Worser tradutor Turco
36 parallel translation
O... throw away the worser part of it, and live the purer with the other half.
Böldümse, kötü yarısını kaldır at, yalnız öbür yarısıyla yaşa bundan sonra.
I guess your grandam had a worser match.
Keşke büyükannenize de nasip olsaydı böylesi.
♪ You want to see where the vice is worser?
Nerede daha çok ahlaksızlık var, bilmek istiyor musunuz?
♪ You want to see where the vice is worser?
Nerede daha çok ahlaksızlık var, görmek istiyor musunuz?
♪ But fish in the bowl is lucky ♪ They in for a worser fate
# Aslında bunda daha # kötüsü de var
Throw away the worser part of it... and live the purer with the other half.
Kötü parçayı at gitsin... Ve daha temiz bir yaşam sür öteki ile.
No, I've been in worser spots than this.
Hayır, endişelenmiyorum. Bundan daha kötü durumlar da yaşadım.
My problem worser than yours.
Benim problemim seninkinden daha kötü.
Then she thought even worser luck, someone save her after she left them.
Onları bıraktıktan sonra onun düşündüğünden bile daha kötü bir şansla, biri onu kurtarmış.
O, throw away the worser part of it, and live the purer with the other half.
Böldümse, kötü yarısını kaldır at, yanlız öbür yarısıyla yaşa bundan sonra.
What worser place can I beg in your love than to be used as you use your dog?
Köpeğin olacağım, diyorum. Aşkın için, daha ne kadar alçabilirim ki?
Unless you want to tell me worser news.
Daha kötü haber mi vermek istiyorsun?
I know a Iot worser words than "shit," you know.
"Lanet olsun" dan daha kötü sözler de biliyorum.
And what would your worser half say?
Peki en kötü cümlen ne olabilir?
I think she took it worser than I did.
Sanıyorum ki bu ayrılık onu benden daha çok etkiledi.
To have and to hold from this day forward, for better or for worser, worser... oh, gee. Oh, worser.
Bugünden itibaren... iyi ya da kötü... kötü günde.
Yo, man, I mean, things were going from worse to even worser.
Yo, adamım, Diyorumki, işler kötüden daha kötüye doğru gidiyor.
You suck worser than she do.
Onun yaptığından daha berbatsın.
'Stead I reckon it just made it worser.
Bence her şey daha kötüye gidiyordu.
In a place like that, things happen that'll make you even worser still.
Öyle bir yer ki, olanlar seni daha da berbat hale getiriyor.
But at the end of it, all them boys had been beaten worser than I took.
Ama sonunda, o çocuklar benden daha beter şekilde benzetilmişlerdi.
I knowed if Bob, who didn't even take to niggers, was trying to get me out inside of shooting holes in everything as I'd a mind to that I should pay heed, else things'd get worser still.
Eğer ki zencileri hiç sevmeyen Bob bile her tarafı delik deşik etmem yerine beni buradan dışarı çıkarmaya çalışıyorsa ona kulak vermem gerektiğini biliyordum, yoksa işler içinden çıkılmaz hale gelirdi.
And it got worser still when I found out thems what done it. ... had already got out of jail.
Ama bunu yapanların hapisten çıktıklarını öğrenince işler biraz boka sardı.
O, throw away the worser part of it, and live the purer with the other half.
Böldümse, kötü yarısını kaldır at, yalnız öbür yarısıyla yaşa bundan sonra.
It's said that they worser than degenerates.. But worser than degenerates.. there are no one.
Söylentiye göre, onlar, soysuzlaşmışlardan daha betermiş.
But the worser part is, he got mixed up with a young woman.
Daha kötü kısmı, O, genç bir kadına bulaştı.
So things just went from worse to worser.
Böylece olaylar daha kötiye gidebilir.
He's a little worser.
Biraz daha kötüleşmiş.
That's worser.
Daha da kötü.
And she's a ridiculous fucking milf, which makes it even "Worser."
Ve o muhteşem bir milf, ki bu olayı daha da kötüleştiriyor.
Your prenuptial agreement requires that you be represented by a worser lawyer than your husband.
Evlilik öncesi anlaşmanızda kocanızınkinden daha kötü bir avukat tarafından temsil edilmeniz gerektiği yazıyor.
♪ There's nothing worser than ♪
# Sana verir sadece zarar #
The demon-haunted night and the woods filled with Indians and far worser beasts.
Şeytanların dolandığı gecelerden Kızılderililerle dolu ormanlardan ve daha kötü canavarlardan.
Where's Thurlow? "These weeks are memories of those worser hours."
"Bu haftalarda en kötü anılarımızı yaşayacağımız saatler olacak"
So we make it even worser.
Biz de onu iyice kötüleştiririz.