English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You're an animal

You're an animal tradutor Turco

278 parallel translation
You're an animal and you belong in a cage.
Sen bir hayvansın ve yerin de kafes. - Eğer bana kalsaydı...
You're no better than an animal!
Hayvandan bile daha aşağılıksın!
You're an animal!
Sen bir hayvansın!
You're an animal.
Sen bir hayvansın.
He's a human being, and you're treating him like an animal.
O bir insan ve sen ona bir hayvan gibi davranıyorsun.
You're a man, not an animal.
İnsansın sen, hayvan değil.
Ungrateful wretch. You're lower than an animal.
Nankör yaratık bir hayvandan bile daha zavallısın!
You're like an animal!
Hayvan gibisin!
You're gonna kill him like an animal, huh?
Onu bir hayvan gibi öldürecek misin?
You're just an animal.
Sen bir hayvansın.
You're like an animal set free.
Sen'se serbest bırakılmış bir hayvan gibisin.
You're an animal, incapable of thought.
Sen düşünceden yoksun, bir hayvansın.
You're an animal, Murray.
Sen bir hayvansın Murray.
You're an animal.
Bir hayvansın.
You're nothing but an animal!
Hayvandan başka birşey değilsin!
You're an animal. Mm-mmm.
Sen bir hayvansın.
- You're an animal.
- Sen bir hayvansın.
- You're an animal!
- Sen bir hayvansın!
You're gonna die like an animal.
Hayvanlar gibi öleceksin.
You're an animal.
Sen hayvansın.
- That you're an animal. Ruin her reputation.
- Senin bir Hayvan olduğunu, onun şerefi de beş paralık olurdu.
They might think you're an animal.
Vahşi olduğunu düşünürler.
You're an animal.
Sen bir hayvansın!
You're more like an animal every day.
Hergeçen gün hayvanlaşıyorsun.
I can't believe you're that upset over an animal dying.
Bir hayvanın ölümüne bu kadar üzülmene inanamıyorum.
- You're dealin'with an animal here.
- Karşında bir hayvan olduğunu unutma.
You act so cute, but you're just an animal!
Şirin kız ayaklarına yatıyorsun ama hayvandan başka bir şey değilsin.
Well, if, as you say, he is an animal... then why do all the other prisoners love him so much? Well, um... because they're mostly animals just like he is.
Peki dediğiniz gibi bir hayvansa eğer peki neden diğer tüm mahkumlar onu bu kadar çok seviyorlar şey... çünkü diğerleride onun gibi hayvandırlar.
You're an animal!
Sen bir hayvansın
An animal that's in shock can be completely unpredictable, and when you're out on a mountain ledge with a snowstorm coming up, surprises are the last thing you want.
Şok halindeki bir hayvanın davranışları asla kestirilemez. Ve kar fırtınası yaklaşırken bir dağın yamacındaysanız, en son isteyeceğiniz şey kötü sürprizlerdir.
You eat meat because you don't care what you're doing or how an animal is killed, that's wrong!
Et yiyorsun çünkü ne yediğinin, ya da hayvanın nasıl öldüğünün farkında değilsin bu da yanlış.
- He's crazy. - You don't know what's in that. - You're an animal.
- Kafayı yemiş.
You're such an animal.
Hayvan Francis.
"Do it to me, Sheldon." "You're an animal, Sheldon." "Ride me, big Sheldon."
"Hadi yap, Sheldon." "Sen bir hayvansın, Sheldon." "Üstüme bin, koca Sheldon."
You're an animal.
Hayvansın.
And you're no better than an animal.
Senin de bir hayvandan farkın yok.
You're done very fast. But it's only an animal. Why would I have taken my time?
çok hızlı oldu sadece bir hayvandı neden çok vakit harcayım ki?
- You're an animal doctor?
- Sen mi kahramansın?
- You're not an animal.
- Sen bir hayvan değilsin.
You're not a human-being, you're an animal! A wolf!
O bir insan değil, lâkin bir hayvandır.
You're behaving like an animal.
Gel ulan buraya. Naz yapma.
Chew your food. You're an animal.
Çiğneyerek yesene, hayvan mısın?
You're like an animal.
Bir hayvan gibisin.
You're just an animal to'em.
Onlar için hayvandan farkın yok.
You're face to face with an animal that pulls at your heart.
İçini acıtan bir hayvanla yüz yüze kalıyorsun.
You take the form of an animal you're going to end up behaving like one.
Hayvan şeklini alırsan, sonunda hayvan gibi davranmaya başlarsın.
By the gods, you're an animal!
Tanrılar adına, sen bir hayvansın!
Somebody may think you're an animal and shoot.
Biri bir hayvan olduğunu düşünüp, seni vurabilir.
You're an animal, you are!
Tam bir hayvansın! Hayvan!
You bastard, you're worse than an animal
Hayır Raja gelme
- You're not an animal.
- Hayvan değilsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]