English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / Wretched

Wretched tradutor Turco

1,376 parallel translation
O wretched villain! Who's there?
Alçak adam!
And Henrietta goes on and on about that wretched curate from Winthrop.
Ve Henrietta durmadan Winthrop'daki zavallı Papaz Yardımcısı'ndan söz ediyor.
I have hardly seen you since that wretched day at Lyme.
Lyme'daki o kötü günden beri sizi hemen hiç göremedim.
Not in so wretched a state.
Böyle perişan bir durumda değil.
For inside me I grow more wretched by the day.
Her geçen gün kendimi daha alçalmış hissediyorum.
Hi there, wretched little thing.
Selam, zavallı minik şey.
Your wretched little thing.
Seni zavallı küçük şey.
By saving that wretched Minister and by killing my brother, you've incurred my enemity!
O bakanı kurtararak beni düşmanın yaptın.
This is a wretched beginning!
Bu kötü bir başlangıç oldu!
Come in out of this wretched rain!
İçeri gel, bu berbat yağmurda ıslanma!
Wretched slattern!
Seni rezil pasaklı!
I couldn't stand the thought of you alone and miserable in this wretched city at Christmas.
- Tanrım. Bu berbat şehirde Noel zamanı yapayalnız ve perişan bir durumda olmana kalbim dayanmadı.
After all, is there a woman in all this wretched world who doesn't?
Nede olsa bu kahrolası dünyada böyle düşünmeyen bir kadın var mı ki?
This wretched thing almost cost me the ultimate treasure.
Bu zavallı şey neredeyse bana en büyük hazineye mal oluyordu.
The picture a mother's son does in jail hangs on her wall... as proof that beauty is possible even in the most wretched.
Bir annenin duvarında, oğlunun hapiste yaptığı tablonun asılı oluşu.... sefalette bile güzellik olabileceğinin bir kanıtıdır.
Woe to the wretched woman whose only desire is to be with you!
Beni, tek arzusu seninle olmak olan kadını!
- That's the way the wretched world is, girl.
- Sefil dünyanın durumu bu.
"bodies we have entered... and swum up like rivers." like this wretched cave.
Korkularımızı tıpkı bu berbat mağarada saklar gibi sakladık.
Patsy I have to talk to again, because that is the wretched hand that life has dealt me,
Patsy'yle konuşacağım çünkü o hayat krupiyesinin bana verdiği berbat el.
And I of ladies most deject and wretched that sucked the honey of his music vows now see that noble and most sovereign reason like sweet bells jangled, out of tune and harsh.
Ve ben en mutsuzu, en dertlisi kadınların ben ki balları tattım sözlerindeki şiirin şimdi o soylu, üstün beyninin düzeni bozulmuş çanlara döndüğünü mü görecektim?
O wretched state, O bosom black as death O limed soul that, struggling to be free art more engaged.
Ah, iğrenç kaderim, ölümden karanlık kaderin benim. Çamurlara batmış zavallı ruhum benim. Çırpındıkça batan, battıkça çırpınan.
Thou wretched, rash, intruding fool.
Zavallı akılsız, her şeye burnunu sokan aptal.
Wretched queen, adieu.
Zavallı kraliçe, elveda.
John, dear, would you go and find that wretched girl?
John, hayatım - Gidip şu zavallı kızı getirir misin?
I recently saw on TV... Did you know, wretched girl, that the Serbs are the oldest nation?
Sırpların en eski ulus olduğunu biliyor muydunuz?
Ah... The wretched, bloody, and usurping boar that spoil'd your summer fields and fruitful vines this foul swine is now even in the centre of this isle.
O sefil, elleri kanlı, zorla tahta konan yabandomuzu yazlık tarlalarınızı ve verimli bağlarınızı mahveden o iğrenç domuz şimdi bu adanın tam ortasında kısılıp kaldı.
The wretched of the earth!
Yeryüzünün sefilleri!
BUT I STILL CARE FOR THE WRETCHED WOMAN.
Hâlâ o cadıya değer veriyorum.
You see, Chris, the problem is that you can't get into this wretched Ghan-gheng thing without a special invitation.
Şu sefil Gan-geng olayına davetiyen olmadan katılamazsın.
Thou wretched boy shalt with him hence! must go with him!
Seninkini istiyor eşlik etsin diye! Bu sen olacaksın, aşağılık çocuk! Ya sen gideceksin, ya ben ya da her ikimiz!
No, I know I'm just this sad, gloomy... - wretched depressed guy. - No.
Üzgün, mahzun ve zavallı biri gibi davrandığımın farkındayım.
The most wretched, miserable, servile, pathetic trash that was ever shat into civilisation.
En zavallı, perişan, aşağılık, boktan medeniyetteki en boktan insanlarız.
- Oh. Wretched and unhappy...
Perişanlık ve mutsuzluk.
Wretched Toad. Shouldn't have gone around stealing motorcars.
Araba çalmamalıydın.
Wretched creature.
Kör olası yaratık.
The thought of having to cart around the wretched of the Earth all day long with Reilly yapping in my ear about his stupid beer can collection...
Bütün gün, salak bira kutusu koleksiyonunu anlatan Reilly'nin dırdırlarıyla dünyanın en adi kişilerinin etrafında dolanmak...
Bonnie Weems, the Auto Lady, just asked me to another one of her wretched dinner parties.
Bonnie Weems beni yine berbat partilerinden birine çağırdı.
Jackie's cashing in on your wretched disfigurement.
Jackie senin acınacak çirkinliğinden para yapıyor.
One more jostle, you wretched shirk-a-day.
Son bir itip kakma daha, seni kaytarıcı.
Of course, you can't accomplish anything in this wretched century.
Tabii bu berbat yüzyılda hiçbir şey yapamazsınız.
In only seven months you have turned these wretched thieves and murderous into a fierce army.
Sadece yedi ayda bu sefil... hırsızları ve katilleri acımasız bir orduya çevirdin.
The truth, in truth, has been driven from this case like a slave, flogged from court to court, wretched and destitute.
Gerçek... gerçek bu davadan bir köle gibi uzaklaştırıldı. Mahkemeden mahkemeye atıldı ve sefil duruma düşürüldü.
- You wretched little weasel.
Nereye gidiyorsun? Seni küçük solucan
Away with fumbling mechanics and wretched four minute film cuts!
Gidin berbat makineler ve berbat dört dakikalık film kesintileri gidin!
A brilliant career, a wonderful lover, a father's love, all this she gave up in her blind love for a wretched musician.
Harika bir kariyer, mükemmel bir eş, babasının sevgisi, hepsinden vazgeçti... Hepside biçare bir müzisyen için.
And then we have to imagine the wretched, ill-smelling room filling with a mysterious light.
Ve sonra sefil halde bulunan hastalık kokusu her yeri kaplamış olan odayı hayal edecektik...
" O desert me, wretched loneliness
" Beni terk ettin, zavallı yalnız.
I tried to escape. And you'll spend your wretched life knowing you could have saved me.
Sen de beni kurtarabilecekken, hayatın boyunca vicdan azabıyla yaşarsın.
She's finally left her wretched father.
En sonunda zavallı babasından ayrıldı.
These wretched aristocrats can't even heat their houses.
Bu zavallı aristokratlar evlerini ısıtamıyorlar bile!
And here you sit today. Isn't that wretched hypocrisy? Objection!
Ve şu anda da burada oturuyorsunuz, bu adice bir iki yüzlülük olmuyor mu, Bayan Cooker?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]