it be?
Yani, ölmeden önce görmeyi arzu ettiğin son bir şey olsaydı, O ne olurdu?
I wish there was some way I could show you my gratitude for what you've done for Russia. I may be able to think of something.
Keşke, Rusya için yaptığınız şey için duyduğum minnettarlığı göstermenin bir yolu olsaydı.
Well, I wish I could accommodate you, Claudia, but after closer scrutiny, there are a few fine points that need to be discussed.
Keşke öyle olsaydı, Claudia... ama detaylı incelemeden sonra... tartışılması gereken birkaç nokta bulduk.
Well, I wish I could give all of you an award, but there can only be one winner...
Keşke hepinize birden ödül verebilsem ama sadece bir kişi kazanabilir ve...
I wish there was a way I could be closer to you.
- Evet. - Keşke sana daha yakın olabilsem.
- I wish you could be out there with me.
- Sen de yanımda ol isterdim. - Biliyorum.
I wish there was some way he could be- nicer?
Keşke biraz daha..... kibar?
I only wish I could be there when it happens.
Ne olduğunda?
"Big Willy Boone, Millionaire, Dead." Oh, how I wish I could be there when you watch the funeral on the news.
Cenazeyi haberlerde izlediğinde yanında olmak istiyorum.
I wish that there were more things that could be just ours.
Keşke bize ait olan daha fazla şey olsaydı.
God, there's a million things I wish I could ask you... most of it questioning your great plan, and that'd be arrogant of me, I know.
Tanrım, senin büyük planınla ilgili sana sormak istediğim milyonlarca şey var ve biliyorum ki bunlar için pek zaman yok.
I just wish I could be back there with you.
Yanında olabilmeyi çok isterdim.
I don't know I just wish that there was some way that we could be sure we were doing the right thing you know.
Biliyor musun, sadece diledim ki emin olabileceğimiz bir yol olsun doğru şeyi yaptığımızı dair.
But I just wish my head could sit down and have a chat with that gnawing feeling in my gut that's there every time my parents get involved in anything and tell it, it's gonna be okay.
Ama keşke başım bir sakinleşse ailem her ne zaman bir şeye karıştığında ve içimi acıtan şu hislerimi konuşabilsem ve iyi olabileceğini söyleyebilsem.
I WISH YOU COULD BE THERE WITH ME.
Keşke sen de orada benimle olabilseydin.
- I wish I could make it but, yes, I will be there.
- Gelmek isterdim fakat evet, geleceğim.
I only wish there could be another way.
Keşke başka bir yolu olsa.
Never dreamed I'd be saying this, but... I wish there was something we could do.
Bunu söyleyeceğim aklıma gelmezdi ama keşke yapabileceğimiz bir şey olsaydı.
I wish I could say that I'll always be there for you, but... somehow I get the feeling that may not be a promise I can keep.
Keşke hep yanında olacağımı söyleyebilseydim ama her nedense o sözü tutamayacakmışım gibi geliyor.
I wish there was somewhere we could go to be alone.
Keşke baş başa kalabileceğimiz bir yer olsaydı.
Like, I really wish you could be there.
Pekâlâ.
I wish you could be there, Reverend.
Keşke siz de orada olabilseniz, Rahip.
I wish it could be you up there.
Keşke buraya sen çıksaydın.
There are several people I wish to thank, but first and most important, my family, my son, Eric, and my wife, Dr. Eve McClaren, for her patience as I travel around the world on these expeditions, many of which could be better described as wild-goose chases.
Birkaç kişiye teşekkür etmek istiyorum, ama önce ve en önemlisi aileme oğlum Eric ve eşim Dr. Eve McClaren'a benim imkansızın peşinde koşarak sık sık dünyayı dolaşmama sabır gösterdiği için.
I wish somehow I could be there with you that we could sit together and look out over the water and the light in this house your father built.
Keşke bir şekilde orada, yanında olabilseydim babanın yaptığı evde birlikte oturup gölü ve ışığı izleseydik.
I did things I wish I could erase from my memory, things which I never thought myself to be capable of... but I did come to learn this- - there is a part of me which was always capable.
Yapabilecegimi asla dusunmedigim seyler. Ama sonucta sunu ogrendim : Icimde bir parcamin bunlari her zaman yapma kapasitesi vardi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]