English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You're gonna have to

You're gonna have to tradutor Turco

9,530 parallel translation
But we're gonna need some real, tangible leverage to make this work, so you're gonna have to go on record with the details of your agreement with the FBI...
Ama bunu başarmak için gerçek ve kuvvetli bir baskı oluşturmalıyız. Bu yüzden FBI'la anlaşmanın her detayını kayıtta anlatman gerekecek.
If you have anything to do with this, we're gonna find out about it.
Eğer bu işle bir ilgin varsa, o ilgiyi ortaya çıkartacağız.
You're gonna have to get used to that.
Buna alışman gerek.
I don't think you're gonna want to have a 3376 off your starboard side, now, would you, sir?
Sancak tarafınızda bir 3376 durumuyla karşı karşıya kalmak isteyeceğinizi sanmıyorum, değil mi efendim?
You're gonna have to drive.
Sen kullanmalısın.
Well, we're gonna need to establish a timeline, so, um, do you have any idea what the professor's schedule was last night?
Zaman çizelgesi çıkarmalıyız. Profesörün dünkü ders programını biliyor musunuz?
Okay, you're gonna have to get in with these kids, you know, embed yourself, and find out who may have had it in for Professor Thomas.
Bu çocukların gözüne girmek zorundasın. Aralarına karış ve Profesör Thomas'a kin besleyenleri öğrenmeye çalış.
Yeah? Yeah, I mean, you're gonna have to shower a little more often'cause we run a really classy joint.
Evet ama klas bir bar olduğumuz için daha sık duş almak zorundasın.
You're gonna be hanging out with firefighters at Molly's Bar, you're gonna have to get a little bit thicker skin, okay?
Molly's Bar'da itfaiyecilerle takılacaksan biraz rahat olmak zorundasın, tamam mı?
If you want to find your next passion project, you're gonna have to stick to Jane's budget.
Bir sonraki projeni bulmak istiyorsan, Jane'in bütçesine bağlı kalacaksın.
You're gonna have to find another place to live.
Yaşamanız için başka bir yer bulmanız gerekecek.
Dan, I respect what you're going through, but if you ever use the word "soul mate" again, I'm gonna have to beat you.
Dan, yaşadığın şeylere saygı duyuyorum ama bir daha "ruh eşi" lafı edersen seni pataklarım.
Jason, we're gonna have to get you back to the hospital so that we can help you.
Jason, sana yardım edebilmemiz için seni hastaneye götürmemiz gerek.
we're gonna have to arrest you.
Seni tutuklayacağız.
And now you're gonna have to get...
Şimdi de herkesi...
But you're gonna have to pull the trigger if you want me to do that.
Ama bunu yapmamı istiyorsan tetiği çekmen gerekecek.
But you're gonna have to trust me.
Ama bana güvenmek zorundasın.
I only have 12 bullets... so you're gonna have to share!
Ama sadece 12 mermim var... aranızda paylaşmanız gerekecek!
Have you decided what you're gonna say to her?
Kıza ne diyeceksin?
Then, you're gonna have to die with him, too.
O zaman senin de onunla ölmen gerekecek.
You're just gonna have to give me another chance to tell you- - another chance?
Sana anlatmam için bana başka bir şans vermelisin...
But you're gonna have to change, my man.
Lakin değişmek zorundasın dostum.
Look, you wanna keep working, you're gonna have to stay famous.
Bak, çalışmaya devam etmek istiyorsan ününü muhafaza etmen gerekiyor.
You and I, we're gonna have to talk.
Konuşmamız gerekiyor.
Because if you want him, you're gonna have to pay for him.
Çünkü onu istiyorsan, Onun için para ödeyeceksin.
You're gonna have to hard check that fucking liability.
Bu sorumluluğun altına adam gibi girmen lazım.
You're gonna have to learn to breathe.
Nefes almayı öğrenmen gerekecek.
You have to let them fight, otherwise you're gonna see two guys running all night.
Dövüşmelerine müsaade etmelisin, aksi hâlde bütün gece ringde dolaşmalarını izlersin.
You're gonna have to do better than that.
Bundan daha iyisini yapmalısın.
If that's what you're doing, you're just gonna have to stop shorting them all.
Yaptığınız buysa eğer hisse bedellerini düşürmeyi bırakacaksınız artık.
So if Walt's gonna hang himself, you're gonna have to hand him that rope.
Eğer Walt kendini asacak olursa, ipi elinde tutmak zorunda kalacaksın.
Looks like you're gonna have to kill me, then!
Öyleyse beni öldürmek zorunda kalacaksın!
Unfortunately, we're gonna have to move you all to a secure holding facility so they can run some screening protocols.
Ne yazık ki güvenli bir tesiste kalmanız gerekecek. Bazı tarama işlemlerini yapabilirler.
- You're gonna have to find another way.
- Başka bir yol bulman gerekecek.
You're gonna have to keep moving.
Hareket etmeye devam etmen gerekecek.
You're gonna have to pack up all that shit and send it wherever it is you're going.
Bütün bu pisliği toplayacaksın ve nereye gidiyorsan yanında götüreceksin.
Or we're gonna have to put you under it.
Veya seni altına sokmamız gerekecek.
Oh, if you want coffee, you're gonna have to find the coffeemaker first.
Ah, kahve istiyorsan, Önce kahve makinesini bulmak zorunda kalacaksın.
Now, you know at some point, you're gonna have to put on pants.
İstersen pantolon da giy.
Look, Rigby, you're gonna have to find a new doctor.
# Çiftliğinde penguen var # Ne? Neden ki?
If you're gonna do the Gotham Ganache then you have to try the Harlem Truffles.
- Gerçekten. - Teşekkürler. - Merhaba.
You want to keep your town, you're gonna have to fight for it.
Kasabanızı kaybetmek istemiyorsanız mücadele etmelisiniz.
Now, I gotta say, I don't know his exact location, so you're gonna have to do a little bit of intel.
Şunu söylemeliyim ki ; tam olarak nerede bilmiyorum. O yüzden biraz iz sürmen gerekecek.
So, you're gonna have to give me more than that.
Yani bana daha fazla bilgi vermelisiniz.
I doubt you're gonna get a signal out here. Hey, you're gonna have to wait.
Hey, beklemen gerekecek.
You know, you're gonna have to talk to someone about it someday.
Biliyorsun, bunu bir gün birine anlatman gerekecek.
You're gonna have to talk to someone about it someday.
Bunu bir gün birine anlatman gerekecek.
Well, Natalie, I want you to know we're gonna have some officers watching your house extra careful till we catch these buggers.
Natalie, bilmeni isterim ki bu ibneleri yakalayana kadar birkaç memurun evini daha dikkatli gözetlemelerini sağlayacağız.
You walking around here saying you gonna make truck with the devil, God's the one you're gonna have to answer to.
Şeytanla anlaşma yapacağım diye etrafta dolaşıyorsun, bunun hesabını Tanrı'ya vereceksin ama.
You're gonna have to answer for that.
Bunun hesabını vereceksin.
You're gonna have to use it.
Onu kullanman gerekecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]