Woke tradutor Turco
8,249 parallel translation
Half the Hill woke up with eviction papers tacked to our doors by order of the office of the colonel.
Tepenin yarısı albayın emriyle kapılarımıza raptiyelenmiş tahliye evraklarıyla uyandı.
Well, first, i woke up on the floor.
İlk olarak gözümü yerde açtım.
So when I woke up, no one was there.
Yani uyandığımda, kimse yoktu.
When I woke up, I was in heaven.
Uyandığımda cennetteydim.
The reavers woke up and took them prisoner.
Haydutlar onları tutsak aldı.
"when you woke up. " Bad news first.
"Kötü haberlerle başlayalım."
I woke up in the mountains, way up above the dam.
Dağlarda uyandım. Barajın çok üstünde.
Only that she was on a school bus trip, and then she just woke up in the woods.
Sadece okul gezisinde olduğunu ve ormanda uyandığını hatırlıyor.
I woke up with this feeling in the pit of my stomach, like... like something's wrong... like something terrible's gonna happen.
Midemde bir hisle uyandım. Sanki bir şey yanlış. Sanki çok kötü şeyler olacak.
I woke up in the mountains, way up above the dam.
Dağların içinde uyandım. Barajın üzerindeki yolun oralarda.
We all woke up just like you.
- Bizde tıpkı senin gibi uyandık.
Sorry if I woke you up.
Uyandırdığım için özür dilerim.
I woke up this morning feeling hopeful.
Bu sabah umut dolu bir şekilde uyandım.
Since I woke up... It's really happening now.
Uyandığımdan beri gerçekten de oluyor.
I woke up one morning, and she was packing a suitcase.
Bir sabah uyandım ve o bavulunu hazırlıyordu.
We all woke up just like you, no idea who we are or how we got here.
Bizde tıpkı senin gibi uyandık. Kim olduğumuzu ya da buraya neden geldiğimizi bilmeyerek.
We've named ourselves by the order we woke up in.
İsimleri uyanma sıramıza göre kullanalım.
I know, but she woke up in that stasis pod like everybody else, and that tells me that she did something right, or wrong, to be here.
Biliyorum ama o da herkes gibi yaşam kapsülünde uyandı ve burada kalarak doğru mu yanlış mı yaptı bilmiyorum.
I ran and I ran and then... the next thing I knew, I woke up in the hospital.
Sadece koştum. Sonra hastanede uyandım.
You left before I woke up. I know.
Ben uyanmadan gitmişsin.
That kid woke me up every night for years.
Yıllarca o çocuk beni her gece uyandırdı.
Apparently, Julianna just woke up out of her coma.
Görünüşe göre, Julianna az önce komadan uyanmış.
In the olden days, the Voivod woke up and said :
Eski zamanlarda prensin biri yatağından kalkmış ve şöyle demiş :
Hmm. I know I woke up with a gash in my head.
Başımda bir yara ile uyandım.
I woke up from stasis on board a ship with no memory of how I got there or who I was.
Geminin birinde kapsülün içinde nereden geldiğimi ya da kim olduğumu bilmeyerek gözlerimi açtım.
We all woke up just like you, no memories, no idea who we are or how we got here.
Hepimiz senin gibi hafızalarımız olmadan kim olduğumuz ve buraya nasıl geldiğimizi bilmeksizin uyandık.
We all woke up just like you, no idea who we are or how we got here.
Hepimiz senin gibi kim olduğumuzu ve buraya nasıl geldiğimizi bilmeyerek uyandık.
When we woke up we were just a group of strangers.
Uyandığımızda bir grup yabancıydık.
When I woke, I ran back to the nursery, But hours and hours had gone by, And I found the windows blown open by the wind.
Kalkar kalmaz çocukların odasına gittim, saat çok geçti ve, cam açıktı.
I fell asleep in a churchyard, and woke in a small dark place.
Kilisenin bahçesinde uyuyakaldım, ve küçük, karanlık bir yerde uyandım.
And then I woke up in a horse trough.
- Ve sonra at yalağında uyandım.
No. No, no. I woke you up this morning.
Hayır, bu sabah uyandım ve- -
One day, we woke up, she took all her stuff and she was gone.
Bir gün uyandık işte eşyalarını alıp gitmiş.
But then you just woke up one morning and went,
Ama bir sabah uyanıyorsun ve...
And when I woke up,
Ve uyandığımda,
I-I woke up out here, cuffed to a metal pipe.
Kendime geldiğimde demir bir boruya kelepçeliydim.
But Hollie... She woke up.
Ama Hollie uyandı.
Then I woke up, and I was in bed, as though nothing happened.
Sonra uyandığımda yataktaydım ; hiçbir şey olmamış gibi.
I just went to sleep, woke up feeling fine, remembered everything.
Yattım uyudum, kalkınca gayet iyiydim. Her şeyi hatırlıyordum.
Yes, and I woke you up.
Evet ama seni uyandırdım.
I woke you and you started eating again. But I went back to sleep first.
Seni uyandırdım sonra tekrar yemek yemeye başladın.
I fell asleep first, and you woke me up to eat.
Uyumuştum ama sen beni yemek için tekrar uyandırdın.
And I remember us going to the bedroom and doing it, but I woke up the next day and I had no idea where I was.
Hatırlıyorum bizim yatak odasına gidip ve yaptığımızı, ama sonra ki gün uyandım ve neredeydim fikrim yoktu.
I just thought "maybe she woke up early... and I peed myself after she got out of bed".
Düşündüm "belki erken uyandırdı... ve işedim kız yataktan kaldırdıktan sonra".
Think this is the first time I woke up in an elevator landing?
Asansör sahanlığında ilk uyanışım olduğunu mu sanıyorsunuz?
When I woke up, Juliette's body was gone and my mom's head.
Uyandığımda Juliette'in cesediyle annemin kafası gitmişti.
When you woke up this morning, did you think - the day was gonna turn out like this? - Hm-mmm.
Bu sabah uyandığında, günün bu hale geleceğini düşünmüş müydün?
He said if we danced long enough, we'd fall into a trance, and when we woke up, all the white men would be gone.
Demişti ki yeterki kadar uzun dans edersek transa geçeriz ve uyandığımızda bütün beyaz adamlar ölmüş olur.
I woke up and I thought... "Where are my glasses?"
Gözlerimi açtım ve "Gözlüğüm nerede?" dedim.
You just woke up, but can't find your glasses.
Uyanmışsın ama gözlüğünü bulamıyorsun. Başla.
Listen, you got any, uh, Gurkha wisdom for me,'cause Kay-Kay's been fighting me ever since we woke up.
- Girmeden önce bakacağım, tamam mı? - Tamam. Dinle, bana biraz Gurkha aklı versene.