You'cause tradutor Turco
36,944 parallel translation
If you're listening, and you probably are cause you're creepy that way...
Eğer dinliyorsanız ki dinliyorsunuz, çünkü böyle sapkınlıklarınız var.
- You think that guy did something to you'cause you were a raging douche?
Kaynağa geri dönüyorum. Sence o adam sana gıcıkça davrandığın için bir şey mi yaptı?
'Cause, you know, I appreciate the mystery flights and everything, but I could've saved you all a lot of time and trouble.
Çünkü gizemli uçuşları falan takdir ediyorum ancak sizi o kadar zaman kaybından ve birçok beladan kurtarabilirdim.
If you go too close to any one time repeatedly... It can cause a hole in time.
Her seferinde aynı yere giderseniz... bu da... zamanda bir delik açılmasına neden olur.
You're probably gonna want to leave now,'cause in about 30 seconds, Kent here will appear to have a severe heart attack.
Muhtemelen şimdi ayrılmak isteyeceksin. Yaklaşık 30 saniye içinde, Kent buraya Ciddi bir kalp krizi geçirmiş gibi görünecektir.
So, it'll be a waste of money for you to get me a drink,'cause I'm still... I'm kind of going easy, so...
Bana içki ısmarlarsan paranı heba etmiş olursun çünkü yavaş yavaş içiyorum.
I don't hate you'cause you have a family with kids.
Aile kurdunuz diye nefret etmiyorum.
Hey, I just wanna say, I'm... I'm sorry that things, sort of, ended negatively... - between the two of us,'cause, you know, I...
Şunu söylemek istiyorum ki, aramızda yaşananlar kötü sonuçlandığı için üzgünüm çünkü sana saygı duyuyorum ve iyi biri olduğunu düşünüyorum.
I mean, you do whatever you want. You know? 'Cause I can only worry about myself.
Gerçi sen ne istiyorsan onu yap çünkü beni bir tek kendi halim ilgilendiriyor.
You know, that's so funny to hear you say that.'Cause it's a relief.
Bunu senden duymak çok tuhaf.
'Cause I always felt like, you and me, when we were together, I was never my best self. So...
İçime su serpmiş oldun çünkü birlikte olduğumuz süre boyunca ben de kapasitemi yansıtamadım.
'Cause if not, you gotta get out now, before she gets in too deep.
Çünkü istekli değilsen kız sana sarmadan paçayı kurtarmalısın.
I'm not wasting this weed on you, though,'cause this stuff is unreal.
Bu otu sana verip ziyan edemem çünkü fişek gibi bir mal.
Right.'Cause you're the sex-in-the-parking-lot girl.
Diye buyurdu, otoparkta seks yapan kız.
Actually, it's pretty funny,'cause it's like... you shouldn't be doing it.
Aslında çok komik çünkü yapmaman gerekirdi.
Can you clarify, Dr Weatherfield, what kind of force would have been needed to cause this level of injury to the victim's neck area?
Dr. Weatherfield, kurbanın boyun kısmına böyle bir zarar için nasıl bir güç uygulanması gerekir?
-'cause you're not coming. - I'm telling you, I can help!
- Yardım edebilirim diyorum sana!
Yeah,'cause she's kissing me to mess with you.
Evet çünkü seninle uğraşmak için beni öpüyor.
'Cause it was just so obvious that Tyler loves me more than he loves you.
Çünkü Tyler'ın beni senden daha çok sevdiği apaçık ortadaydı.
♪'Cause I got you holding on... ♪ Sorry about the... you know.
Kusura bakma şey için...
The local yokels get worked up, cause even more trouble, and you know...
Buradaki hırbolar da daha çok bela yaratıyorlar haliyle. Ve... Anlarsın işte.
"Don't you wanna have some fish'cause your pregnant?"
"Hamilesin, biraz balık ye" şeklinde yaklaşmaları kaygı verici.
'Cause if you want to feed the world, you can feed the world with more corn, using corn and wheat and stuff like that than you can meat.
Dünyayı beslemek istiyorsanız bunu daha fazla mısırla yapabilirsiniz. Mısır, buğday gibi şeylerle yapabilirsiniz.
