You're going to be okay tradutor Turco
406 parallel translation
With my help, you're going to be okay.
Yardımımla adam olursun.
Okay, as you're going to die soon, let me be frank so you can die in peace
Yakında öleceğin için sana herşeyi anlatacağım! en azında bilerek öl!
You're going to be okay.
Bir şey olmaz.
You're going to be okay, darling.
İyi olacaksın. Sakinleş.
You're going to be okay, Harry.
İyileşeceksin, Harry.
The doctor says you're going to be okay.
Doktor iyileşeceğini söyledi.
You're going to be okay.
Dinle, soru sorarlarsa...
You're going to be okay.
İyi olacaksın.
You're going to be okay.
iyi olacaksin.
You're going to be okay!
Merak etme!
You're going to be okay.
Sen kendine bakarsın.
You're going to be okay.
İyileşeceksin Ozzie. Kulağını Pkoparmadı
You're going to be okay, you won't get hurt.
Sana hiçbir şey olmayacak, hiçbir bokluk olmayacak.
You're going to be okay.
İyileşeceksin.
You're going to be okay, señor.
İyileşeceksiniz senyor.
Camille, Camille, it's okay, honey, you're going to be okay.
Camille, Camille, sorun yok tatlım iyi olacaksın.
You're going to be okay?
İyi olacak mısın?
- You sure you're going to be okay about Bob?
Bob konusunda iyi olacağından emin misin?
Okay, Diane, you're going to be quarterback this time.
Tamam, Diane, oyunu sen idare edeceksin.Ne? Ben mi?
You're going to be okay, guy.
İyileşeceksin dostum.
You're going to be all right. Just calm down. Okay.
İyileşeceksin, sakin ol tamam mı?
You're going to be okay.
İyi oIacaksın.
- Okay, we're going to be upstairs studying if you need anything.
- Peki, bize ihtiyacın olursa yukarıdayız.
You kind of stumbled out of the blocks with this political gig, but with my expertise, I think you're going to be okay.
Bu siyaset işinde biraz tökezledin ancak tecrübelerime dayanak diyorum ki her şey düzelecek.
You're going to be Okay.
Her şeyi mahvettim. İyileşeceksin.
You're going to be okay.
Her şey yoluna girecek.
Okay, you're going to be alright.
Tamam, iyi olacaksın.
You guys sure you're going to be okay?
Üstesinden gelebileceğinize emin misiniz?
You're going to be just fine, okay?
Her şey yolunda gidecek.
No, you're going to be better than okay.
Hayır, iyiden daha iyi olacaksın.
Well, they've got her stabilized and it looks like she's going to be okay if you're at all curious about her condition.
Kadını sakinleştirdiler. İyileşecek gibi görünüyor. Tabi eğer durumunu merak ediyorsan.
You sure you're going to be okay at your shop?
Sen dükkânında mutlu olacağından eminsin öyle değil mi?
- You're going to be okay, Franklin!
- İyi olacaksın, Franklin!
You sure you're going to be okay?
İyi olduğuna emin misin?
You're going to be okay, Ronnie.
İyi olacaksın, Ronnie.
- You're going to be okay.
- İyi olacaksın. - Hayır.
You're going to be okay, and I'll see you very, very soon.
İyileşeceksin. Az sonra görüşeceğiz.
Listen to me, son you can be sure that they're going to be keeping him in some creepy underground lair high up in the building until they get their ransom, okay?
Beni dinle evlat, istedikleri parayı alana kadar onu yüksek bir binada... korkunç bir yer altı zindanında tutacaklarından emin olabilirsin!
You'll be okay? You're going to sit here, be Mommy's good girl? Okay?
Annesinin uslu olarak burada oturacaksın tamam mı?
Okay, I'm probably going to. But you shouldn't automatically expect it... because if we're going to have the kind of relationship... that one day you're going to be making up these fantasies...
Pekala, bunu muhtemelen yapacağım ama bunu otomatik olarak yapacağımı sanma.
Sasha, you're going to be okay.
Sasha, bir şey olmayacak.
Just stay here. You're going to be okay.
Tam burada kal, sana bir şey olmayacak.
It's okay with me if you're going to be staying in grandpa's house.
Opas'da oturmanıza.. karşı değilim.
You're going to be okay.
Sana bir şey olmayacak.
Okay, Speed, how long do you think you're going to be here?
Tamam. Speed, sence ne kadar süre burada olacaksın?
You're going to be okay, kid.
Zamanla toparlanırsın ufaklık.
You're going to be okay, baby.
İyileşeceksin bebeğim.
You're going to be okay, partner.
iyi olacaksın, ortak.
You're going to be fine. Okay?
İyi olacaksın anladın mı?
Mr. Lizzio, why don't you sit down? We're going to be a while, okay.
Mr. Lizzio neden otur muyorsunuz?
I-it's okay, Connie. You're going to be all right.
Yok bir şey Connie.