You'll never see me again tradutor Turco
317 parallel translation
Give me a thousand francs and you'll never see me again.
Bana bin frank ver ve bir daha karşına bile çıkmayayım.
- You'll never see me again here!
Beni bir daha görmeyeceksiniz!
Say the word, and you'll never see me again.
Söyleyin, yoksa beni bir daha göremezsiniz.
You'll never see me in this store again.
Bir daha bu dükkana adımımı atmam.
We'll shake hands and you'll never see me again.
El sıkışırız ve beni bir daha asla görmezsin
If I... If I leave early in the morning... If I never see Roy again... would you promise me he'll never know?
Şayet sabah erkenden gider ve Roy'u bir daha görmezsem bunu asla öğrenmeyeceğine söz verir misiniz?
Tomorrow you'll take me through the lines and I'll never see you again.
Yarın beni hattın dışına çıkartacaksın ve seni bir daha göremeyeceğim.
Just give me five minutes to pull myself together, and you'll never see me again. Never, never.
Kendimi toparlamam için bana beş dakika ver, ondan sonra da beni bir daha asla görmeyeceksin.
To the office tomorrow for that job, I'll try again. You'll never see me there.
Ancak yarın o iş için ofise geldiğinde tekrar deneyeceğim.
I came to tell you this and to tell you that you'll never see me again.
Sana bunu ve beni bir daha asla göremeyeceğini söylemeye geldim.
Once I step out of this house, you'll never see me again.
Bu evden dışarı çıktıktan sonra beni bir daha görmeyeceksiniz.
If you say no, you'll never see me again.
Hayır dersen, beni bir daha hiç görmeyeceksin.
Keep your crummy food! You'll never see me again!
Beni bir daha asla göremeyeceksiniz.
You may think you will never see me again, but I'll keep waiting for you.!
Beni bir daha göremeyeceğini düşünüyor olabilirsin ama seni bekliyor olacağım.
I won't breathe a word. You'll never see me again, I promise.
- Tüylerim diken diken oluyor.
You'll never see me again!
Beni bir daha görmezsiniz.
But if you touch me once more, you'll never see me again!
Ama bana bir kez daha dokunursan bir daha beni asla göremezsin!
Turn back and forget me because you'll never see me again.
Arkanı dön ve beni unut çünkü bir daha beni asla görmeyeceksin.
This is the last time! You'll never see me here again.
Bir daha buralarda görmeyeceksiniz beni.
You'll never see me again.
Beni asla tekrar görmeyeceksin.
You'll never see me again
Beni bir daha göremeyeceksin.
And now I'm cured, you'll never see me again.
Ayrıca artık iyileştim, bir daha hiç görüşmeyeceğiz.
You'll never have to see me again.
Beni asla tekrar görmek zorunda kalmayacaksın.
- You'll never see me here again.
- Defalarca alışveriş yaptım.
Do that once more and you'll never see me again.
Bunu bir kere daha yaparsan bir daha benim yüzümü göremezsin.
After tonight, you'll never see me again.
Bu geceden sonra beni asla görmeyeceğinize söz veririm.
You'll never see me again since that's what you want.
Beni bir daha asla göremeyeceksin.
You'll never see me again.
Beni bir daha asla göremeyeceksin.
You'll never see me again.
Beni bir daha asla görmeyeceksin.
Tell him, Papa, or you'll never see me again.
Söyle ona baba, yoksa beni bir daha göremezsin.
Take me there and you'll never see me again, I promise.
Beni oraya götürürsen söz veriyorum beni bir daha görmeyeceksin.
You'll never see me again... because I never want to see you again.
Beni bir daha görmeyeceksiniz... çünkü ben sizi bir daha görmek istemiyorum.
If you so much as come near the Countess, I'll see that you'll never see the light of day again. If a man said that to me, I'd break his neck!
Eğer Kontes'in bu kadar yakınına gelirsen, sana bir daha gün yüzü göstermem.
You'll never see me again.
Beni bir daha görmeyeceksiniz asla.
Five minutes and you'll never see me again.
Sadece beş dakika! Beni bir daha asla görmeyeceksiniz.
"You'll never see me again."
Beni bir daha asla göremeyeceksin. "
You'll never see me again! Please!
Beni asla tekrar görmeyeceksiniz, lütfen.
Promise me you'll never see me again.
söz ver bana beni bir daha görmeyeceksin.
You'll never see me again.
Beni bir daha görmezsin.
Don't let them take her away from me. I'll never see her again. - Wait, think of you then.
Onu uzağa götürürlerse, Onu bir daha asla göremem.
He almost whipped her and she said : "If you do, you'll never see me again."
Az kalsın karısını kırbaçlayacaktı kadın da "Eğer bunu yaparsan, bir daha yüzümü göremezsin" dedi.
I'd go, and you'll never see me again!
Giderim beni bir daha hiç göremezsiniz.
You'll never see me again.
Beni bir daha görmezsiniz.
What do you care? If you never see me again, it'll only be one time less a week than you see me now.
Beni bir daha görmezsen şimdi bir haftada gördüğünden bir kere daha az olur.
Pelle, I promise you'll never again see me... the way I was yesterday.
Pelle, sana söz veriyorum... Beni bir daha asla dün olduğum gibi görmeyeceksin.
You'll never see me again!
Beni bir daha görmeyeceksin.
We'll be there in plenty of time to make the 1 : 45... and you'll never see me again.
1.45'e yetişmek için çok zamanımız var. Beni bir daha görmeyeceksin.
If I ever see a hat on a bed in this house, man, like, you'll never see me again.
Bu evde yatağın üstüne konmuş bir şapka görürsem beni bir daha göremezsiniz.
- You'll never see me again.
- Bırak gideyim.
But one day you'll call me a compulsive bastard, and scream, and say you never want to see me again. And I'm shattered. Who needs that?
Her şey çok güzel olur ama bir gün yüzüme bencil, saplantılı bir sersem olduğumu haykıracaksın ve seni delirttiğim için, beni bir daha görmek istemeyeceksin.
You'll never see me again.
Beni bir daha görmeyeceksin.