English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / Ya'al

Ya'al tradutor Turco

7,872 parallel translation
Our request for the expense is being delayed.
Masraf talebimiz de askıya alındı.
Services have been suspended indefinitely starting now.
İbadetiniz şu andan itibaren süresiz olarak askıya alınmıştır.
I demand a full investigation, and I want Kirsten placed on academic suspension while it's taking place.
Tam soruşturma talep ediyorum. Bu süreçte Kirsten akademik askıya alınsın.
What? No. You think I want you suspended because you left dishes in the sink?
Hayır, tabakları lavaboda bıraktığın için mi askıya alınmanı istiyorum sence?
Academic suspension is the nuclear option.
Akademik askıya alınma en son seçenek.
Yes, you're on academic suspension, so Hardwyck revoked your account.
Evet, akademik olarak askıya alındığın için Hardwyck hesabını kapattı.
We all feel that Detective Agnew's suspension was completely unjust.
Biz Dedektif Agnew'in askıya alınmasının haksız olduğunu düşünüyoruz.
In which case... I feel that with Detective Agnew's unfortunate suspension, I should step in and take lead on the case
O zaman bu durumda Dedektif Agnew'in talihsiz askıya alınması yüzünden öne çıkmalı ve Ajan Chamberlain ile beraber alışmalı -
Well, I assume you were suspended.
- Askıya alındığını varsayıyorum.
You're suspended.
Askıya alındın. Aynen öyle.
I was suspended.
- Evet. Askıya alındım.
- He got suspended.
- Askıya alınmış.
Japanese is super easy to get the hang of.
Japonca'ya alışmak çok kolay.
It's just I've got to lock up now.
Çünkü askıya alındı.
Between Jackie's relapse, the arrest, jail, diversion...
Jackie'nin nüksetmesi tutuklanma.. ... hapis, askıya alınma...
What about drugs, are you pro-drugs?
Ya uyuşturucu konusu? Uyuşturucu alır mısın?
We can leave the child alone and learn nothing or we can wake him up and get some answers.
Ya çocuğu rahat bırakıp hiçbir şey öğrenmeyiz ya da uyandırırız ve bazı cevaplar alırız.
They got 3 billion from Hangyul Bank and 3 million of that went to Congressman Jang.
Hangyul Bankası'ndan 3 milyar won alıp onun 3 milyonunu Jang Pil Woo'ya verdiler.
They got 3 billion from Hangyul Bank and 3 million of that went to Congressman Jang.
Hangyul Bankasından 3 milyar won alıp onun 3 milyonunu Jang Pil Woo'ya verdiler. - Ne dedin?
Hey, I was wondering, um, you know when Sunflower takes both Rodcocks at once, and she says, "I can feel you in my eyeballs"? I'm wondering, is that, you know, poetry... or can she literally feel his penises in her eyeballs?
Merak ediyordum da Sunflower tek seferde Rod'un iki aletini de alınca "seni gözlerimde hissediyorum" diyor ya bu şiir mi yoksa gerçekten penisleri gözlerinde hissediyor mu merak ettim.
You know how I love my Christmas shopping trips to San Francisco.
San Fransisco'ya olan Noel alışveriş gezilerimi ne kadar severim biliyorsun.
You can just buzz me in or fob me in or whatever the fuck when I get back.
Döndüğümde ortak anahtar ya da adı her ne haltsa onunla beni içeri alırsın.
She was Japanese, five or six, and she was standing next to a row of American soldiers on her way to an internment camp.
Beş ya da altı yaşında Japon bir kız, gözaltına alınmadan önce bir sıra Amerikan askerinin yanında duruyordu.
I would have brought you formula or she could have got some.
Beni arayabilirdin. Ben mama alıp gelirdim. Ya da bu kadın gidip alabilirdi.
So, I know that your two favorite places to eat are the diner and the food court.
İki yerde yemek yemeyi sevdiğini biliyorum. Kahvaltıcıda ya da alışveriş merkezinin yemek bölümünde.
But, you know, since we've been to the diner a lot, I figured that maybe I'd take you to the mall.
