Working together tradutor Turco
2,507 parallel translation
What I know, Mr. Reese... Is that New Rochelle happened before we started working together.
Bildiğim şey şu, bay Reese New Rochelle'deki olay bizim beraber çalışmamızdan çok daha önceydi.
Working together puts pressure on our relationship.
Birlikte çalışmak, ilişkimiz üzerinde baskı yaratıyor.
Walden and I were together for many, many years, and you and he have been dating for a few months now, so clearly, you're insecure about us working together.
Walden ve ben, yıllar boyunca birlikteydik ve siz ise daha birkaç aydır çıkıyorsunuz, yani gayet belli ki, birlikte çalışmamız hakkında rahat değilsin.
( sighs ) Look, I hope you didn't invite me here to try to talk me into working together, because I really can't work with someone I don't trust.
Umarım, birlikte iş yapmak için çağırmamışsındır beni çünkü güvenmediğim biriyle çalışmam.
Who knew all these years we've been working together that you had a death wish?
Kim bilir bunca yıldır beraber çalışıyoruz ve sen ölmeye gidiyorsun?
A deeply troubled family, a child in danger, a mother going to desperate lengths to be reunited with her son, and, of course... You and Paul working together.
Çok sorunlu bir aile, tehlikede bir çocuk, bir anne ki oğluna tekrar kavuşabilmek için çaresizce mesafeler arşınlayan hem de ve tabii ki sen ve Paul birlikte çalışıyorsunuz.
Wo Fat and Delano have to be working together.
Wo Fat ve Delano birlikte çalışıyor olmalılar.
We been working together too long.
Çok uzun süredir birlikte çalışıyoruz.
They'll just be working together.
Sadece birlikte çalışacaklar.
These Ferrets are working together like a well-oiled bending machine.
Gelincikler, iyi yağlanmış bir bükme makinesi gibi uyumlu çalışıyorlar.
Let's keep working together, let's go forward together. Enjoy your park!
Beraber çalışalım, hep birlikte ilerleyelim, yeni parkınız hayırlı olsun.
They're working together.
Birlikte çalışıyorlar.
I think we're going to have a lot of fun working together.
Sanırım birlikte çok eğleneceğiz.
I guess we'll be working together for a little while.
Uzun süre birlikte olmayacağımız için iyi geçinmeye çalışalım.
We've been working together for 12 years.
12 yıldır beraber çalışıyoruz.
No. I knew that the two of you were working together to destroy me in "W.W.D."
Hayır.İkinizin beni "W.W.D." de rezil etmek için, birlikte çalıştığınızı biliyorum.
The different animals of Third Earth working together for the first time.
İlk kez Üçüncü Dünya'nın değişik hayvanları beraberce çalışıyor.
Still... this is the first case they're working together since the shooting.
Yine de... vurulmadan beri beraber çalıştıkları ilk dava bu.
You think her and Leonard were working together?
Leonard'la birlikte çalıştığını mı düşünüyorsun?
I have to say, Harold, we've been working together for some time now, but you continue to surprise me.
İtiraf etmem gerek, Harold. Bir süredir beraber çalışıyoruz ama beni şaşırtmaya her daim devam ediyorsun.
Rachel, if--if we're going to be working together- -
Eğer beraber çalışacaksak...
Maybe they were working together like old times.
Belki de eski zamanlardaki gibi beraber çalışıyorlardı.
Let's just say Brody and Walker were working together that day that Elizabeth Gaines was shot.
Hadi diyelim ki Elizabeth Gaines'in vurulduğu gün Walker ve Brody beraber çalışıyordu.
Look, Sheila, raising a kid is hard enough and then being divorced on top of that- - we have to start working together for Ernie's sake.
Sheila çocuk büyütmek zor iş ve bunun üstüne boşanmak - Ernie'nin iyiliği için birlikte hareket etmeliyiz.
We're finally living and working together.
Nihayet beraber yaşıyor ve beraber çalışıyoruz.
We were still working together then.
