You're all clear tradutor Turco
146 parallel translation
But if you can't clear him, you're to drop this matter once and for all!
Fakat onu temize çıkaramazsanız, bu sorunu tamamen bırakacaksınız.
- Now, you're all clear.
- Şimdi çıkabilirsin.
All you've got to do is get rid of me, and you're in the clear?
Yapmak istediğin tek şey benden kurtulmak ve kendini aklamak mı?
But, if you shoot me down, let's have it clear, in front of all these men. You're not here to get Julie Maragon out.
Ama beni vurursan, tüm bu adamların önünde şunu açıklığa kavuşturalım, siz Julie Maragon'u almak için burada değilsiniz.
All right. You're clear for take-off, Cobra.
Kalkış iznin var, Kobra.
You're contradicting yourself You're not all that clear then!
Kendinle çelişiyorsun ama, demek ki kafan karışık!
You're all clear, kid!
Arkandakileri temizledim.
All right, you're clear.
Tamam. Burası sakin.
- You're clear on all this, right?
- Her konuda net miyiz?
Wait until you see what we're doing... with the marina development. We're gonna clear five big ones on the first phase alone. I think I finessed Miller down at City Hall... so all we have to do to get past go... is be a little creative on our teamster deal.
marina developmentla ne yaptığımızı görene kadar bekle... yanlızca ilk aşamada beş tane büyüğü temizleyeceğiz sanıyorum ben City Hall'da ki Miller i halledeceğim onlarla anlaşabilmek için biraz yaratıcı olmabilı ve hepmizin harekete geçmeliyiz.
All right, everyone, you're clear to come up.
Pekâlâ, millet. Gelebilirsiniz.
You're all clear.
Ortalık sakin.
It's all very clear to him. He knows you're a Hong Kong cop.
Senin Hong Kong polisi olduğunu biliyor.
All right, Reggie, we're clear on this. You got it?
Pekala Reggie her şeyi anladın mı?
When you're climbing, your mind is clear freed of all confusions.
Dağa tırmanırken kafan boşalmış oluyor. Bütün karışıklıklardan arınıyor.
Next time you're drivin'through Texas, you better stay clear of all the trailer parks, and if you are drivin'through Texas, why don't you do it fast?
Gelecek sefere Texas'tan geçerken bütün karavan parklarından uzak dur. Ve Texas'tan geçiyorsan, bunu hızlı yapmaya bak.
Of course, you're gonna have to clear that with all the others.
Tabii diğerlerini de buna ikna etmen gerekir.
All right, well, you're here'cause your friends clear you.
Buradasın, çünkü arkadaşların seni temize çıkarıyor.
Okay, you're all clear.
Tamam, tamamen temizsin.
You're all clear.
Tamamiyle temizsin.
All right, Roz, now, this is a very different kind of show we're gonna be doing, so are you clear on the procedure?
Bu, çok farklı bir program olacak. Neler yapacağımızı iyi anladın değil mi?
All right, Syd, you're clear.
Tamam Syd, çıkabilirsin.
You're all clear for tonight.
Hava Kuvvetleri ne dedi? - Bu gece gidebilirsiniz.
All right, you're clear.
Tamam, güvendesiniz.
'Cause you've made it crystal clear- - you're all nuts!
Hepiniz kaçıksınız!
I don't have to ask if my band means anything to you. It's clear you think we're all noise.
Grubumum senin için önemini sormama bile gerek yok.
You're all clear.
Her şey yolunda.
You're all clear.
Anlaşıldı Dağcı, kimse yok.
Good, you're all here, so we can clear this up.
Güzel, hepiniz burada olduğunuza göre konuyu açıklığa kavuşturabiliriz.
Just so we're all clear, is there no way I can convince you to share custody?
Sizi velayeti paylaşmaya ikna etmeme imkan yok mu?
You're all clear, sir.
Tamam efendim.
Another day of observation and you're all clear.
Bir gün daha gözlem yapacağız, sonra serbestsiniz.
The darker the water, the darker the bait, which doesn't make any sense at all, but if the water you're going to be fishing in is real clear, you'll want the lighter colors.
Bulanık suda bulanık yem kullanılır. Hiç mantıklı değil ama balık avlayacağın su temizse makara ve kilit sistemi için daha açık renkler tercih edersin.
