You'd love it tradutor Turco
921 parallel translation
Oh, I'd love it, Steven, but... there's something I have to tell you first.
Bu çok hoşuma gider Steven ama öncesinde sana söylemem gereken bir şey var.
You'd be a great success in London... and I believe you'd love it.
Londra'da büyük sükse yapardın... ve eminim ki buna bayılırdın.
If it hadn't been for him I'd have fallen madly in love with you.
O olmasaydı, sana deliler gibi aşık olurdum.
You'd love it.
Oraya bayılacaksınız.
You'd love it.
Çok seversin.
I'd love to fly over it with bombs for what they've done to you.
Sana bu yaptıkları yüzünden burayı bombalamak isterdim.
If that appeals to you, it's a fine ship. You'd love it.
Eğer düşünüyorsan güzel bir gemidir, seversin.
You'd love it.
Hoşunuza gidecek.
Whether it's love or habit, if you'd leave me, I'd be very sad.
Bu, alışkanlık mı yoksa aşk mı bilmiyorum ama... eğer beni terk edersen çok mutsuz olacağım. Bunun olmasını istemiyorum.
Karl, I'd love to tell you, but whoever it was said I wasn't to say a word to anyone.
Karl, söylemek isterdim ama kimseye söylemem gerektiği söylendi.
You haven't the slightest conception of what torture it is to love a man and to be shut out, barred out, to be always an outsider.
Birisini sevip de dışlanmanın, önlenmenin, hep kenarda kalmanın ne tür bir işkence olduğu hakkında en ufak bir fikrin dahi yok.
Well, we don't have it in stock right now... but I'd love to discuss the idea with you, and if you like it
Kitap şu an stoklarımızda yok ama bu düşünceyi sizinle tartışmak isterim ve eğer hoşunuza giderse -
If you were having the baby, you'd love it.
Sen doğuruyor olsaydın çok severdin.
Tell what a threat it was to the power and the riches... that you'd learnt to love so much.
Bunun sevmeyi öğrendiğin güç ve zenginlik için... ne kadar büyük bir tehdit olduğunu açıkla.
- No, really. Please, gentlemen. As much as I would love to have you come along, it was my oversight, and you'd be losing a full day's work.
- Hayır, gerçekten beyler birlikte gitmeyi ne kadar istesem de bu benim kendi kararımdı.
Tears a body to see someone you love hurt, doesn't it? Do you want me to beg?
Sevdiğin birini ağlarken görmek iç acıtıcıdır, öyle değil mi?
But in your place, if I'd broken my ordination promises, I'd rather it had been for love of a woman, than for what you call your intellectual life.
Ancak sizin için... papazlık yeminimi bozduysam... bunun entelektüel yaşam diye adlandırdığınız şeydense... bir kadını sevdiğim için olmasını tercih ederim.
It'd be wonderful to have a man love you so much he'd kill for you.
Öldürecek kadar seven bir adam.
- She'd love it if you'd call her Nell.
- Ona Nell derseniz sevinir.
You see, it all ties back to love, man's noblest frailty.
Gördünüz mü? Her şey aşka bağlıdır. Aşk insanoğlunun en büyük zayıflığıdır.
It's just that I loved you so all-fired much I thought you'd have to love me back.
Sadece seni çok sevdim ve belki seninde beni seveceğini sandım.
"Do you want to come in for a drink?" "I'd love it."
"Bir içkiye gelmek ister misin?" "Çok isterim."
Now that's a nice effect, I'd love to know how you did it.
Bu güzel bir efekt. Nasıl yaptığını bilmek isterdim.
Come on, you'd love it.
Hadi, buna bayılırsın.
It's true, I thought that in a way, you didn't love him any more, so so I'd have done anything to make you love me.
Bu doğru, düşündüm ki eğer bir şekilde, onu artık sevmeyecek olsaydın beni sevmen için her şeyi yapardım.
Well, if you're sure she won't mind, we'd love to see it.
