You'll love it tradutor Turco
918 parallel translation
You'll love it.
Bayılacaksınız.
You'll love it.
Bayılacaksın.
It'll come to you, this love of the land.
Bir gün sen de topraklarını seveceksin.
You'll love it here when you get used to the dark.
Karanlığa alışınca burayı seveceksin.
It is very sad to love and lose somebody. But in a while, you'll forget, and you will take up the threads of your life where you left off not so long ago and you will work hard. There's lots of happiness in working hard.
Birisini sevmek ve kaybetmek çok üzücüdür ama bir süre sonra unutup hayatına kaldığın yerden devam edeceksin ve çok çalışacaksın, çok çalışmak insanı mutlu eder.
It's love you'll photograph, not intimacy.
Bulacağınız şey aşk olacak, mahremiyet değil.
I do love it now more than you'll ever know.
Artık bunu tahmin ettiğinden de fazla seviyorum.
- If you're in it, I'll love it.
- Sen giyiyorsan beğenirim.
It means that I love you and I'll honor your parents.
Seni sevdiğim ve aileni onurlandıracağım anlamına geliyor.
You'll love it!
Bayılacaksın.
But I'll love you for it.
Ama bunu yaptığın için seni seviyorum.
She'll love it. What do you think?
Buna bayılacaktır.
You'll love it, Marie. You'll have a wonderful time.
Bois'deki Pre Catalan'a gideriz, orada çok iyi zaman geçireceksin.
I know you'll love it.
Seveceğini biliyorum.
You'll love it here, Tally.
Burayı seveceksin Tally.
I'll make you love it and you'll want to stay.
Sevmeni sağlayacağım. Sen de kalmak isteyeceksin.
It'll be no effort to learn to love you.
Seni sevgin için çabalayacağım.
When I finally say, "I love you," and mean it, it'll be like a defeated general, surrendering and handing his sword to his enemy.
Ben birine, "Seni seviyorum" der ve ciddiysem, yenilmiş bir general gibi, düşmanına kılıcını teslim etmek gibi olurdu.
I won't ask you about it any more But if you feel you can love me, I'll wait as long as you like!
Bir daha sana bunu sormayacağım, eğer beni sevebileceğini hissediyorsan istediğin kadar beklemeye hazırım.
But if it's Jane, if... if she'll just understand... how much a little girl needs love and understanding... then I won't mind dying... you know, if she'll just take good care of her for me.
Bunu biliyorum. Ama eğer Jane... Jane, küçük kızımızın sevgiye ve ilgiye ne çok gereksinimi olduğunu anlarsa ölmek umurumda olmaz.
You'll love it. Wait till you see it.
Seveceksiniz, görene kadar bekleyin.
You'll love it here, it's a palace.
Seveceksiniz, burası saray yavrusu.
You'll love it. Smell this.
Biraz alayım, kokusunu çok seviyorum.
You'll love it there
Orayı seveceksin.
- Brother, you'll learn to love it.
- Sevmeyi öğreneceksin, kardeşim.
I CAN ARRANG E IT SO SHE'LL LOVE YOU. HOW?
Yanından ayrılmayacağını temin ederim.
I'll meet you there at 7 : 30, you'll love it.
7 : 30'da orada buluşuruz, hoşuna gidecek.
You'll love it.
Oraya bayılacaksınız.
Through love, it says you'll be able to reveal your secrets to the doctor whose emblem is above.
Aşk vasıtasıyla, der ki sırlarını yukarıdaki amblemi taşıyan bir doktora verebileceksin.
Nestor, I love you, and I'll wait for you, no matter how long it takes.
Nestor, seni seviyorum. Ne kadar sürerse sürsün seni bekleyeceğim.
You'll love it.
Çok seveceksin.
You'll love it.
Hoşuna gidecek.
I love you. I'll lock it when I please.
Ne zaman istersem kilitlerim.
You'll love it.
- Seveceksin.
You'll love it.
Hawaii'ye bayılacaksın.
You meet a girl one night, don't know if you'll make it, that's love.
Gece bir kızla tanışırsın, yapacağından emin olmazsın, o aşktır.
You'll love it.
Seveceksin.
You know, it's something that you'll really love.
Gerçekten seveceğiniz bir şey bu.
You'll never admit it, but if you did something for me, you only did for the love of my body.
Bunu asla kabul etmeyeceksin, ama bu senin yapmış olduğun bir şey, sen bedenime duyduğun aşk için bunu yaptın.
Won't you say you'll love me always... even if you don't mean it?
Beni hep seveceğini söyler misin?
If you love me, you'll do it.
Beni seviyorsan, bunu yapacaksın.
If you love me, you'll do it.
Beni seviyorsan, sen yapacaksın.
More comfortable, more comfortable. You'll love it.
Daha rahat, daha rahat bir yer.
You'll love it.
Ona bayılacaksın.
And I'll never let it break'cause I love you
" Ve kopmasına izin vermeyeceğim seni sevdiğim için.
And I'll never let it break'cause I love you
"Kopmasına izin vermeyeceğim..."
Help to destroy me, and I'll love you for it.
Yok olmama yardım et, ben de seni seveyim.
- I know you'll love it
- Çok seveceğinizden eminim.
I know you have no desire to join the army but once you're in, you'll love it.
Orduya katılmak istemediğini biliyorum ama katılınca seveceksin.
Don't fall in love with me, or you'll suffer for it.
Sakın bana aşık olma yoksa bu yüzden acı çekersin. - Acı çekmek istiyorum.
- You'll absolutely love it there.
- Oraya bayılacaksın.
you'll love this 40
you'll love her 23
you'll love him 21
love it 389
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
you'll love her 23
you'll love him 21
love it 389
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's ok 4874
it's cold 680
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
it's over 4654
it's ok 4874
it's cold 680
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
itch 25
it's all right 8832
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
italian 217
it was 5878
it's not 5855
itch 25
it's all right 8832
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347