Worms tradutor Turco
1,783 parallel translation
These worms infect about one ou of every four people on Earth.
Bu solucanlar, Dünya'daki her dört insandan birinde vardır.
For example, the pig tapeworm that human beings get from eating uncooked pork, those worms form cysts in various parts of the body, including the brain, and as a result we have all kinds of behavioural changes, dizziness, lethargy, sometimes a loss of vision, so this is another case in which our behaviour is altered by a parasite.
Örneğin : az pişmiş domuz eti yeme sonucu insana bulaşan domuz tenyasının * beyin de dahil olmak üzere çeşitli vücut bölgelerine yerleşerek insanda ; uyuşukluk, baş dönmesi, görüş kaybı gibi davranışsal değişikliklere neden olduğu bilinen bir parazit çeşididir.
I thought you were gonna make a nice little murder picture but, here, you got the worms and the dancing...
Güzel bir cinayet filmi çekeceğini zannediyordum ama, seninkinde solucanlar, dans var.
Tristan, I'm for the worms.
Tristan, ben solucanlara gidiyorum.
Meat's full of worms.
Kurtlarla dolu etler.
Which one of you callous, spineless worms stole The Book? Yo, Bick, what's wrong, man?
Burası benim evim, tamam mı?
Stories full of dead people and worms...
Ölü adamlar ve sürüngenlerle dolu öyküler- -
That's a long way with those worms out there.
Bu uzun bir yol. Ve o solucanlar dışarıda.
- The worms are in their brains.
O solucanlar beyinlerine girdi!
Goddamn Brenda exploding like a water balloon and worms driving my friends around like they're goddamn skin-cars.
Lanet olası Brenda su balonu gibi patladı. Solucanlar arkadaşlarımı zombilere çevirdi ve lanet olası ağızlarında asit saçıyorlar!
Some he gets pregnant, others he just takes over with his worms.
Bazıları hamile kalıyor. Bazılarını solucanlar ele geçiriyor.
Are you saying these worms...
O solucanları gördüm.
These worms in their brains, you saying they're all connected?
Beyinlerini ele geçiriyorlar. Sence hepsi bağlantılı mı?
Worms beat us here.
Bizden önce gelmiş.
- I don't like worms.
- Solucanlardan hoşlanmıyorum.
Men have died from time to time and worms have eaten them but not for love.
İnsanlar bazen ölür, onları solucanlar yer. Ama aşktan ölmezler.
Why is Tio Tomas eating worms?
Tomas Amca neden solucan yiyor?
It's not worms.
Onlar solucan değil.
You eat worms?
Solucan mı yiyorsun sen?
You said, "I eat worms." Right?
Dedin ki : "Ben solucan yerim." Değil mi?
Worms don't even taste hardly.
Solucanların tadı hiç de kötü değil.
I can eat this many worms, Joe.
Bu kadarını yiyebilirim, Joe.
That I would eat 10 worms?
10 tane solucan yemem için mi?
The loser has to come to school with worms in his pants.
Kaybeden okula pantolonun içinde solucanla gelmek zorunda kalır.
No, you gotta eat all 10 worms, all on the same day.
Hayır, 10 solucanın hepsini birden aynı günde yiyeceksin.
"Find out about worms," he said.
"Solucanları araştır." dedi.
All 10 worms must be eaten by 7 : 00 P.M.
10 solucan birden öğleden sonra 7'ye kadar yenmiş olacak.
'Cause we're making the worms taste bad.
Çünkü onların tadını iğrenç hale getireceğiz.
You're gonna cook the worms?
Solucanları pişirecek misiniz?
We're making the worms taste nasty.
Solucanların tadını berbat yapacağız.
Normal people don't eat worms, Billy.
Normal insanlar solucan yemez, Billy.
I'm gonna eat the worms.
Solucanları yiyeceğim.
Well, this new kid at our school, I-I'm making him eat 10 worms and...
Bizim okuldaki yeni çocuğa 10 tane solucan yedirteceğim ve...
I cooked two worms at once.
Aynı anda iki tane solucan pişirdim.
And we're gonna make him come to school with worms in his pants.
Ve onun okula pantolonunun içinde solucanlarla gelmesini sağlayacağız.
Three whole worms to go.
Sırada 3 büyük solucan var.
I've been eating worms all day.
Bütün gün solucan yedim.
I do. I've eaten a few worms myself this past week.
Geçen haftalarda ben de bir kaç solucan yedim.
You're not talking about real worms, are you, Dad?
Gerçek solucanlardan bahsetmiyorsun, değil mi, baba?
She sells worms to fishermen.
Balıkçılara solucan satar.
I can't eat anymore worms, you guys!
Daha fazla solucan yiyemem, çocuklar!
You try eating worms with marshmallows and ketchup on them.
Sen de bir kere şekerleme ve ketçapla solucan yemeyi dene.
Make him come to school with worms in his pants and no one will ever be scared of him again.
Okula pantolonunun içinde solucanlarla gelmesini sağla ve bir daha hiç kimse ondan korkmasın.
If Joe loses the bet, you think he'll really walk through our school with worms in his pants?
Eğer Joe iddiayı kaybederse,... sence gerçekten pantolonunda solucanlarla okula gelir mi?
They're digging for worms, Joe.
Solucan için kazıyorlar, Joe.
There aren't any worms around here anywhere.
Etrafta hiç solucan yok, hiçbir yerde.
Make Joe come to school with worms in his pants!
Joe'nun pantolonunda solucanlarla gelmesini sağla!
Bunch of little worms.
Bir grup küçük solucan.
You ate all 10 worms.
10 solucanın hepsini yedin.
Worms.
Kurtlar.
Well, um... worms could just be like meat really.
Solucanlar et gibi olabilir gerçekten.