W-w- - just so we're clear, so - - so you want to move back in here and - - and be faithful to me and love me with all your heart and soul?
W-w- - açıklığa kavuşturalım, yani, buraya geri taşınmak ve bana sadık kalmak ve beni bütün ruhunla sevmek mi istiyorsun?
You're all clear.
Yolunuz açık.
All passengers must make their way to Gate 19. You're clear. Have a nice flight.
Tüm yolcular 17 nolu uçuş kapısında bekleniyor.
The last part would've worked better as an exit line, but I've watched enough hurricane coverage on CNN to know you're supposed to stay put until you get the all clear.
Son kısmını buradan çıkarken söylemek daha uygun kaçabilirdi. Ama Tv'de o kadar kasırga haberi izledim ki ortalık yatışana kadar olduğum yerde kalmanın daha akıllıca olduğunu biliyorum.
Gennifer, last time we spoke, you weren't quite yourself, so, just so we're all clear about your rights, sergeant Gabriel's going to read them to y'all now.
Cennifer. Son konuşmamızda pek kendinde değildin sen. Açıkça bilmen için şimdi Çvş.
Listen, all the charges against you have been dropped. You're free and clear to start a new life. A good life.
Aleyhindeki bütün suçlamalar geri çekildi ve yepyeni bir hayata başlamak için tamamen özgürsün.
The important ing is that he's safe, and we're gonna nue you back to health, and i think that would happen a lot faster if we all clear out.
Önemli olan, onun artık güvende olduğu ve sağlığına kavuşması için tedavi olduğu. Ve bence bu, hepimiz burayı boşaltırsak daha çabuk olacak.
You do all this, you're willing to go to prison, just to clear your ancestor's name.
Sırf atalarının adını temize çıkarmak için hapis yatmayı göze alıyorsun.
You're all clear.
Temiz.
Is all that clear? You're gonna do this by noon, and if you don't, here's what's gonna happen.
Öğlenekadar vaktin var, yapmazsan olacakları sen düşün.
Just so we're clear and so I can hone in on your central thesis of the night, wade through all the bullshit, you're telling me that you think you have the right to just fuck anyone, anywhere, anytime?
Gece boyunca tüm zırvalıkları bir kenara bırakıp gecenin asıl anlam ve önemine gelirsek sen bana istediğin kişiyle, istediğin zaman istediğin yerde yatma hakkına sahip olduğunu mu söylüyorsun?
Now once we get the all clear, we're going to move you to Andrews Air Force Base.
Binanın güvende olduğu kesinleştikten sonra, sizi Andrews Hava Üssü'ne götüreceğiz.
Because you're gonna give all this money back, and you're gonna clear out of here immediately.
Tüm bu parayı iade edeceksin ve hemen burayı temizleyeceksin.
Try not to do that thing you do when you're nervous, when you clear your throat all the time.
Gerildiğinde de şu boğazını temizleme olayını yapma
Because, Gary, Miss Plummer is Louise's favorite teacher and you already asked her out, so you have to go through with it, but just be clear that she knows you're just taking her out as a friend, all right?
Çünkü Gary, Bayan Plummer Louise'in en sevdiği öğretmeni ve sen zaten ona çıkma teklif ettin. Bu işi sonuna kadar götüreceksin. Ona sadece arkadaş olarak çıktığınızı belli et, tamam mı?
All right, Quagmire, just so you're clear on the law, Once you give this child up to the adoption agency, You can no longer abort it.
Peki, Quagmire, olacakları açığa kavuşturalım bir kere çocuğunu evlatlık kurumuna verdikten sonra bir daha geri alamazsın.
- Commander, you're all clear.
- Kumandan, yolunuz açık.
We're going to mexico... where the sky is "blue" blue... and the sand is white... and the water is so clear that you can see all the way to the bottom.
Meksika'ya gideceğiz. Gökyüzünün masmavi kumsalın bembeyaz ve denizin de dibini görebileceğin kadar temiz olduğu yere gideceğiz.
you're all set 139
you're all mine 16
you're all i've got 43
you're all i have left 22
you're all going to die 16
you're all done 27
you're all grown up 36
you're all good 25
you're all right 945
you're allowed 16
you're all mine 16
you're all i've got 43
you're all i have left 22
you're all going to die 16
you're all done 27
you're all grown up 36
you're all good 25
you're all right 945
you're allowed 16