Witnessed tradutor Turco
2,169 parallel translation
It was all witnessed, documented.
Tanıkların huzurunda yapıldı, belgelendi.
James Ford witnessed his parents'murder / suicide... what are you doing?
.. ölümüne şahit oldu.. - Ne yapıyorsun? !
Today... we've just witnessed utter failure.
Bugün mutlak bir başarısızlığa şahit olduk.
We've just witnessed...
Tam bir başarısızlığa...
We are witnessed!
Kulak misafirlerimiz var!
I've just witnessed the birth of a star.
Az önce bir yıldızın doğuşuna şahit oldum.
Haskell and his 16-year-old daughter witnessed the murder.
Haskell ve 16 yaşındaki kızı cinayete tanık olmuş.
Hey, this-this PD interview of Dan's neighbor Eunice Brown says she witnessed the fight.
Hey, Bu bu PD röportajı. Dan'ın komşusu Eunice Brown kavgaya şahit olduğunu söylemiş.
I heard from Mr. RYU and even witnessed something.
Bay Ryu'dan dinledim ve bir şeye şahit oldum.
Fact number two, the child that witnessed her family being slaughtered positively identified her.
.. ve öldürülen ailenin çocuğunun şahitliği sanırım bize yeter
I know of my husband's crime against the Princess - - a crime that you personally witnessed!
Kocamın prensese karşı bir suç işlediğini biliyorum.. ... sizin şahsen tanık olduğunuz bir suç.
Guang, Uncle Shou said he witnessed you went to the 3rd floor.
Guang, Shou Amca senin üçüncü kata çıktığını gördüğünü söyledi.
This is Edward and Alice Costigan, the couple that witnessed the 1-8-7 in the park last night.
Bunlar Edward ve Alice Costigan. Dün gece parktaki cinayete tanık olan çift.
However, after what I witnessed here today, perhaps it is time I reconsidered our neutrality.
Ancak, bugün burada tanık olduğum şeyden sonra, belki de tarafsızlığımızı yeniden düşünme vakti geldi.
We witnessed it with our own eyes.
kendi gözlerimizle gördük.
The corruption we witnessed is intolerable.
Yozlaşmanın kabul edilemez olduğunu gördük.
His seven-year-old sister witnessed it.
Yedi yaşındaki kız kardeşi de olay yerindeymiş.
I believe I may have witnessed a crime.
Bir suça şahit olduğumu sanıyorum.
Listen, uh, the d.A. Wants us to interrogate him... to see if there's anything to this "crime"... that he witnessed, all right?
Dinle, savcı şahit olduğu "suçla" ilgili..... olarak onun ifadesini almamızı istiyor, tamam mı? Tamam yapalım.
What you have all just witnessed is a remarkable piece of mental tomfoolery from our psychic guest star, Patrick Jane.
Bugün hep birlikte muazzam bir akıl oyununa şahit olacağız medyum konuğumuz Patrick Jane tarafından.
Standing at the tzompantli, you can still get that eerie feeling that the spaniards felt when they first witnessed the human sacrifice conducted by the indigenous people throughout this region.
Tzompantli'da dururken, bu bölge boyunca yerli halk tarafından yapılan kurban törenlerine ilk kez tanıklık eden İspanyolların hissettiği tüyler ürpertici duyguyu hissedebilirsiniz.
After I witnessed him hacking the school's computer, mere cheating suddenly seems quaint.
Onu okulun bilgisayarına girerken yakaladıktan sonra kopya vermek bunun yanında masum kaldı.
You've witnessed first hand the types of individuals who choose to inhabit the desert.
Çölde yaşayanların nasıl kişiler olduklarına ilk elden sen şahit oldun.
I witnessed you stealing that woman's wallet.
O kadının cüzdanını çalışına şahit oldum.
You have seen countless horrors in your lifetime, Mr. Bin Laden, and you have witnessed the very worst of mankind.
Ömrünüz boyunca sayısız kez dehşete kapıldığınızı biliyorum Sayın Bin Ladin insanoğlunun en iğrenç örneklerine şahit olmuşsunuzdur.
Ever since the earliest days of oceanic exploration, sailors have witnessed strange sights.
Okyanus ötesi keşiflerin, ilk günlerinden bu yana denizciler ilginç gözlemlere şahit olmuşlardır.
The shaman that were there that watched it, that witnessed the whole thing and reported on it, basically told that that was exactly what happened.
Orada bulunan ve şahit olan Şaman, her şeye tanıklık etmiş ve gördüklerini, tam olarak ne gördüyse aynen anlatmış.
