English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / Yelping

Yelping tradutor Turco

60 parallel translation
[yelping] 007, on your six!
007! Arkanda!
She keeps yelping for the police every time she sees me.
Beni ne zaman görse polis diye ciyaklıyor.
Quit yelping.
Zırlamayı bırak.
So then I started doing these yelping noises, like :
Ondan sonra ciyaklama sesleri çıkarmaya başladım, şöyle :
" The wolves swung in behind, yelping in chorus.
"Kurtlar koro halinde arkasından havladı."
"Buck ran with them, side by side with the wild brother, yelping as he ran."
"Buck vahşi kardeşi ile yan yana, onlarla koştu." "Koşarken uluyordu."
In fact, if you breathed funny, the guy would start yelping.
Belki komik gelebilir ama, ama adam acıyla havlıyordu.
Stop! [Yelping, Groaning]
Dur!
( Yelping )
Ben de israf olarak görüyorum.
- [Yelping] Stop!
- Dur! - Dur.
- [Panicked Yelping ] - [ Bell Dings] - Okay.
Pekala. 12 santimetre.
- That was just a loud yelping noise.
- Bu sadece isyanını bitirmek içindi. - Tanrım, Lois.
Heard the dog yelping, evidently. Called the cops.
Köpeğin havladığını duyunca polisi aramış.
Got him in the trap! That's him yelping'!
Tuzağa düştü, inlemeleri duymuyor musun?
[YELPING]
Ooo!
[Yelping] No!
Hayır!
Shut your yelping!
Sızlanmayı kes!
I had a full night, what with the walking straight... the balancing, and the not yelping out in pain.
Bütün geceyi geçirdim. Düzgün yürüdüm, dengemi korudum. Acı içinde bağırmadım.
( Yelping )
( Kesik kesik havlıyor. )
I gotta get up! - [Indistinct ] - [ Yelping]
Siz de harekat sırasında, bize katılacak mısınız, komutanım?
These dogs will be yelping louder soon.
Yakında bu itler daha kuvvetli havlayacaklar.
- [Brennan ] Dad! - [ Yelping Continues]
- Baba!
- [Yelping Resumes] - l-lf this bothers you, maybe you should go.
- Eğer seni rahatsız ediyorsa, belki de gitmelisin.
- [Whimpers ] - [ Yelping] - Still won't talk?
Çocuk, ağzı muffin dolu bodur bir zürafa gördün mü?
- [Yelping, Whimpering] - Put out your hands.
Tanrım, evet!
The Wolf was on the floor, yelping like a beast.
Kurt döşemenin üzerinde adeta bir can-âver gibi ses çıkarıyodu.
- [Tuffy yelping ] - [ Man] Oh, God, no!
Aman Tanrım! Tuffy'yi kıstırdı!
Just have to take them like... having failed as I had failed to shout her down, the major swooped upon her, yelping... these Alsatians, they're all the same!
O da benim gibi Tulip'i sakinleştirmeyi başaramamıştı ve şöyle bağırdı. Ah şu Alman çoban köpekleri! Hepsi aynı!
Number two, I'm sure you're used to Hillbilly parents yelping adulation at you as they attempt to impregnate the tailpipes of various off-road vehicles.
İkincisi... Kendi arazi araçlarını egzozdan döllemeye çalışan köylü ailelerin sana övgü dolu sözler çığırmasına alışmış olduğuna eminim.
I've got to get out! - I've got to get out! - ( PUPS YELPING )
Seni öncelikle rahatlatmak isterim, tilki olabilirim... ama beni öyle düşünmekten daha çok lanet iyi bir komşu olarak düşün.
Whatever the manly version of "yelping" is.
"Ciyaklama" nın erkeksi versiyonu.
- It will stop you from yelping.
- Böylece viyaklamazsın.
You know you can give someone a heart attack yelping out from a ditch like that. Wait.
Böyle hendekten çıkıp bir anda bağırırsan insana kalp krizi geçirtebilirsin.
Pawing around and yelping out there like a bitch in heat.
Beni anladınız mı? Şimdi kaybeden kim acaba Bay Noonan?
( yelping ) ( groans )
Saldırın çocuklar!
Stop it! Stop yelping, bitch, or I'm gonna shoot your boyfriend in the head. Stop it!
- Durun, durun!
Damned dog. Why is it yelping?
Lanet köpek, neden havlıyor?
[dog yelping] Petunia?
Petunia?
Now you can kill her without all his pathetic yelping.
- Güzel. Şimdi kadını bütün o acıklı havlayışları olmadan öldürebilirsin.
I was just Yelping this place.
Buradan bahsediyordum ya.
( Dog yelping )
[Köpek yelping]
( Yelping ) ( Alarm ringing )
( ALARM ÇALIYOR )
[Yelping] Probably needs to be more powerful.
Muhtemelen biraz daha güçlü olması lazım.
[Both Yelping ] [ Parker] Duck, milady.!
Eğilin, leydim.
We have this party all worked out, and since I am not usually into situations that involve yelping girliness and oiled-up men,
Partinin her şeyini ayarladık.
[pizzas splattering and yelping] Yeah, boy!
Budur, oğlum!
( Roger grunting, alien yelping )
İsterseniz yemeği dışarıda yiyelim.
( yelping ) Reinforcements.
Takviye geldi.
[roars ] [ grunts ] [ yelping ] [ roars ] [ screams ] [ gibbering] Yeah.
Evet.
[rumbling ] [ yelping] Don't hurt them.
Onlara zarar verme.
[Leo grunts ] [ screams ] [ yelping] Slime him!
Sümükle onu!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]