You're going tradutor Turco
62,427 parallel translation
She said, "Is this the shot you're going to use on your secret project?" question mark.
Diyor ki "Gizli projende kullanacağın fotoğraf bu mu?" soru işareti.
Hey! Where do you think you're going, sir?
Nereye gittiğinizi sanıyorsunuz beyefendi?
If you're going to have an illness that requires someone to constantly watch if you're still breathing, it's convenient for your mother to be a doctor.
Eğer birinin sürekli nefes alıp almadığınızı kontrol etmesi gereken bir hastalığınız varsa annenizin doktor olması elverişli oluyor.
You're going to be.
İyi olacaksın.
You don't worry if they're going to get you when they already got you.
Seni zaten yakalamışlarken yakalayacakları endişen olmaz.
Shadow, we're going to be releasing you later this afternoon.
Gölge, seni bu öğleden sonra gönderiyoruz.
Yeah, but you're not going to, are you?
- Evet ama almayacaksın değil mi?
You're going to be driving Betty here from now on.
Bundan sonra bu Betty'yi kullanacaksın.
We're not just going to kill you, Shadow.
Seni sadece öldürmeyeceğiz Gölge.
We're going to delete you.
Seni sileceğiz de.
So you can let everyone back home know where you're going.
Evdekilere kart atarak nereye gittiğinizi gösterebilirsiniz.
Okay, now you're just going to go and get a suit made like you're the goddamn Godfather?
Şimdi de gidip sanki Godfather'mışsın gibi takım elbise yaptıracaksın.
And you're going to help me find the answers.
Ve cevapları bulmama yardım edeceksin.
You're going to help shape a legacy instead of just transcribing it.
Bir mirasa şekil vermeye yardım edeceksin Sadece kopyalamak yerine.
So you're going to change your life, like, right now?
Yani şimdi hayatını değiştirecek misin?
Not going to say, "You're welcome."
"Hoş geldiniz" diyemeyeceğim.
You're going to be okay.
Sen iyi olacaksın
You think I don't know every twitch you're going to throw?
Sana atacağın her seftişi bilmediğimi mi düşünüyorsun?
You're so cute. How is it going over there?
Hanimis benim Sid'cigim.
You're not going to.
- oyle bir sey olmayacak.
Here, you're going to love this.
Iste, buna bayilacaksin.
You're all I've got. I'm not going to leave here without you.
O yuzden buradan sensiz gitmeyecegim.
I am Roman Armitage and if you're watching this, you're probably wondering what's going on.
Merhabalar, bendeniz Roman Armitage. su anda bunu izliyorsaniz neler oldugunu merak ediyorsunuzdur.
And there's no way you're going looking like that.
Ayrıca bu kıyafetlerle oraya asla giremezsin.
You're going to the Isle to rescue Ben.
Ben'i kurtarmak için Ada'ya gidiyorsunuz.
Well, you're going there.
Sen de gidiyorsun.
But going under, hooked up to the new device, you're not just flipping a light switch.
Ama cihaza bağlı olarak bilincin kapanınca sadece bir düğmeyi kapatmış olmuyorsun.
"No one's going to hire you as a feature dancer. You're going to make less money."
"Kimse seni striptizci olarak almaz, daha az para kazanırsın."
It's so much easier to go by a script, and you're going to work to pretend to do something, to be something, to do.
Senaryo üzerinden çok daha kolay. Bir şey yapar gibi, birisiymiş gibi görünüyorsunuz.
Well, you're going to learn soon enough. And, of course, they're going to learn about you, too.
Merak etme, yakında öğreneceksin ve elbette onlar da seni öğrenecekler.
Justy, you know you're welcome here all the damn time, buddy, but I thought you were going home last night.
Justy, burada istediğin kadar kalabileceğini biliyorsun ama dün gece eve döneceğini sanıyordum.
If you're going to do a memorial, I'm going to take pictures.
Anma köşesi hazırlıyorsanız ben de fotoğrafını çekerim.
About who you're going to take to Winter Formal?
Kış Balosu'na kimi götüreceğine mi?
Whatever you're going through now, you don't have to do it alone.
Şu an ne yaşıyorsan yalnız yaşamak zorunda değilsin.
You're going, right?
Gidiyorsun, değil mi?
Okay, you boys want to tell me why you're going 90 in a 40?
Çocuklar, neden 65'lik yolda 145'le gidiyordunuz?
You're going up against the Bakers?
Baker'ların karşısına mı çıkacaksın?
So you're going to try to prove that Hannah wasn't bullied.
Hannah'nın zorbalık görmediğini kanıtlamaya çalışacaksın.
Alex, you're going to be let off with a warning.
Alex, sen de bir uyarı alacaksın.
Sweetheart, you're always going to be my valentine.
Tatlım, sen hep benim sevgilim olacaksın.
You're going to tell me this one's no big deal... but let me tell you about being lonely.
Bunun çok da önemli olmadığını söyleyeceksiniz ama size yalnızlıktan bahsedeyim.
I'll tell you who it is... but you're going to have to wait.
Kim olduğunu söyleyeceğim ama beklemeniz gerekecek.
You're going to get through this.
Bunu atlatacaksın.
I'm not going to say I understand just what you're going through, but if you talk to me... I'll try.
Neler yaşadığını anladığımı söylemeyeceğim ama benimle konuşursan denerim.
I think it's gonna be my first and last time if you're going to be here.
Sen burada olacaksan bu ilk ve son gelişim. Ne?
So, either you're going to have to make some changes next year, or... maybe think smaller.
O yüzden ya gelecek yıl bazı değişiklikler yapacaksın ya da hedefini düşüreceksin.
And since we're doing sonnets this semester, and since you're all going to be distracted by it anyway, I thought we would take a minute to parse the work of this poet.
Bu dönem soneleri işlediğimiz için ve zaten bu şiir dikkatinizi dağıtacağı için bu şairin çalışmasını biraz irdeleyelim diye düşündüm.
Okay, look, I understand that you're going through your own process or whatever, but I'm worried about you, man.
Bak, kendine göre bir süreçten geçtiğini anlıyorum ama senin için endişeleniyorum.
But just because you write something doesn't mean you're going to do it.
Ama bir şey yazmanız onu yapacağınız anlamına gelmez.
Yeah, you're going.
Evet, gidiyorsun.
You're not going to jail, are you?
Hapse girmeyeceksin, değil mi?
you're going the wrong way 74
you're going to die 99
you're going to be a father 17
you're going to hell 34
you're going down 158
you're going too fast 33
you're going to lose 24
you're going to kill me 26
you're going to be great 24
you're going to 51
you're going to die 99
you're going to be a father 17
you're going to hell 34
you're going down 158
you're going too fast 33
you're going to lose 24
you're going to kill me 26
you're going to be great 24
you're going to 51