O zamanlar hâlâ birlikte çalışıyorduk.
Working together.
Birlikte çalışıyorlar.
I thought we were working together on this, Ted.
Bu iste birlikteyiz saniyordum, Ted.
I look forward to working together.
Birlikte çalışmayı dört gözle bekliyorum.
You two are working together.
Siz ikiniz birlikte çalışıyorsunuz.
Looks like we're working together.
Görünüşe göre birlikte çalışıyoruz.
We've been working together awhile.
Bayağıdır beraber çalışıyoruz.
The story is of the great job done by these teams of consummate professionals, working together in harmony. BERTRAM : Questions?
Bugün konuşulması gereken şey eksiksiz profesyonellerden oluşan iki ekibin, ahenk içerisinde çalışarak başardıkları bu harika görevdir.
I thought if we were gonna be working together, I should say hi.
Eğer beraber çalışacaksak, bir merhaba diyeyim dedim.
we're gonna be working together for a while.
Bir süreliğine beraber çalışacağız.
Or perhaps you and he are working together even now. To what end?
Belki de, o ve sen şu anda bile beraber çalışıyorsunuz.
We are gonna have so much fun working together.
Birlikte çalışırken çok eğleneceğiz seninle.
You two must focus on working together, not competing with each other.
Siz ikiniz birlikte çalışmaya özen göstermelisiniz, birbirinizle rekabet etmeye değil.
Working together is fun.
Birlikte çalışmak oldukça zevkli.
I'm here to see Navid. We're working together on the Offshore re-launch.
- Offshore'u birlikte açacağız.
I'm gonna need all three of us working together.
Hepimizin beraber çalışması lazım.
Look, Ms. Knope, I'm really trying here, but I just don't know if our working together is such a great idea.
Bakın bayan Knope, burada gerçekten çabalıyorum ama birlikte çalışmanın güzel bir fikir olduğundan emin değilim.
I put it together as if I were working on my best masterpiece!
Şaheserim üzerinde çalışıyormuş gibi düşündüm ve bunları bir araya getirdim.
Many of them, including my boss, Murray Chance, are working hard to create a new world where all nations and all people can come together in one global community.
Patronum Murray Chance de dahil olmak üzere birçoğu tüm ulusların ve bütün insanların tek bir küresel toplum içinde bir arada yaşayabilecekleri yeni bir dünya yaratmak için dişini tırnağına takarak çalışıyor.
Adam's working on pulling something together.
Adam bir şeyler bulmak için uğraşıyor.
And I'm sorry if we disturbed other guests in the middle of their lily-white, non-molesty lives, but we are working on our shit in here, together, and we're staying, right, guys?
Diğer misafirlerin o kar beyazı rahatsızlığa gelemeyen hayatlarını bozduysak üzgünüm ama biz de burada kendi derdimizle cebelleşiyoruz ve gitmiyoruz bir yere, değil mi çocuklar?
When you're working with another person, it's great to bounce things off, you know, and if you're really working well together, you feed off each other's ideas and build upon each other's ideas.
Eğer biriyle beraber bir iş yapıyorsanız fikir alışverişi yapmak harikadır. Ve eğer birlikte iyi iş çıkartıyorsanız birbirinizin fikirlerini besleyip, onları hayata geçirebilirsiniz.
How do you manage to pull this all together working as much as you do?
Hem çalışıp, hem de her şeyi halletmeyi nasıl kıvırıyorsun,
You and I working together could never offer him that.
Bizim beraber çalışmamız ona bunları sunamaz efendim.
we are working on a very difficult homicide together.
Davasını çözmek için uğraşıyoruz.
This whole councillor thing, we would be working very closely together and this does make it awkward.
Beraber çok yakın çalırsak uygunsuz olur.
together 2280
together forever 35
together again 49
togethers 19
working 544
working late 62
working hard 48
working on it 161
working girl 21
working out 31
together forever 35
together again 49
togethers 19
working 544
working late 62
working hard 48
working on it 161
working girl 21
working out 31