English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / Ya's

Ya's tradutor Turco

109,685 parallel translation
Simple. Either he screwed up or he screwed us over.
Çok basit, ya sıçtı ya da hepimize sıvadı.
What if it's not just your memories?
Ya sadece anıların değilse?
Then I'll ask Madison and Alicia, and they'll tell us where she's gone.
O zaman Madison ve Alicia'ya soracağım,... onlar nereye gittiğini bize söyler.
All right, it's gonna be India versus Germany, and I shall be victorious in my mighty lighty Jaguar.
Ve benimki de Almanca'dır. Tamam, Almanya'ya karşı Hindistan olacak. Ve mukim ışıklı Jaguar'ımda zafer kazanacağım.
You can buy a cheap pair from a market stall, or you can buy an expensive pair with gold thread in them, or you can do what everyone does, you go to marks Spencer's.
Bir pazar stallından ucuz bir çift satın alabilirsiniz, Ya da satın alabilirsin Pahalı bir çift Altın ipliklerle, Ya da ne yapabilirsin Herkes yapar, sen git Marks Spencer'a.
And soon, we crossed the border into Austria.
Ve kısa süre içinde sınırı Avusturya'ya geçtik.
See, that's where you're wrong. I triggered the emergency beacon during planet fall. Someone will come for us...
İşte burada yanılıyorsun düşerken acil durum düğmesine bastım er ya da geç birisi bizim için gelecek,
Or perhaps I should say it's not here yet.
Ya da henüz burada değil demeliyim.
- It's another Blink Drive. Or perhaps a past version of the same one.
- Yeni bir disk olabilir, ya da elimizdekinin eski versiyonu.
- There's a name for it. - It's, like, Oslo syndrome, - or something like that.
- Bunun bir adı da var Oslo sendromu ya da onun gibi bir şey.
Hey, III'm not judging. But sooner or later, the system's gonna catch up with them and chew them up.
Bak ben yargılamıyorum ama er ya da geç sistem onları yakalayacak ve çiğneyecek.
What if when they went through, they created a kind of rip or tear between here and wherever they went? That's what the anomaly is, just one end of the tear.
Peki ya gitmeye çalıştıkları anda gidecekleri yerle, burası arasında bir çeşit yırtık yarattılarsa anormallik bu işte, yırtığın bu tarafı.
We received word that Ferrous Corp had started launching strikes on rival assets in the outer colonies.
Ferrous Corp'un dış kolonilerdeki rakiplerine karşı saldırıya geçtiğine dair haberler aldık.
Now there's two ways this can go down. You can dig in your heels and... fight for a corporation that's abandoned you, or... you can let me in to talk, and help reach a settlement.
Önümüzde iki farklı yol var ya inat edip, sizi yüzüstü bırakan şirket için savaşırsınız ya da uzlaşmaya varabilmem için konuşmama izin verirsiniz.
He's right. Like it or not, we've been backed into a corner. We need to force the issue.
Haklı, hoşunuza gitsin ya da gitmesin köşeye sıkıştık, zorlamamız gerek.
Like it or not, you're a part of that show.
Sev ya da sevme, sen de bu şovun bir parçasısın.
It's possible they've already come under attack.
Saldırıya uğruyor olabilirler.
What if the neurotoxin somehow unlocked that part of my brain?
Ya bu nörotoksin beynimin bazı kısımlarının kilidini açtıysa?
What if Five's right?
Ya Beş haklıysa?
What if it's screwing with your ability to make a logical decision?
Ya bu şey senin mantıklı karar verme yeteneğini etkiliyorsa?
He's had those things in him before. We managed to get it out, but what if it affected him?
O şeylerden onda da vardı çıkarmayı başardık ama ya onu etkilediyse.
Or will God forgive her because she's gone crazy?
Ya da tanrı delirdiği için onu bağışlayacak mı?
She's worshipping a false god in your church.
Kilisenizde sahte bir tanrıya tapıyor.
She's worshipping a false god in your church.
Kilisende yanlış tanrıya tapıyor.
He said he would hurt me again and again until I gave in to God's will.
