English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You're having a party

You're having a party tradutor Turco

169 parallel translation
Can't you see we're having a party.
Parti yaptığımızı görmüyor musun?
Looks as if you're having a birthday party.
Galiba bir doğum günü partisi var.
This week I'm going to tell you what to do If there's an armed communist uprising Near your home when you're having a party.
Bu hafta, parti verirken eviniz civarında silahlı bir komünist ayaklanma çıkarsa ne yapacağınızı anlatacağım.
well, I... guess you're having a little party here or something like that, huh?
Aslında burada ufak bir parti veriyorsundur diye düşünmüştüm.
I hear you're having a party tonight.
Bu akşam parti verdiğini duydum.
You're having a party tonight, right?
Bu gece parti veriyorsun, değil mi?
We're having a lunch party on Sunday. Can you both come?
Pazar günü küçük bir öğle yemeği düzenliyoruz, acaba...
- We're having a party. You wanna come?
- Parti veriyoruz, gelmek ister misin?
I'm glad to see you're not only having a good time but you're also helping out with the party.
Senin güzel zaman geçirmenin yanı sıra partiye de yardım ettiğini görmekten memnun oldum.
Mr. Kim finds out you're having a party, and you'll be out in the street.
Bay Kim, parti verdiğini duyarsa, kapı dışarı olursun.
- You're having a party for Thelma?
- Thelma'ya parti mi veriyorsun?
Oh, no, you're not having a pajama party.
Hiçbir zaman iyi filmler kiralıyamuyorsunuz.
Word through the peephole in the girls'shower room is that you're having a pajama party.
Ve sende yapabilirsin.
Hey, Peg, you're having a party?
Hey, Peg, parti mi veriyoruz?
I hear you're having a party.
Parti vereceğini duydum.
- You're having a party here?
- Burada parti mi veriyorsunuz?
Hell of a party you're having here. I'm Anthony Franklin, your replacement.
Ben Anthony Franklin, yerine geldim.
- Looks like you're having a party.
- Bir parti veriyor gibisiniz.
It's like you're having a math party, and only invited yourself. - Relax.
Sanki matematik partisi ve tek davetli sensin.
You're having a little party too!
Küçük bir parti de veriyorsun demek!
You're having a party.
Parti veriyorsunuz.
I'm having a dinner party tomorrow night. You're invited.
Yarın akşam küçük bir yemekli parti veriyorum.
How come you're having a party and we're not invited?
Phoebe'nin sormak istediği, bir parti verirsiniz de nasıl bizi çağırmazsınız?
Oh. I see you're having a party.
Görüyorum ki bir parti veriyorsunuz.
- You're not having a party.
- Parti vermiyorsun.
I hope you're having a great party.
Umarım partiniz güzel geçiyordur.
You're having a nice party here.
Burada güzel bir parti veriyorsunuz.
You're having a party and you didn't invite me?
Doğum günü partisi veriyorsun ve beni davet etmedin öyle mi?
- You're having a party here?
- Eğlence mi var? - Evet.
That's okay, we're not having a party... so you don't have to get us..
Önemli değil, parti falan vermiyoruz. Yani bir şey almanız...
So I hear you're having a party Saturday.
Cumartesi bir parti verdiğini duydum.
The reason Doug took you out today was because we're having a surprise party for you.
Doug'ın bugün seni dışarı çıkarmasının nedeni sana hazırladığımız sürpriz partiydi!
You're having a surprise party?
Sürpriz parti mi yapıyorsunuz?
Well, you don't know that they're having a party.
O zaman bir parti verip vermediklerini bilemezsin.
You're having a party, and you didn't invite us.
Bir parti veriyorsunuz ve bizi davet etmiyorsunuz.
I'm Bob Crane's manager, and we're having a little party later and I was wondering if you ladies would like to come.
Ben Bob Crane'in menajeriyim, bi parti düzenliyoruz gelmek istermiydiniz.
Because, if you're into it, one of my clients is having a party up in the hills on Friday.
Eğer ilgileniyorsan... müşterilerimden bir tanesi... cuma günü tepelerde bir parti düzenliyor.
You're having a party, right?
Parti veriyorsunuz anlaşılan.
( STAMMERING ) Wait. You're having a party?
Hey Jim, parti kaçta?
You're having a party?
Partide misin yani?
I can't believe you're having a Chinese party after what those people did to me in Korea.
Kore'de bana yapılanlardan sonra Çin partisi verdiğine inanamıyorum.
Sorry I'm late, but I didn't realize you're having a party.
Geciktiğim için üzgünüm. Ama bir parti verdiğini bilmiyordum.
You're not having a party tonight, are you?
Bu gece parti yapmıyorsun değil mi?
- You're having a party without me?
- Kutlamayı bensiz mi yapacaktınız yoksa?
You're having a going away party?
Partiye gidiyormusun?
How come you're having a party on Saturday if it was two weeks ago?
Neden 2 hafta önce doğum gününken, cumartesi parti düzenliyorsun?
Because of the Funkhouser testimonial, they're having a little, you know, dinner party with Marty Funkhouser and Ann and they have their cousins coming in from Russia, so...
Funkhouser'ın tanıklığından dolayı küçük bir ziyafet veriyorlar. Marty Funkhouser, Ann ve Rusya'dan kuzenleri de geliyor. Yani...
So, listen, I know you're having a party tonight, so I just wanted to drop off a list of rules about noise and parking and stuff.
Hmm bak, bu gece bir parti vereceğini biliyorum, Bende bir uğrayıp gürültü ve park hakkındaki kuralların listesini bırakayıp dedim.
You're going to Vegas because you're having a bachelor party.
Vegas'a bekarlığa veda partin için gidiyorsun değil mi? - Yatırımcılar ve ben...
You're having a party tonight, right?
Bu gece bir partin vardı, değil mi?
You're having a party down there or something?
Orada parti falan mı veriyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]