English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You'll be in trouble

You'll be in trouble tradutor Turco

209 parallel translation
I'm warning you, you'll all be in big trouble.
Sakın uyarmadı deme, hepinizin başı büyük belâda.
Far be it from me to start any trouble, but I'll lay you 8-to-5 right now that kid's going to move in on your gal.
Sorun çıkarmak istemem, ama sana işin gerçeklerini açıklayayım o çocuk senin sevgiline sulanacak.
You'll be in lot of trouble if you don't get out.
Esas buradan gitmezsen başın büyük belaya girecek.
If you stick with me, you'll never be in anything but trouble.
Benimle birlikteyken başın beladan asla kurtulmaz.
If you don't, and you try to help him... you'll be in trouble.
Kabul etmeyip, ona yardım etmeye çalışırsanız başınız derde girer.
Nan, thanks for everything, but I got to get out of here... or you'll be in a mess of trouble.
Nan, her ºey için sag ol ama gitmeliyim. Yoksa baºin belaya girecek.
You'll have to do better or you'll be in trouble
Daha iyisini yapmak zorundasın yoksa başın derde girer. Ne demek istiyorsun?
In time, we'll get to the root of the trouble, and you can be cured.
Zamanla o sorunun köküne ineceğiz ve tedavi olabileceksiniz.
- You'll always be in trouble.
- Başın hep belada olacak.
Lummock, or you'll be in serious trouble with your record.
Lummock, ya da bu sicilinle başın ciddi dertte.
As a matter of fact, even if they don't find any, you'll be in trouble.
Aslında, hiç bulamasalar da, başın dertte olacak.
A man short-weighed me when I turned in my crop. She said, "be nice, or you'll get in trouble."
Birisi beni kızdırdığı zaman, "Sinirlenme yoksa senin için kötü olur." derdi.
If you don't get into a more liquid position, you'll be in serious trouble.
Daha akışkan bir duruma girmezsen, başın ciddi belaya girer.
You'll be in trouble if any men escape, won't you?
Bay Kaji, adamlar kaçarsa sorun çıkar mı?
If Okazaki gets any more invigorated, ma'am, you'll be in trouble.
Okazaki o canlılığı fark ederse başınıza bela olabilir.
Quick, or you'll be in trouble!
Çabuk olun, yoksa başınız derde girecek!
Don't put ideas into his head or you'll be in trouble.
Ona böyle fikirler verme, senin de başın derde girer.
If my teacher sees me with you, I'll be in trouble.
Öğretmenim bizi birlikte görürse, başım belaya girer.
If they learn you crossed the river without permission... we'll be in trouble.
Eğer nehri izinsiz geçtiğin bir duyulursa başımız belaya girer.
Commissioner, excuse me... but if you don't allow me to leave, I'll be in big trouble, believe me!
Komiser, afedersiniz gitmeme müsade etmezseniz, başım büyük belaya girecek, inanın!
Don't stay. You'll be in trouble.
Size tavsiyem Caselini, sıkılmak istemiyorsanız burada kalmayın.
Then you'll be in real trouble.
O zaman başın gerçekten derde girer.
If you breathe a word about this, you'll be in trouble!
Eğer ağzına bu konu hakkında açarsan başın belaya girer!
You'll be in trouble with your chaperone.
Eşlikçinle başın derde girecek.
You'll be in trouble for that.
Bu yüzden başın belaya girecek.
If Colorado finds that out, you'll be in worse trouble than you are now.
Colorado bunu öğrenirse, başınız şimdikinden çok daha büyük belaya girer.
If the trap worked, you'll be in big trouble,
Eğer tuzak işe yararsa, Başınız büyük belada demektir.
If my mother finds out you'll be in trouble.
Annem bunu duyarsa başınız belaya girer.
Get your ass over here, or you'll be in a lot more trouble....
Hemen buraya gel lanet olası, yoksa başın daha büyük belaya...
I said eat this food or you'll be in deep trouble.
Yiyin şunları diyorum yoksa çok fena olur!
If you see him again, you'll be in big trouble!
Onu bir daha görürsen başın büyük derde girer!
You tell me you're in trouble, you're out on bail, you just got fired, I tell you I'll be right over.
Ama başının belada olduğunu, kefaletle serbest kaldığını söylediğinde ve işten kovulduğunda ise, her zaman yanında olurum.
He goes free and you'll be in big trouble
Yoksa başınız büyük dertte!
You'll be in trouble.
İşte o zaman başın belada demektir.
Or you'll be in trouble!
Başın belaya girer!
Just let me stay the night and I'll be on my way in the morning.I won't trouble you again.
Sadece bu gecelik burada kalmama izin verin yarın sabah kendi yoluma gideceğim. Sana tekrar sorun çıkartmayacağım.
You're a nice guy, but if you aren't more careful, you'll be in real trouble.
İyi birisin ama dikkatli olmazsan başını cidden belaya sokacaksın.
Then we'll search the place lf we find the loots, you'll be in trouble
o zaman burayı arayalım! eğer bulursak...
And you'll be in big trouble if it doesn't.
Ve gitmezse başın belada demektir.
If you can't understand why, we'll both be in trouble.
Nedenini anlamıyorsan, ikimizin de başı belada demektir.
My father knew that you'll be in trouble, he sent me to follow you.
babam pusuya düşceğinizi tahmin etti Ve beni yolladı
You'll be in big trouble if this gets around.
Bu duyulursa başın belaya girer.
If I report this to the police, you'll be in trouble.
Eğer polise gidecek olursam ne olur, bunu farkındasınız, değil mi?
If you told someone, I'll know it. And you'll be in trouble.
Birisine söylersen, haberim olur, başın büyük belaya girer.
If someone finds out, you'll be in trouble.
Eğer birisi duyarsa, senin için kötü olur.
Because if you get killed we'll be in a lot of trouble.
Çünkü, seni öldürürlerse, kabak bizim başımıza patlar.
Or you'll be in trouble, when I get back to town.
Şehre döndüğümde, bu iş bitmezse başın belada demektir.
I said, "You better or you'll be in trouble." He said, "Jam it!"
İstese iyi olur, yoksa başın dertte, dedim. Boşver, dedi.
You pay him, you'll be in a world of trouble.
Ona ödeme yaparsan, bir dünya sorunun olacak.
Don't you scream at me or you'll be in trouble!
Sakın bana bağırmayın, yoksa başınız derde girer!
I'm a good friend of Ambassador Kelly. You'll be in a lot of trouble.
Ben Büyükelçi Kelly'nin yakın dostuyum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]