Şey, rahatsız olmayacağından eminseniz, görmek isteriz.
It's the greatest proof of love you'd give her.
Aşkının en büyük kanıtı bu olur.
If I thought you'd never make love to me again I'd find the longest, sharpest knife and stick it straight into my heart.
Eğer bir daha... benimle sevişmeyeceğine inansaydım... bulabildiğim en uzun ve keskin bıçağı kalbime saplardım.
If I could make it up, like he'd never come between us, if I could prove to you I wasn't scheming to steal anything, so everything would be the same between us, if I could do it, you'd love me again, wouldn't you?
O hiç aramıza girmemiş gibi her şeyi telafi edebilirsem, bir şeyler çalmak için tezgah kurmadığımı sana kanıtlarsam, aramızdaki her şeyin eskisi gibi olması için bunu yaparsam beni yeniden seversin, değil mi?
It's the glory of romance forgetting everything in the arms of the man who adores you listening to the music of love in an eternal spring.
Aşkın ihtişamıdır sana tapan erkeğin kollarında herşeyi unutmak. Sonsuz bir baharda aşk şarkısını dinlemek.
Well, if you can, I'd love it.
Şey, bulabilirsen, çok isterim.
If Sharon has told you some incredible schoolgirl story, I suppose it's even possible she imagines herself in love with...
Sharon size bir okul çocuğunun inanılmaz öykülerini anlattı ise, sanırım, kendisinin onun aşığı olduğunu düşünmesi bile olasıdır.
It's fine to have you tell me that you love me but I'd be much happier if you said that you loved your mother as well.
Bana beni sevdiğini söylemen çok hoş ama anneni de aynı şekilde sevdiğini söylesen daha mutlu olurdum.
She'd love it if you...
Siz yazarsanız çok...
It would make your friend George unhappy if I fell in love with you, and who knows, maybe you'd feel unhappy if I fell in love with a nice man like George.
Eğer sana aşık olsaydım, George mutsuz olacaktı, Kim bilir, Eğer George'a aşık olsaydım belki sen mutsuz olacaktın.
That's why I want to go to school. You'd love it in London anyway.
Londra'yı seveceksin.
I'd love to have you read an excerpt from it.
Sana bir bölümünü okumayı çok isterim.
Ma'am, if we'd made love, you'd have remembered it.
Heavenly bebeğim. Baban konuşuyor.
- If you have some, I'd love it.
- Eğer varsa sevinirim.
I'd have done it out of love for you.
Senin aşkına dayanarak yapardım.
You'd love making it possible.
Olması için can atıyorsun.
It doesn't matter if it's someone you love, someone you'd give your life to save.
- Sevdiğin biri olması da fark etmez. - Kurtarmak için hayatını saniyesinde vereceğin biri olsa da
If I said I'd love you one day, would it make you happy?
"Sana bir gün aşık olacağım" deseydim sana, mutlu olur muydun?
I'd just love to see it. You know, Dr. McCoy said the same..
- Dr. McCoy da aynı şeyi söyledi.
Is what we'd love to give you and give it one, two, three
# Vermek istiyoruz sizlere Ve veriyoruz : 1, 2, 3
I have here two quarts of ripple fudge ice cream in this bag and I'd love to accommodate you girls before it melts.
Çantamda yarım kilo karışık dondurma var siz kızların yerinde olsam erimeden gelirdim.
I'd love it. Thank you.
Teşekkür ederim.
They'd love it and you could make them lust for you.
Seni severler ve şehvetinle bütün bunları yapabilirsin.
I'd love to take it with you.
Seninle almaktan mutlu olurdum.
We thought you'd love it.
Sizin sevineceğinizi düşünmüştük.
You'd love to see it, though?
Bütün bu rezillik dahil yani?
you'd love that 24
love it 389
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
love it 389
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's ok 4874
it's cold 680
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it's cold 680
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
itch 25
it's all right 8832
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's not 5855
itch 25
it's all right 8832
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322