English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You're my dad

You're my dad tradutor Turco

749 parallel translation
Making the effort to congratulate me, telling me that you'll move into the basement of my sweet home... and since you're also saying you'll be my son's ( little hideout ) nanny ;
Beni tebrik etmek için çaba sarf ettiğin tatlı evinin bodrum katına taşınacağım dediğin ve de doğacak olan küçük sığınağın dadısı olacağını söylediğin için utanmana lüzum yok.
Now, look, you're not sailing until tomorrow, so we can spend the evening together... and I'll tell you all about how I used to beat up my dad when I was a kid.
Bak, gemin yarın kalkacak, yani akşam birlikte vakit geçirebiliriz. Sana çocukken babamı nasıl dövdüğümü anlatırım.
You're my new governess.
Sen yeni dadımsın.
- You're about to come into some money. When my dad died, he left my mother boatloads of cash.
Babam öldüğünde, anneme bir vapur dolusu para bıraktı.
You're not my dad to decide.
Karar verecek babam değilsin.
- You're making my dad go off the rails.
- Babamı yoldan çıkartıyorsun.
You're just jealous because my dad gave it to me.
Kıskanıyorsun, çünkü babam onu bana verdi.
You're liar! He's my Dad! My Dad!
Yalancı, babam o benim, babam.
I think you're the greatest, but my dad says you don't work hard enough on defence. And he says lots of times you don't even run downcourt.
Bence en iyisi sensin, fakat babam defansta gayret göstermediğini ve çoğu zaman savunmaya bile dönmediğini söylüyor.
You're worse than my dad, and he's old.
Babamdan daha kötüsün, o hiç değilse yaşlı.
My dad says you're an asshole.
Babam bir ahmak olduğunuzu söylüyor.
YOU'RE CUTTING OFF MY CIRCULATION, DAD.
Bu benim için öyle önemli ki asla anlatamam.
Coach, what you're doing with my dad...
Koç, babamla ne yapıyorsanız...
Anyway, you're not gonna believe this- - my dad is sleeping with the maid.
Neyse, buna inanamayacaksın. Babam hizmetçiyle yatıyor.
Dad says of all my boyfriends you're the most considerate
Babam ve bütün erkek arkadaşlarım senin çok nazik olduğunu söylüyorlar.
You're looking at the new partner In the brokerage house of heinz, fines, and my dad.
Heinz, Fines, ya da babamın yanında çalışacak olan yeni elemana bakıyorsun şu an.
dad let's just eat we're not saying we want you to cook more oh hell no, you remember the meatloaf incident of 98 yeah that's my point exactly
- Herkes gülmekten kırılıyor. - Çok güzel görünüyor. - Evet, gidecek olman çok üzücü.
You're my favorite daughter-in-law. But would it kill you to pick up a newspaper... - Aw, Dad!
Fakat eline bir gazete alsan, fena olmaz.
You're stifling my creativity, Dad.
Yaratıcılığımı engelliyorsun baba.
My dad tells me you're from Nebraska.
Babam Nebraska'lı olduğunu söyledi.
Richard, you're my dad.
Richard, sen benim babamsın.
Dad, are you absolutely sure you're my real father?
Baba, benim gerçek babam olduğundan emin misin?
She's half my dad's age... they're living together, and, yep, you guessed it... with twins.
Babamın yarı yaşında... birlikte yaşıyorlar ve evet bildiniz... ikizler.
You're really my dad?
Gerçekten babam mısın?
You're not with my dad slept?
Debbie. Babamla yatmadın, değil mi? - Şey...
Yeah, you're right, that's my Dad.
Evet, haklısın. O benim babam.
Mom, you and Dad, you're my parents, you know that.
Anne, sen ve babam, sizler benim ailemsiniz, bunu biliyorsunuz.
My dad says you're probably going to Draylon ll.
Babam, büyük olasılıkla Draylon ll'ye gideceğinizi söylüyor.
- Me and my dad think that you're not guilty, Bill.
Ben ve babam sizin suçlu olmadığınızı düşünüyoruz, Bill.
OK, Dad, you're good on my side.
Pekala, baba. Burası iyi.
You're dad is so different from my dad.
Baban, babamdan çok farklı biri.
You're going to love my dad's cooking.
Babamın yemeklerini çok seveceksin.
You're not my dad.
Sen babam değilsin.
- My dad built the house with his hands. - You're new here.
babam çiftliği kurdu.Buırada yenisin.
- You're right, dad. Er, Frasier, please accept my apologies.
Haklısın baba Özür dilerim Frasier.
You're my dad.
Sen benim babamsın.
My dad says you're after a man for something that isn't even a crime.
Babam, suç bile salmayın bir şey için, masum birinin peşinde olduğunuzu söyledi.
- You're trying to be like my dad.
- Benim babam gibi olmaya çalışıyorsun.
Dad, you're my father.
Baba, sen benim babamsın.
You're the first person I've had over to the house since my dad went nuts.
Babam kafayı yediğinden beri eve aldığım tek kişi sensin.
- You're here for my dad?
- Babam için mi buradasın? - Be Donnie.
You're my dad.
Sen babamsın.
And my dad said, "But you're so tall."
Babam da dedi ki : "İyi ama senin boyun çok uzun."
My dad would wake me up and say, "Okay, you're driving."
Babam beni uyandırıp "Tamam, sen sürüyorsun." derdi.
- That you're my dad?
- Babam olduğunu mu?
I believe it. You're ruining a $ 900 suit my dad gave me.
Ayrıca babamın verdiği 900 Dolarlık elbiseyi mahvediyorsun.
So, if your mom is my mom and my dad is your dad..... and we're both born on October 1 1th... then you and I are, like...
Pekala, senin annen, benim annem ve benim baban, senin babansa ve ikimiz de 11 Ekim'de doğduysak o zaman sen ve ben, şey...
You're not my dad, sorry.
- Pekala pekala.
You're my dad. You're supposed to beg me not to go back.
Sen babamsın, gitmemem için bana yalvarman gerekirdi.
So I'm supposed to believe you're my dad?
Evet. Bu yüzden babam olduğuna mı inanacağım?
So you're my dad, huh?
Demek babamsın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]