Wooed tradutor Turco
119 parallel translation
It has ever since King David wooed Bathsheba with his harp.
Kral Davut'un harpıyla Bathsheba'ya kur yaptığı günden beri.
But you wooed and won her.
Yine de kur yaptın, kazandın.
It was one of those absurd fantasies, just like one has when one is a girl... being wooed and married by the ideal of one's dreams.
Küçük bir kızken kurulan şu gülünç hayallerden biriydi kur yapılması ve hayallerinin erkeğiyle evlenmek.
Money can be wooed like a maiden's love
Bir genç kızın aşkı gibi peşinden koşulan
Was ever woman in this humor wooed?
Kur dediğin böyle yapılır işte!
You know, me too, I was once wooed by a young man who was not your fayher :
Hatırlarsın, bir keresinde bana da kur yapılmıştı, baban olmayan genç biri tarafından.
Some journalists have to be wooed.
Bazı gazetecileri elde etmelisin.
- If you wish to be wooed.
Kur yapılmasını istiyorsanız.
When and where and how we met, we wooed and exchanged vow,
Ne zaman, nerede, nasıl tanışıp. gönlümüzü kaptırdık ve yeminler ettik.
" He wooed the pretty lady
" He wooed the pretty lady
Having murdered his brother and wooed the widow, the Poisoner mounts the throne!
Ağabeyini öldürüp, dul kadına kur yaptıktan sonra zehirci tahta çıkar!
I didn't love them, yet I wooed them both out of foolish pride.
Onların aşkı değil, onların ikisi de aptalca gurur yapıyor.
" When she was young you wooed her.
Gençliğinde onu elde etmeye çalışmıştınız.
I have, tonight, wooed Margaret... the Lady Hero's gentlewoman... by the name of Hero.
Bu akşam Leydi Hero'nun nedimesi Margaret'e sanki o Hero'ymuş gibi kur yaptım.
I like to be wooed.
Kur yapılmasında hoşlanıyorum.
Picture did very well at the box office last weekend, and Stella's already wooed him.
Filmi.. .. geçen hafta sonu çok iyi gişe hasılatı yaptı ve Stella onu çoktan bağladı.
Goddess Diana, I offer to you the jism of the one I wooed for you, so you may live and know such bliss, as getting laid by a guy like this.
Diana. Senin için baştan çıkardığım kişininkini sunuyorum. Sen yaşayasın ve mutlu olasın diye böyle bir adamla yattım.
Did Cassio, when you wooed my lady, know of your love?
Siz leydime kur yaparken Cassio biliyor muydu?
He's wooed her for weeks.
- Evet. Haftalardır O'na kur yapıyordu.
Was ever woman in this humor wooed?
Hiç bu haldeki bir kadına kur yapılmış mıdır?
She's a woman, and therefore may be wooed.
O bir kadın. Yani kur yapılabilir.
We should be wooed, and were not made to woo.
Bize kur yapılır ama biz kur yapmayız.
You finally wooed the Wonderboy into the dark side.
Harika çocuğu, en sonunda karanlık tarafa çektin.
I can see why Jack wooed you. I bet you made an adorable couple.
Jack'in niye sana yazdığını anlayabiliyorum.
- He wooed her.
- Ona kur yaptı.
- He wooed her?
- Kur mu yaptı?
He wooed her.
Kur yaptı.
Well, he wooed her before he killed her.
Öldürmeden önce ona kur yapmış.
Was ever woman in this humor wooed?
Was ever woman in this humor wooed?
Miss Porter will already have been wooed by every museum in the country.
Bayan Porter bu ülkedeki bir çok müzenin aranılan ismi olacaktır.
The Queen is ready to be wooed. Why should he not be here, my lord?
Kraliçe, kur yapılmaya hazırsa o neden burada olmasın ki, Lordum?
So the doctor has finally wooed you!
Sonunda doktor sana kur yapmaya başladı.
It's just fun being wooed, you know.
Sadece şımartılmak eğlenceli.
- You're being wooed, aren't you?
- Elde etmeye çalışıyorlar, değil mi?
You're fielding offers, looking at bonuses, letting yourself be wooed.
Teklifler alıyorsun, ikramiyelere bakıyorsun. Seni kazanmak istiyorlar.
I had as lief be wooed of a snail.
Senin yerine bir salyangoz kur yapsa daha iyi!
Prepare to be wooed by the master.
Bir ustanın... sana kur yapmasına hazır ol.
I just know that when you wooed me, there was no caviar and champagne, and you did all right.
Ben sadece bana kur yaptığın zamanı biliyorum, havyar ve şampanya yoktu, ama herşeyi doğru dürüst yapmıştın.
It's been al long time since I've wooed a lady.
Bir bayanı tavlamayalı çok uzun zaman oldu.
"She is beautiful, therefore to be wooed"
"O güzel bir kadın, bu yüzden kur yapmalısın."
He wooed me for a few whirlwind weeks, and the next thing I knew I was in his family's chapel in Burgundy tipsy off a 1953 Chateau Margaux, and vowing to love him until death do us part.
Birkaç çılgın hafta boyunca beni büyüledi ve bir baktım ailesinin Bargonya'daki şapelinde, 19653 Chateau Margeaux'dan çakırkeyfim ve ölüm bizi ayırana kadar onu sevmeye yemin ediyorum.
It's how Tom wooed Katie, why not me?
Tom da Katie'yi böyle tavlamıştı. Ben nasıl "hayır" diyebilirdim ki?
Little woman, you should be happy to be wooed by so many men.
Küçük kadın, bu kadar çok erkeğin sana kur yapmasından memnuniyet duymalısın.
We need to be wooed.
ŞımartıImamız lazım.
Yeah, I could go for being wooed.
Evet, şımartıImak bana uyar.
I'd love to be wooed.
ŞımartıImayı çok isterim.
We're saying "wooed." Yeah.
Biz "şımartıImak" tan bahsediyoruz. Evet.
I wooed her.
Onu kazandım.
I have wooed in thy name... and fair Hero is won.
Ve kalbini kazandım.
She has to be wooed.
Aslında bu işin en çok hoşuma giden yanı da bu.
I wooed the girl.
Babitch'e parayı ben verdim.