You'll be all right tradutor Turco
1,614 parallel translation
I'll be right behind you, all right?
Tam arkanızda olacağım.
If you put it through again it'll be all right.
Eğer bir daha geçirirsen bu sefer olacak.
You'll be all right, son.
İyi olacaksın, oğlum.
You sure you'll be all right?
Sorun olmaz değil mi?
All right. I know you all want to make your deadlines, so I'll be brief.
Hepinizin haberi yayına yetiştirmeniz gerektiğini biliyorum, bu yüzden bildirimi kısa tutacağım :
Get it all nice and warmed up, And I'll be right with you in- - in 25 minutes.
Yatağımızı ısıt tatlım ben de 25 dakika sonra yanında olacağım.
She'll be around, all right. See you then.
Sonra görüşürüz.
All right, if you hold out for 20, she'll be chasing you for five.
20 dakika sabredebilirsen beş dakikalık gecikme için peşinden koşarlar.
When I get any news, you'll be the first who knows, all right?
Yeni bir haber alır almaz ilk duyan sen olursun. Merak etme.
Sure you'll be all right?
Sıkıntı yaşamayacağına emin misin?
Nam-kyeong, you'll be all right?
Nam-kyeong, baş edebilecek misin?
Are you sure you'll be all right?
İyi olacağına emin misin?
Cooperate and you'll be all right.
Bir arada durursanız hiçbiriniz zarar görmeyeceksiniz.
It's all right. You'll be safe here.
Burası güvenli bir yer.
You don't want to tell her until you know you'll be all right.
İyi olacağını bilene kadar ona bunu söylemek istemiyorsun.
Do you think it'll be all right?
Sizce her şey tamam mı?
Are you sure you'll be all right out there alone?
Dışarıda tek başına iyi olacağından emin misin?
YOU'LL BE ALL RIGHT, SWEETIE.
İyi olacaksın, canım.
You'll be all right for a few seconds.
Birkaç saniye iyi olacaksınız.
All right, fine. You know what? If you need me, I'll be out on the street sleeping in a hat, tissue boxes for shoes, selling figurines of kittens made from scraps of metal and old soup.
Beni ararsanız, sokakta kafamda şapka, ayağımda ayakkabı yerine mendil kutuları uyuyor, metal parçalarından ve soğuk çorbadan kedi figürleri yapıyor olacağım.
All right, for this drama exercise, you'll each be doing a scene with a partner.
Pekala her biriniz bu rol çalışması için bir partner ile sahne oynayacaksınız.
The point is, Frodo you'll be all right.
Şeyden Dolayı, Frodo İyi Olacaksın.
You'll be all right, Sisk.
İyi olacaksın, Sisk.
– You'll be all right.
- İyi olacaksın.
- You'll be all right.
- İyi olacaksın.
- You'll be all right. You hear me?
- İyi olacaksın, duydun mu?
No, you'll be all right.
Hayır. İyileşeceksin.
I know you'll be all right.
İyileşeceğini biliyorum.
Cat, you'll be all right?
- Cat, senin için sorun değil umarım? - Hayır değil.
She'll make you a real boy, I'll make her a real woman and all will be right because you held my hand and saved my brain so that once again my customers may ask for me by name :
O seni gerçek bir çocuk, ben onu gerçek bir kadın yapacağım. Dünya düzelecek çünkü sen elimi tuttun ve beynimi kurtardın. Böylece müşterilerim tekrar beni ismen isteyebilecekler :
You'll be all right.
Alışırsın.
You'll be all right.
- İyileşeceksin.
- You'll be all right!
- Endişelenme!
Yeah, you'll be all right.
Kendine gelirsin.
You'll be all right, son.
İyi olacaksın evlat.
All right? And one day, you'll be Kicking Wing, Animal Doctor.
Ve bir gün Hayvan Doktoru, Tekme Atan Kanat olacaksın.
- You'll be all right.
İyi olacaksın.
You'll be all right. Stay with me.
İyileşeceksin canım, iyileşeceksin.
Are you gonna be all right? I'll be fine.
Olacağım.
And i'll be praying you get nut cancer! All right, plan b.
Testis kanserine yakalanmamanız için de dua edeceğim.
You'll be all right.
Görürsün bak, iyi olacaksın.
Just keep tight hold of me and it'll be all right! - You won't keep still!
Bana sıkıca sarılırsan her şey yoluna girer.
- All right then, Iris... you'll be all right, my love, come on.
İyileşeceksin aşkım.
It's gonna be all right. You'll see.
Her şey yoluna girecek, göreceksin.
It's ok, baby. You'll be all right.
Merak etme bebeğim, iyileşeceksin.
It's ok. You'll be all right.
Merak etme, her şey yolunda.
You'll be all right.
Hayır, siz iyi olacaksınız.
Thank you, I'll be all right.
Teşekkür ederim, İyi olacağım.
- You'll be all right here?
- Burada durman sorun olur mu?
All right, you'll be here, right?
Tamam, burada olacaksın, değil mi?
- I think you'll be all right by yourself.
- Bu gece onunla yalnız kalabilirsin sanırım.
you'll be fine 927
you'll be okay 222
you'll be alright 46
you'll be late for school 19
you'll be missed 18
you'll be safe 116
you'll be surprised 28
you'll be sorry 73
you'll be late 57
you'll be great 74
you'll be okay 222
you'll be alright 46
you'll be late for school 19
you'll be missed 18
you'll be safe 116
you'll be surprised 28
you'll be sorry 73
you'll be late 57
you'll be great 74