Now maybe he witnessed something,
Belki bir şeye tanık olmuştur,
And did we not just witnessed how fast Fowler backs down from a'Bot ;
Ve az önce Fowler'ın bir Autobottan nasıl kaçtığına tanık olmadık mı?
Watch in awe as the Great and Powerful Trixie performs the most spectacular feats of magic... ★ ☆ ★... ever witnessed by pony eyes! ★ ☆ ★
Harika ve güçlü Trixie poniler tarafından görülmüş gelmiş geçmiş en olağanüstü sihir becerilerini gösterirken korku ile izleyin!
Over the years, Douglas-Hamilton has witnessed first hand the disastrous consequences of human-elephant conflict.
Douglas Hamilton yıllar boyunca insan - fil çatışmasının korkunç sonuçlarına birinci elden tanık olmuş.
Two other people witnessed that murder, and they never turned on him.
Cinayetine iki kişi tanık oldu ama ona ihanet etmediler.
Kecksburg, Pennsylvania, a similar object was witnessed by a number of people... That looked like the bell.
benzer bir cisim bir grup insan tarafından görüldü, ve tıpkı Çan'a benziyordu...
Or could our ancient ancestors have witnessed similar events?
Yoksa antik atalarımız benzer olaylara şahit oldular mı?
Could these be technologies that were witnessed and even used by ancient civilizations?
Bunlar geçmişte tanıklık edilen hatta antik medeniyetlerce kullanılan şeyler olamaz mı?
And the answer is yes, because again, this is a human rendering of something that they witnessed a long time ago.
Cevabı "evet". Çünkü yine, insanlar çok uzun zaman önce şahit oldukları bir şeyleri yorumlamaya çalışıyorlar.
So was that where you witnessed the murder case?
Sadece bunun için mi ifade verdiniz?
The tapes were digitally restored, and their last remaining hours can be witnessed through them.
Kasetler tamir edildi ve geçirdikleri son saatler onlara tanıklık etti.
For nearly 50 of those years, Horizon and the BBC have witnessed scientific advances, and reported on when science has met with religion.
50 yıla yakın bir süredir Horizon ve BBC kanalı bilimsel gelişmelere, bilim ve dinin çatışmalarına tanıklık etti ve yayınladı.
Not until the day he witnessed a single act of courage by an orphan boy from the streets of Nasaf.
Nasaf sokaklarında yaşayan yetim bir oğlanın yiğitliğine tanık olacağı güne kadar.
Can you please explain to our viewers what you witnessed...
Neye tanık olduğunuzu bize anlatır mısınız...
We just witnessed A WVR employee Ryan Scott boarding one of the rescue helicopters.
AVMR çalışanlarından Ryan Scoot'ı kurtarma helikopterlerinden birine binerken görüntüledik.
The incident that you witnessed was ruled as suicide.
Tanık olduğunuz olayın intihar olduğu kararına varıldı.
So we will remain in this room together, and once Mr. Talbot has witnessed that the full moon holds no sway over him, that he remains a perfectly ordinary human being, he will have taken his first small step
Pekâlâ... Kendisi, karşısına dolunay dikildiğinde tamamen normal bir insan olarak kaldığını görene dek bu salonda Bay Talbot'la birlikte kalacağız. Böylece kendisi, iyileşmeye giden uzun yolda ilk adımı atmış olacak.
He witnessed his mother's self-mutilations. His young mind, unable to accept it, created a fantastical truth, that his father is to blame.
Öz annesinin kendini öldürüşüne tanık olması toy zihninin durumu kabullenememesine ve suçlunun babası olduğuna dair... fantastik gerçekler yaratmasına sebebiyet verdi.
Just witnessed a tactical game of reading your opponent and adjusting accordingly.
Taktiksel bir oyunda, rakibini okumaya ve ona göre davranmaya tanıklık ediyorsun.
I am not believing what I have just witnessed.
Az önce gördüklerime inanamıyorum.
Veronica and Balthazar witnessed the savagery of a sorcerer beyond evil...
Veronica ve Balthazar, kötülüğün ötesindeki büyücülük vahşetine tanık olmuştu.
You've just witnessed the last anti-war diatribe
Dünyanın benden duyacağı son savaş karşıtı...
and... I witnessed him look over at the crate and look back and say,
Üzerinde "Dikkatli Tut" yazan paketlenmiş bir sandık vardı.
I have witnessed fantastic results... from you over the years.
Geçtiğimiz yıllar boyunca senin harika işler başardığına tanık oldum.