It's just like I need meat because I'm a Capricorn or I need meat'cause I have an A plus blood, it's like what do you say?
"Ete ihtiyacım var çünkü burcum Oğlak."
You wanted to sacrifice yourself for the cause.
Sebep için kendinizi feda etmek istediniz.
Right, because you're an ambulance-chasing piece of shit,'cause you're all the same...
Evet, çünkü sen beş para etmez avukatların en önde gidenisin. - Hepiniz aynısınız zaten...
'Cause I kind of recall you hating him before he became barbecue.
Çünkü barbeküye dönüşmeden önce ondan nefret ettiğini anımsar gibiyim.
And you're just protecting Frank'cause the baby's his, right?
Sen de Frank'i koruyorsun çünkü bebek onun, değil mi?
Well, you should just get an abortion now,'cause Waitlist isn't the type of father you want for your child.
Artık kürtaj yaptırmalısın çünkü, West çocuğuna babalık yapmasını isteyeceğin türden biri değil.
'Cause our girl's rich, and she'll know if you cheap out.
Kızımız zengin olduğu için ucuza kaçarsan bunu anlar.
I blame you,'cause it's always you.
Seni suçluyorum çünkü daima suçlu sendin.
'Cause if you're here to fire me, I got that part.
Eğer beni kovmaya geldiysen, orasını anlarım.
Yeah, I bet some of you are really happy that he's dead'cause that means your ranking goes up one.
Bahse varım aranızda ölmesine sevinenler vardır. Çünkü bu ortalamanızın bir tık artması demek.
'Cause I've been your roomie for months now, and you don't give no kinds of damn about my case.
Hayır yani aylardır aynı hücredeyiz ama benim davam hiç umurunda olmamıştı.
'Cause you think that's what I want?
İstediğimin bu olduğunu mu sanıyorsun?
'Cause you're way better at it than my mother.
Çünkü bu yolda annemden açık ara öndesin.
'Cause I told you what he did to me. Celestine's 13th birthday party.
Çünkü bana ne yaptığını Celestine'nin 13.yaş günü kutlamasında sana söylemiştim.
'Cause if you really wanted to help your mama, you'd be trying to get your ass out of this jail!
Çünkü gerçekten annene yardım etmek isteseydin kıçını kaldırıp bu hapishaneden çıkmaya çalışıyor olurdun.
I guess I just wanted to look you in the eye finally'cause I haven't wanted to believe that it's true that you did... that you did that to Wes.
Sanırım sonunda seninle yüz yüze gelmek istedim. Çünkü doğru olduğuna inanmak istemedim - Senin Wes'e bunu yaptığına.
You circling a cause of death yet?
Hâlâ ölüm nedenini bulamadınız mı?
Connor told me you got out on bail, which I guess is cause for congratulations.
Connor bana kefaletle çıktığını söyledi. Ki sanırım bu da tebrik etmek için bir neden.
'Cause your only real chance of winning was if I was representing you, so...
Çünkü kazanman için tek gerçek şansın seni temsil ediyor olmam olacaktı bu yüzden...
'Cause you know why I think family's get torn apart?
Çünkü aile bence neden parçalanır biliyor musun?
You don't need to say that just'cause you think it sounds good.
Sırf kulağa hoş geliyor diye bunu söylemen gerekmiyor.
'Cause you're so blindingly beautiful.
Çünkü kör edici bir güzelliğin var.
Yeah,'cause you left him there to die!
Onu orada ölüme terk ettiğin için!
And I know that you probably hate that I'm saying this right now'cause that's the message that your face is sending me, but...
Ve bunu şu an söylüyor olmamdan muhtemelen nefret edeceğini de biliyorum çünkü yüzünden bu anlaşılıyor. Fakat... Sensiz bunların hiçbirinin üstesinden gelemezdim.
'Cause you just heard what his word is worth.
Çünkü az önce onun sözünün değerini gördün.
'Cause you're my brother.
Çünkü sen benim abimsin.
'Cause I wanted to tell you...
Çünkü sana...
'Cause you are definitely my type.
Çünkü sen tam benim tipimsin.