English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You're doing it

You're doing it tradutor Turco

4,350 parallel translation
You're doing it.
Gerçekten yapıyorsun.
So the only thing that there is to do is train them to recognize different levels of moans without them realizing you're doing it.
O zaman yapılabilecek tek bir şey vardır o da ne yaptığını çaktırmadan, onları değişik inleme türlerini algılayabilecek şekilde eğitmektir.
You keep doing it, you're gonna win, you're gonna win, and that's what I do.
Yapmaya devam ediyorsun, kazanacaksın, kazanacaksın, ben böyle yapıyorum.
No, it's not adultery if you're doing it to save your family. Okay?
Aileni kurtarmak için yaparsan eşini aldatma olmuyor.
It's really nice, what you're doing for her.
- Onunla ilgilenmen çok hoş.
From now on, you have to tell me what we're doing, where we're going... and what's happening,'cause I can't take it anymore!
Eğer bu işe devam edeceksek, bana, ne yaptığımızı, nereye gittiğimizi, neler olduğunu söylemek zorundasın. Artık daha fazla dayanamıyorum!
- You're doing it.
- Bunu başarıyorsun.
You're doing it.
Başarıyorsun.
Whatever you're thinking of doing, Clinton, don't do it.
Her ne yapmayı düşünüyorsan Clinton, sakın yapma.
You're doing it, but they belong their dirty socks for me.
Bunu yapıyoruz, ancak ait oldukları Benim için onların kirli çorap.
If you don't feel crusty, you're not doing it right!
Üzerinde iki parmak çamur yoksa yanlış yapıyorsun demektir!
You're doing it.
Yapıyorsun.
That's why we're re-doing it because of what you did.
İşte bu yüzden tekrar çekiyoruz.
They won't see you with your lights off, especially if they're fucking, which is what it sounds like they'll be doing.
Işıklar kapalıyken seni göremezler, hele yiyişeceklerse ki öyle yapacaklar gibi duruyor.
You're following her, filming her doing everything. Just let her do her thing. Just let her do it.
Bırakın da bildiği şeyi yapsın, bırakın.
So if this is bullshit, you're not helping me, you're not helping yourself but if this is real, if this is who I think it is, then what you're doing is fucking great.
Eğer bu saçmalıksa, bana yardımcı olmuyorsun, kendine de yardımcı olmuyorsun, ama bu gerçekse, eğer düşündüğüm kişiysen, öyleyse yaptığınız şey harika.
You're doing it again.
Yine yapıyorsun.
Yeah, but you're doing it like you're at a club.
Evet, ama sanki gece kulübündeymişsin gibi yapıyorsun.
God knows you're doing the work. It's all part of his grand design.
Tanrı biliyorki sen onun büyük planı içerisinde onun işini yapıyorsun.
YOU'RE DOING IT AGAIN.
Yine yaptın.
YOU'RE DOING IT AGAIN.
- Yine yaptın. - Ne yaptın?
WHAT IS IT YOU'RE DOING AGAIN?
- Sen neden buradasın o halde?
You're... You're doing it...
Yine mi yapıyorsun...
And, let's face it, Dad... you are not doing this for the sake of art, you're doing it to feel relevant again.
Şunu da kabullen, baba. Bunu sanat uğruna değil tekrar gündemde olduğunu hissedebilmek için yapıyorsun.
♪ Hang in there while you're doing it ♪
# İstediğini yaparken sakın pes etme #
I know, I know what you're probably thinking, "How do they justify living here, doing this for all those sleazy guys out there," but we don't look at it like that.
- Biliyorum, şu an muhtemelen "dışarıdaki adamlara böyle şeyler yapıp burada nasıl yaşayabiliyorsunuz" diye düşünüyorsun ama biz olaya bu şekilde bakmıyoruz.
But I can't do it if I'm doing this, and you're barely even using me now.
Ama eğer bunu yaparsam onu yapıyor olamam. Beni de çok az kullanıyorsunuz artık.
It is if you're doing it right. Huh?
Doğru şekilde yaparsan öyle.
You're doing great. It's okay.
Harikasın, geçti.
This is a... It's a very complicated situation. You're doing your best.
Bu çok karışık bir durum, sen elinden geleni yaptın.
Whatever you're doing in there, James, stop it, right now!
Orada ne yapıyorsan James, hemen dur!
Tell me straight to my face, it'll be better than what you're doing.
Direkt yüzüme karşı söyle, yaptığından daha iyi olur en azından.
'Cause if it is, you're doing a terrible Asian accent.
Eğer sensen, korkunç bir Asyalı aksanı yapıyorsun.
Look, Tuck, I'm pregnant, and my heart's racing really fast right now so... whatever you're doing here, it's not funny.
Bak, Tuck hâmileyim ve kalbim şu an fazla hızlı atıyor, o yüzden yaptığın şey hiç komik değil.
Well, the fact that you're doing this anyway, because it makes her happy, is possibly number one in the million reasons why I love you.
Onu mutlu ettiği için bunu yapacak olman muhtemelen seni sevmemin milyonlarca sebebi içinde ilk neden.
♪ Versace, Versace ♪ You guys, you're doing it all wrong.
Yanlış yapıyorsunuz.
It's all right, Jenny, you're doing great.
Sorun yok, Jenny, harika gidiyorsun.
You're doing it for that?
Bu yüzden mi bunu yapıyorsun?
Having had some time to think about it, they're not certain that you're up to doing what's necessary.
Bu konuda bir süre düşündükten sonra senin yapılacaklar için yeterli olup olmadığını sorgulamaya başladılar.
Yeah, but now you're doing it.
Evet, ama şimdi sen yapıyorsun.
If you're a famous smuggler, you're not doing it right.
Ünlü bir kaçakçıysan işini yanlış yaptın demektir.
Look, I heard you say that you're doing it for your son.
Bunu oğlun için yaptığını duydum.
Look, son, yöu're over-doing it.
E... e... evlat, çizgiyi geçiyorsun...
You're doing it.
- Hayır, yapacak.
It was nothing compared to what you ´ re doing to me!
Senin bana yaptığının karşısında bir hiçti!
You're getting a little angry and it's doing something ugly to your face.
Sinirlenmeye başladınız ve suratınıza çirkin bir şey oluyor.
I'm gonna say this because nobody else around here will say it, but you're doing a dope job.
Bunu söyleyeceğim.. .. çünkü buradaki kimse söylemeyecek.. .. ama sen çok iyi bir iş yapıyorsun.
You're doing fine. It takes practice.
Gayet iyisin, pratik yapman gerek.
Have you actually convinced yourself you're doing it for her?
Bunu onun için yaptığına dair kendini iknâ mı ettin?
You're doing it wrong.
Yanlış yapıyorsun.
Unregulated research sounds great until you're actually doing it.
Kontrol edilmeksizin araştırma yapmak kulağa güzel geliyor ta ki gerçekten yapana kadar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]