Yani biz kahvaltıcıya çok gittik, o zaman seni alışveriş merkezine götürebilirim diye düşündüm.
Well, what if you get it?
Ya rolü alırsan?
Or do you just take and take and take?
Ya da habire mesajımı alıp duracak mısın, tekrar, tekrar?
Take this with you - and you go up to the door and you knock. - [Tasha whimpering]
Bunu yanına al kapıya git ve çal.
Oh, you know, no reason. Just... I was just thinking about maybe getting a lake house for myself.
- Hiç ya öylesine belki ben de bir göl evi alırım diyordum da.
You know, like taking small doses of poison to build up an immunity.
Evet, hani zehirlere karşı bağışıklık kazanmak için azar azar zehir alırlar ya, ona benziyor.
You know how sometimes you get a peach from the bowl and one side is ripe and yellow, and the other is black and moldy?
Hani bazen kâseden şeftali alırsın da bir tarafı olgun ve sarı, diğer tarafı siyah ve küflüdür ya.
Get something gray or pinstriped with a white shirt, a real tie.
Gri bir şey ya da ince çizgili, beyaz gömlekle gerçek kravat al.
Are you... are you suspending me?
Beni askıya mı alıyorsun?
Oi, keep moving. We are borrowing your limo and you are driving us to the plant one way or the other. Let's go.
Tamam, devam et.Limuzinini alıyoruz ve bizi götürüyorsun fabrikaya bir yoldan ya da başka yoldan.Hadi gidelim.
What if I can get them to change the line about nontraditional sexual attitudes?
Peki ya bir kaç değişiklik yapmak için onlara ulaşırsam bu alışık olunmayan cinsel yaklaşımlar hakkında?
That's the problem with you teenagers, you're either dirty or you take showers for an hour.
Siz gençlerle sorun da bu zaten, ya kirli olursunuz ya da bir saat boyunca duş alırsınız.
You should be out having a life, doing poppers and flapper dancing.
Dışarıya çıkıp, bilinmeyen kimyasallar alıp deli gibi dans etmen gerekiyor.
I kill you, somebody takes your place, but they'll end up back here just like you, and sooner or later, one of you is gonna tell me what I need to know.
Seni öldürürsem birisi yerini alır ama senin gibi yine buraya düşerler. Er ya da geç, içinizden biri bilmek istediğim şeyi söyleyecek.
Ah, boyfriend... we're trying to take it slow, you know?
Aynen ya. Biraz ağırdan alıyoruz işleri, anlarsın ya.
Or you can delegate me to go find the real guy for you and then you can take the credit.
Ya da asıl adamı bulmak için beni görevlendirir sonra da övgüleri sen alırsın.
Wes, Wes, what if all this, everything here, was just a-a-a wild goose chase... something to distract us while Sean got what he really wanted?
Anlamıyorum. Wes, Wes, ya burada olan her şey... beyhude bir çabaysa... Sean asıl istediğini alırken... bizim dikkatimizi dağıtacak bir şeyse?
But smallpox, would you buy beef or coffee beans from a country with that?
Fakat çiçek hastalığı olan bir ülkeden et ya da kahve çekirdeği alır mıydın?
Or you can have your money right now from me.
Ya da paranı şimdi benden alırsın.
Al needs somebody to bear this burden with.
Al'in bir yardımcıya ihtiyacı var.
Al needs a brother. Or a lover.
Bir kardeşe ve ya bir sevgiliye.
Especially when they're so dearly bought.
Özellikle pahalıya satın alındılarsa.
Sold to buyer number 186! [Sighs]
186 numaralı alıcıya satıIdı!
Maybe Amber struck Talia to keep her from going to meet Minus.
Belki Amber Talia'ya Minus'la buluşmasından alıkoymak için vurmuştur.
Please remove your belt which patients will attempt to take from you and use to strangle either themselves or others.
Hastaların sizden alıp kendilerini ya da başkalarını boğabilecekleri kemerinizi çıkarın lütfen.
Either pay your membership... or take your sideshow freaks and get the fuck out of our club.
Ya üyeliğinizin parasını öde ya da şaklabanlarını da alıp kulübümüzden siktir git.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]