You're my favorite tradutor Turco
318 parallel translation
You're my favorite audience, Bella.
Sen benim en sevdiğim dinleyicimsin.
Maybe, but I didn't do that... ¶ And the day after forever ¶ ¶ You're my favorite song
En sevdiğim şarkısın
- You're one of my favorite people.
- Hayran olduğum insanlardan birisiniz.
You know, you're my very favorite uncle.
En sevdiğim amcamsın.
That's'cause you're my favorite couple.
Çünkü en sevdiğim çiftsiniz.
- But you're still my favorite star.
- Ama sen hala benim en gözde oyuncumsun.
Well, you're my favorite tenant.
Sen benim en sevdiğim komşumsun.
I'm an actress, and next to Joe Gideon, you're my favorite director.
Ben oyuncuyum ve Joe Gideon'dan sonra en beğendiğim yönetmensin.
I think you're sitting in my favorite seat.
Sanırım benim yerimde oturuyorsunuz.
- You ´ re one of my favorite emotions.
- En sevdiğim duygulardansın.
Well, you're not going to believe this, my all-time- - absolute all-time favorite horror movie is the Texas Chainsaw Massacre.
Buna inanmayacaksın ama bugüne kadar izlediğim korku filmleri içinde en sevdiğim film Teksas Katliamı.
You're my favorite turd.
Sen en sevdiğim pisliksin.
You're one of my favorite patients.
Sen en sevdiğim hastalardan birisin.
This doesn't mean you're not my favorite nephew.
Sen hâlâ en sevdiğim yeğenimsin.
You're my favorite patient.
En tuttuğum hastamsın.
You're my favorite daughter-in-law. But would it kill you to pick up a newspaper... - Aw, Dad!
Fakat eline bir gazete alsan, fena olmaz.
You're my favorite kid in the whole world, though.
Dünyadaki en sevdiğim ufaklığımsın.
You're my favorite.
En sevdiğim sensin.
You're some of my favorite people, Holling.
Siz benim en sevdiğim insanlardan birisiniz, Holling.
Come on, Q. You're still my favorite local deejay.
Sen hala favori yerel djay'imsin.
Every year you say you got me a present I get all excited and it turns out to be something stupid like Clearasil in a drum the book, If You're Lonely And You Know It, Let's Make Hand Shadows and my favorite, the poster of the Village People with my picture over the face of the cowboy.
Her yıl bana özel bir hediyen olduğunu söylüyorsun. Ben heyecanlanıyorum. Ve saçma sapan bir hediye çıkıyor.
You're one of my favorite ballplayers of all time!
! Siz benim en favori beyzbol oyuncularımdansınız!
You're my favorite, you can help me protect my jewels!
En sevdiğim sensin, mücevherlerimi korumakta bana yardım edebilirsin.
Mr. Holland... of all the teachers here at John F. Kennedy High School... you're my favorite.
Bizim John F Kennedy Lisesi'ndeki bütün öğretmenlerin içinde... benim gözdem sen oldun.
You're my favorite deputy.
Favori yardımcımsın.
Did I ever tell you you're my least favorite clerk?
En sevmediğim sekreterin sen olduğunu söylemiş miydim?
You're going to be my favorite statue.
En sevdiğim heykelim olacaksın.
You know they're not my favorite people.
En sevdiğim insanlar değiller.
All my favorite stuff... you're putting me in a home, aren't you?
En sevdiğim şeyler Beni bakım evine yatıracaksın, değil mi? Saçmalama.
- You're gonna love it. - Yeah? This is my favorite thing in the whole world.
Bu dünyada en çok sevdiğim şey.
Yes, and that's my favorite fucking suit you're wearing.
Evet, ve o giydiğin de en sevdiğim takım elbisem.
- You're my favorite writer.
- Benim en sevdiğim yazarsın.
That's right, and you're my favorite daughter, but don't tell anyone.
Bu doğru, sen de benim en sevdiğim kızımsın, ama bunu hiç kimseye söyleme.
You're my favorite.
Sen benim favorimsin.
You're one of my favorite all-time directors.
En sevdiğim yönetmenlerden birisiniz.
You know you're my favorite vicious person in life?
- Bu çok iyiydi. Biliyor musun?
You're my favorite.
Sen en sevdiğimsin.
But you're still my favorite.
Korkma canım. En çok seni seviyorum.
Just think, you're both of my 2 favorite people.
En sevdiğim iki kişi bir arada.
Miss Adler. of all the counselors here at Camp Walker. you're my favorite.
Burada, " Adler Kampı'nda en sevdiğim kişi sizsiniz.
You're my favorite person in the world.
Sen bu dünyadaki favori kişimsin.
You know you're still my favorite cheerleader.
- Sen hala bizim amigomuzsun.
You're my favorite, so I'll let you in on a secret.
Sen benim gözdemsin ve sana bir sır vereceğim.
You're my favorite puppy.
Sen benim en sevdiğim köpeğimdin.
You're my favorite knight.
Favori şövalyemsin.
You're my favorite knight.
Sen favori şövalyemsin.
You're my favorite guy in the whole world.
Bu hayattaki en sevdiğim erkek sensin.
You're definitely my favorite human.
- Sen kesinlikle en favori insanımsın.
Yeah, well... you're my favorite Martian.
- Tabii, şey... sen de benim en favori Martian'ım
You're one of my favorite players.
Siz en sevdiğim oyunculardansınız.
Already you're my favorite.
Favorimsin!
you're my rock 22
you're my hero 133
you're my best friend 278
you're my wife 107
you're my only hope 38
you're my mom 23
you're my brother 182
you're my baby 18
you're my sister 76
you're my family 62
you're my hero 133
you're my best friend 278
you're my wife 107
you're my only hope 38
you're my mom 23
you're my brother 182
you're my baby 18
you're my sister 76
you're my family 62