You're in pain tradutor Turco
793 parallel translation
And it seems to me that you're not in any pain over me.
Senin benim yüzünden acı çektiğini sanmıyorum.
You're saying that if I want to like you, I should be in pain?
Seni sevmek istiyorsam acı mı çekmeliyim?
You just look as if you're in pain.
Acı içindeymişsin gibi duruyorsun.
You yell if you're in pain.
Acı çekiyorsan bağırırsın.
You're all in it! You were a pain, you know.
Şimdiden bayağı oldu.
You're getting to be a bit of a pain in the neck about this war effort.
Bütün bu savaş çabaları giderek sinirlerini bozuyor.
You're in great pain?
Ağrılarınız çok mu şiddetli?
You're my pain in the neck.
Sen başımın belasısın.
Because you're a pain in the ass, big boy.
Çünkü kıçın acıyor.
You're a pain in the ass.
Tam bir baş belasısın.
You're starting to be a pain in the ass.
Başımın belası olmaya başlıyorsun.
What is it, Spock? You're in pain?
Ne var, Spock?
You're a pain in the ass.
Senin kıçın kaşınıyor galiba.
Hot Lips, you may be a pain in the ass, but you're a damn good nurse.
Sıcak Dudak, bir baş belası olmana karşın çok iyi bir hemşiresin.
George, you're a pain in the neck.
George, tam bir baş belasısın.
You're a pain in the butt to me.
Benim için bir baş belasısın.
You're a pain in the neck.
Sen bir baş belasısın.
- I know you're beautiful but you can be a pain in the ass.
- Senin güzelliğinin farkındayım zaten...
Hayes, you're a pain in the ass.
- Hayes, sersemin tekisin.
- You're a pain in the ass.
- Sen bir baş belasısın.
- You're a pain in the a...!
Sözümü kesme!
This makes three Sundays in a row! You're a real pain!
Tam üç pazardır kafamızı ütülüyorsun!
You're a pain in the neck!
Başımın püsküllü belası!
You're giving everyone a pain in the ass.
Herkesin kıçını acıtıyorsun...
Grady, you're a pain in the neck.
Grady, sen bir baş belasısın.
- You're not in too much pain?
- Pierre, çok acıyor mu?
You're a pain, too, Taffy... a pain in my big asshole.
Sen de bir ağrısın, Taffy... koca kıç deliğimdeki bir ağrı.
How does it feel to know you're gonna spend the rest of your life in pain?
Kalan ömrünü acı içinde geçireceğini bilmek nasıl bir duygu?
You're in pain, are you?
Acı çekiyorsun, değil mi?
Because after 25 years of building a home and raising a family and all the senseless pain that we have inflicted on each other, I'm damned if I'm gonna stand here and have you tell me you're in love with somebody else.
Çünkü 25 yılın ardından bütün acılara beraber göğüs gererek bir yuva kurduktan bir aile yarattıktan sonra hâlâ burada dimdik ayakta duruyorum ve sen gelmiş başkasına aşık olduğunu söylüyorsun.
And I'll tell you why, because you are a rude, joyless... burned-out, spoiled pain in the ass and we're bored by you.
Nedenini söyleyeyim, çünkü sen küstah, neşesiz işi bitmiş, şımarık bir baş belasısın ve senden sıkıldık.
Oh you're a pain in the ass.
Benim hatam değildi.
Despite the fact, Kate, you're one large pain in the arse last night was the best thing I ever had, girl-wise.
Tam bir karın ağrısı olmana rağmen,.. ... dün gece bir kadınla geçirdiğim en güzel geceydi.
Inspector Brunel, what a pain in the derriere you're being.
Müfettiş Brunel, götümün dibinde ne büyük bir ağrısınız, bir bilseniz...
You know you're getting to be a real pain in the ass.
Biliyormusun, gerçekten baş belası olmaya başladınız
- Because you're a pain in the ass.
- Çünkü sen tam bir baş belasısın.
You're a pain in the ass!
Sen bir baş belasısın!
You're not in too much pain?
Fazla acı çekmiyorsun ya?
"lf you're in this much pain, you owe it to yourself to leave"?
"Bu kadar acı çekiyorsan, kendin için gitmen gerek."
"lf you're in this much pain, you owe it to yourself to leave"?
"Bu kadar acı çekiyorsan, kendin için gitmen gerek?"
You're becoming a real pain in the ass, Lasky.
Kıçında gerçekten bir acı hissedeceksin birazdan, Lasky.
You're a real pain in the neck!
Sen tam bir baş belasısın!
You're in pain.
Aciyor olmali.
Say, you're not crying in pain now.
Acıyla bağırmıyorsun artık.
- You're not in pain?
- Acımıyor mu?
You're a pain in the ass!
Tam bir baş belasısın!
On the one hand, you're a real pain in the ass.
Bir taraftan da, tam bir karin agrisisin.
I know you're in pain, but you can't go around it.
Acını anlıyorum ama böyle devam edemezsin.
You're a fucking pain in the ass.
Tam bir baş belasısın.
You're a pain in the ass.
Tam bir baş belasının.
You're one pain in the ass I don't need.
Beni boşu boşuna uğraştırmış olma.
you're invited 50
you're in here 32
you're in good hands 87
you're in a hurry 34
you're in over your head 30
you're in denial 28
you're in charge 189
you're in trouble 151
you're interested 30
you're incredible 103
you're in here 32
you're in good hands 87
you're in a hurry 34
you're in over your head 30
you're in denial 28
you're in charge 189
you're in trouble 151
you're interested 30
you're incredible 103