Woop tradutor Turco
25 parallel translation
Woop...
Hoop...
Oooh baby come on, just woop give it ass.
Haydi bebeğim! Denver'in kıçına şaplağı patlat!
Woop-de-doo.
Şuna bak sen!
Got your... Woop!
Hani...
It was no big woop.
Büyütmeye gerek yok.
- Woop, bad memory.
Kötü anılar.
Woop woop!
Woop woop!
You need all the mates you can get out here in woop woop.
Böyle bir voop voop'ta arkadaşa ihtiyacın olabilir.
Woop woop?
"Voop Voop" mu?
Oh, no, I like woop woop.
Hayır, voop voop'u sevdim ben.
Woop woop.
Voop voop.
Woop woop!
Voop voop!
Oh. Woop. Yeah.
Evet.
- Woop! - Shhh!
Whoop!
Woo-woop!
Woo-woop!
You promised me that as soon as school had finished, I could move to the city. - Why, am I the only one still living... in freaking woop woop... - Yes.
- Okul bitince şehre taşınabileceğime dair söz vermiştin bana.
- Do not touch anything. - Flicker, flicker, woop, woop!
Hiçbir şeye dokunmayın.
- Aw, yeah! Woop, woop!
İşte bu!
Actually, it's "ooh-woop..." and no, she's not going anywhere, but... we are showing her every courtesy the NYPD extends... very slowly.
Aslında ona "tüymek" diyoruz ve hayır, bir yere gideceği yok ama ona New York Polisi'nin tüm nezaketini gösteriyoruz ağırdan alarak.
See. Now, you just... woop.
Bak şimdi sadece...
I usually sit in the parking lot around a trash fire, singing doo-wop.
Ben genelde otoparkta yanan bir tenekenin yanına oturup doo-woop söylerdim.
Ah, someone's daughter's gonna get a little woop-woop tonight.
Birilerinin kızı akşama işi pişirecek.
She is, woop!
O...
Woop... and woop... and... ziperoo. I never said this before, but the food can wait.
Bunu daha önce hiç söylemedim ama yemek bekleyebilir.