Tanrı'ya kendimi verene kadar,... bana tekrar ve tekrar zarar vereceğini söyledi.
Oh, that's me... always going above and beyond the call of duty.
Ben işte. Her zaman görevin ya altından ya da yanından geçerim.
You know that little limp she's got?
Onun o küçük topallaması var ya.
No, he's not answering any of his calls or texts.
Değil, yaptığım aramaların ya da mesajların hiçbirine cevap vermiyor.
But it caught up to her and sooner or later, it's gonna catch up to you. And Molly, too.
Ama onu yakaladı ve er ya da geç seninle Molly için de gelecek.
Live or die. It's your choice.
Yaşa ya da öl, seçim senin.
I mean, the kind you can feel in your gut. It's like a warm fire going on in there. That's how I felt every moment.
Sanki karnında kelebekler uçuyor gibi hissedersin ya işte onlara baktığım her an böyle hissediyordum.
She had jumped off the roof.
Çatıdan aşağıya atlamış.
- Farming's more your style.
- Çiftçilik tam senin tarzın ya zaten.
Yeah, I will. One way or another.
Evet, öyle ya da böyle sıyrılacağım.
They don't embrace old men's dreams of turning Mars into another Earth.
Yaşlı erkeklerin hayallerini kucaklamazlar. Mars'ı başka bir Dünya'ya çevirmek.
There's nothing tastier than an asado, and for me, I'll never say no to an asado.
Asado'dan lezzetlisi yoktur ve asado'ya asla hayır demem.
You got to give her a break,'cause she got her Uncle Fatso's genes.
Uğraşmayın kızımla, dayısı Şişman Fatso'ya çekmiş.
Great, now he's edible.
İyi ya şimdi de yenebilir mi oldu.
Told ya. He's got that "come-and-go-heimers."
Dedim ya. "geldi-gittizaymır" olmuş.
[sighs ] [ faucet squeaks, water stops]
Hesabına para transferi yapıldığına, nakit ödeme aldığına dair bir iz ya da kendisinde ya da aile bireylerinde davranış değişikliği yok.
It's gonna take some doing to get rid of that ass tattoo.
Bu hackerların seni ya da tüm piyasayı hedef alması mı?
But you are still letting that fury use you instead of you using it. Right now, it's directed at me, which doesn't serve you at all.
Yani şu anda istifanı verebilir ya da benimle devam edebilirsin.
It's all public information. [smacks lips] I know what you stand to make.
Ya da artık güvenemediğin akıl hocanla devam edersin.
That he appreciates your aggression. Or he's furious that you assassinated an ally.
Saldırganlığını takdir ediyor ya da müttefikine suikast düzenlediğin için sinirli.
He's either looking to get back in your graces or trying to get close enough to jab a ricin-tipped umbrella into your thigh.
Ya tekrar gözüne girmeye ya da bacağına ucu zehirli bir şemsiye batırmak için yanına yaklaşmaya çalışıyor.
You and Axelrod entered into a criminal conspiracy to bribe Marc Capparello for inside information on the deliberations of the Location Committee and where they were gonna put your casino.
Axelrod'la yasa dışı bir komplo kurdunuz ve içeriden bilgi için Marc Capparello'ya rüşvet verdiniz. Yerleştirme komitesinin görüşmeleri ve kumarhaneyi nereye yapacakları hakkında bilgi almak için.
It's no exaggeration to say that Bobby Axelrod is the man who gave me my life, or at least let me keep it.
Bobby Axelrod'un bana hayatımı veren ya da kaybetmememi sağlayan adam olduğunu söylemek abartı olmaz.
Well, she's not vetting me.
- Beni teftiş etmiyor ya!
Mafee's not dumb, he's not soft, but he didn't understand or wasn't willing to put on paper what you needed him to put on paper.
Mafee ahmak veya pısırık değil ama kağıda dökmesini istediğin şeyi ya anlamadı ya da kağıda dökmek istemedi.
And you're part of that now, ain't ya?
Ve sen şimdi onun bir parçasısın değil mi?
It's our land or their land.
Burası ya bizimdir ya onların.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]