English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / Wives

Wives tradutor Turco

4,324 parallel translation
Yeah, you've got your houses and your cars and your wives and your job security.
Evet, eviniz, arabanız, karınız, iş güvenceniz var.
A quaint military church filled with wives and children, of course.
Tabii ki de kadın ve çocukla dolu olan askeri kilise hedef alındı.
.. some dumb talk show about people swapping wives.
İnsanların eşlerini değiştirmesiyle ilgili aptal bir talk show.
Yes, we... we were just talking about other people's wives.
Evet, biz de... Biz de tam başkalarının karılarından bahsediyorduk.
— Other people's wives?
- Başkalarının karılarından mı?
— Other people's wives?
- Başkalarının karıları öyle mi?
CRAWE : Why don't we bring wives and lady friends?
Crawe : neden eşleri ve bayan arkadaş getirmiyorsun?
Wives can't testify against husbands.
Kadınlar eşlerine karşı ifade veremez.
- men with wives, their families.
- Karıları, aileleri.
You'd have to travel out of town to see your lady friends... when your wives believe that you are attending yet another meeting... of the American Civil War Reenactment Society.
Karılarınız Amerikan İç Savaşı Sahnelendirme Toplumu'ndaki bir başka toplantıya katıldığınızı düşünür, siz metreslerinizi görmek için şehir dışına çıkmak zorunda kalırsınız.
Do they count the wives?
Kadınları da saydılar mı?
Assistants, wives.
Armstrong Yandaşları Tanıklığa Çağrılırken Tansiyon Yükseliyor Asistanları, eşleri.
Not all wives do.
- Bütün eşler yapmaz.
It's an old wives'tale.
Kocakarı ilacı.
I killed their wives.
Onların eşlerini öldürdüm..
Today... you fight for your wives, your sons, your daughters.
Bugün..... eşlermiz, oğullarımız ve kızlarımız için savaşacaksın.
I'm going out for dinner with Carmine and the wives in Camden.
- Akşam yemeğe çıkıyoruz... -... Carmine ve eşlerimizle, Camden'de.
Carmine and myself and the wives.
- Carmine, ben ve eşlerimiz.
I get to handle two wives with one dinner.
Tek yemekte iki eşi de idare etmeliyim.
Both wives happy.
İki kadını da.
She sounds like one of my ex-wives.
Benim eski karılarımdan biri gibi sanki.
The wives, the kids and their bank accounts.
Eşler, çocuklar ve banka hesapları.
My wives shall entertain you. With what little we have.
Çok bir şeyimiz yok ama eşlerim seni eğlendirir.
Wives?
Eşler mi?
He brought his two wives and $ 42 million in gold bars.
Yanında iki karısı ve altın olarak 42 milyon dolar vardı.
I find her much better than your wives.
Sizin karılarınızdan çok daha iyi bence.
I'm gonna build a room with a see-through mirror so that husbands can watch their wives balling other women.
Kocaları karılarının diğer kadınlarla sevişmesini izleyebilsin diye içeriyi gösteren aynalı bir oda yapacağım.
I have kids everywhere, three ex-wives, but you know, so on my ranch, I can breathe and I can think, but here is where my heart is.
Her yerde çocuğum var, üç eski eşim, ama bilirsin, öyle çiftliğimde, nefes alabilir düşünebilirim, ama burası kalbimin olduğu yer.
Let me tell you something one of my ex-wives once told me.
Eski karılarımdan birinin söylediği bir şey söyleyeyim sana.
All of you men need to do your wives a favor and get snipped.
Karılarınıza bir iyilik yapın ve kendinizi kısırlaştırın beyler.
Between your wife and your ex, it's like what, Mob Wives up in here.
Hele sen hiç konuşma. Karınla eski sevgilinin arası Mob Wives'dan bir bölüm gibi.
Much less stress... another mans wives and daughters.
Başka adamların kadınları ve kızlarına göre daha az stresli.
Drink, drugs, bed hopping, suicide, wives murdering husbands, husbands doing away with their wives.
İçki, hap, her fırsatta biriyle olma, intihar, kocalarını öldüren eşler, karılarının defterini düren kocalar.
I vaguely recall some complicated story about a chap who'd lost two wives in the same suspicious manner.
Hayal meyal anımsadığım karışık bir öykü var : Adamın biri iki karısını kuşkulu bir biçimde yitirmiş.
Men who killed their wives, wives who killed their husbands, mistresses who poisoned their parrots.
Karılarını öldüren erkekler, kocalarını öldüren karılar, papağanlarını zehirleyen metresler.
About a man whose wives had a nasty habit of committing suicide.
Eşleri intihar etme gibi kötü bir huy edinmiş bir adam hakkındakine.
She's one of Craster's wives.
Craster'ın eşlerinden biri o.
My wives gave you bread.
Karılarım size ekmek verdi.
And many times I've seen them leave their wives in the lurch when responsibilities begin to mount.
Ve gördüğüm birçok kez kadınlarını terk eden onlardan daha büyük sorumlulukları olanlar.
I wanna know when we was gonna get our wives.
Eşlerimin nereye gittiğini bilmek istiyorum.
You said we was all gonna have wives when we came...
Buna tüm kadınlarına sahip olduğunu söyledin.
I will bring wives to you when you are ready.
Hazır olduklarında eşlerini vereceğim.
You kill my wives, I killed your husbands.
Sen benim kadınımı öldürdün. Ben de kocanı öldürdüm.
Wives are different.
Dalgalar farklıdır.
He's got two Texans and their wives coming.
Teksaslılar eşleriyle geliyor.
She'll end up looking after their wives.
Eşleriyle ilgilenmek zorunda kalacak.
Gus and I are going to go home and make love to our wives.
Gus'la eve gidip karılarımızla sevişeceğiz.
To rape your wives.
Karılarınızı becermeye gittiler.
So anyway, get yourselves prepared. Do what you need to do. Cancel on your wives, and, um, I'll see you pussies tonight.
Her neyse, hazırlanın, ne gerekiyorsa yapın, eşlerinizle randevunuzu iptal edin, bu akşam hepinizi göreceğim muhallebi çocukları.
I have wives, I'm in no need of a cook.
Eşlerimle beraber. Bana bir aşçı lazım.
Did you bring your wives and daughters down with you?
Onların eşleri ve çocukları için buraya getirdi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]