You're my wife tradutor Turco
1,071 parallel translation
You're making my wife ill...
Karımı da hasta ettiniz.
You're responsible for my wife not being here.
Karımın burada olmamasından sorumlusunuz.
Say "she." You're talking about my wife.
Karımdan söz ediyorsun.
You're young, rich and beautiful, and my wife is divorcing me.
Gençsin, zenginsin, güzelsin, üstelik karım beni boşayacak.
You're my wife.
Sen benim karımsın.
- You're my wife!
- Sen benim karımsın.
You're my wife now.
Halen sen benim karımsın.
You're dressed like Carol You're traveling with me That means you are my wife
Carol gibi giyindin ve benimlesin. Bu senin benim karım olduğun anlamına gelir.
You know, my wife and I, we're looking for a place to take a vacation this summer
Karımla ben bu yaz tatil yapmak için bir yer arıyorduk.
But if I killed my wife... and I did say " if'... you're never going to be able to prove it
Fakat eğer karımı öldürseydim, ve "eğer" deseydim, onu asla kanıtlayamazsınız.
You're speaking of my wife.
Benim karımdan bahsediyorsunuz.
When we arrive at lnvincible village That you're going to be my wife
Yenilmez köyüne vardığımızda benim karım olacaksın
- You're the wife of my best friend.
Sen en iyi arkadaşımın karısısın.
Suddenly you're my wife's lawyer.
Bakıyorum karımın avukatı kesildin.
Let me remind you that you're still my wife!
Hala karım olduğunu hatırlatmak isterim.
That's possible, but you're not trying to say, Mr. Secretary General that the hibernated man is related to my wife?
Olabilir, ama buna dayanarak, o adamın karımın akrabası olduğunu söyleyebilir misiniz, Sayın Genel Sekreter?
You're my wife now.
Şimdi benim karım sensin.
You're my wife.
Senin karınım.
You're my wife now, and that's all that matters.
Sen benim karımsın, ve önemli olan tek şey bu.
I took a Iong time, but now you're my wife.
Çok zamanımı aldı, ama artık sen benim kadınımsın.
Don't they know you're my wife?
Karım olduğunu bilmiyorlar mı?
You're my wife!
Sen benim karımsın!
No, it's not my wife I'm thinking about, but you and me, and the friendship we're on the verge of ruining.
Hayır, aklımdan karım geçmiyordu. Sen, ben ve yıkılmanın eşiğindeki dostluğumuzu düşünüyordum.
Really, Sir Roger, I don't know who's been telling you stories, but if you're implying any misunderstanding... of my wife's deep devotion to you...
Gerçekten, Sir Roger, sana kimin masallar anlattığını bilmiyorum, fakat eğer karımın sana olan bağlılığının yanlış anlaşıldığını ima ediyorsanız...
You're my wife. You can't go around afraid all the time that every guy you bump into is a former customer!
Hep bu korkuyla dolaşamazsın çarptığın her adamdan eski müşterin diye korkarak.
You're staring at my wife again!
Yine karımmış gibi davranıyorsun!
You're my wife and my children.
Sizler ailemsiniz.
As you see... we're a poor family and it really doesn't make sense for us to have a maid, but we need one because my wife is sick, so that's where you come in.
Gördüğün gibi... Biz fakir bir aileyiz ve bir hizmetçimiz olmasının bir anlamı yok, Ama karım hasta, bu yüzden birine ihtiyacımız var ve sen bu yüzden buradasın.
You're my wife and I love you... even if we don't get the baby.
Sen karımsın ve seni seviyorum, bebeği almasak bile.
You're worse than my wife.
Sen karımdan da betersin.
When you're down in the town this afternoon, would you just pop... just between ourselves, don't mention this to my wife, pop into the bank and just...
Bugün öğleden sonra şehre indiğinde.. ... acaba şunu bozdurur musun sadece ikimiz biliyoruz bundan sakın karıma bahsetme bunu bankaya götür ve...
I'll go to the university, tell them about the drugs you're using... about the carnal relations you had with a patient, my wife.
Üniversiteye gidip, onlara bir hastanla, karımla, olan cinsel ilişkilerinden, kullandığın uyuşturuculardan söz ederim.
If you're considering the possibility of my wife or myself...
Karımın ya da benim... olasılığını düşünürseniz...
Yeah, well, you say you're fine, but me, I'd like another opinion because I'm not too anxious to move to Eastbridge and after four months there, be told by my sweet wife we got to move again
Tabi, sen iyi olduğunu iddia ediyorsun ama ben başka birinin de görüşünü almak istiyorum. Çünkü Eastbridge'e taşınıp, dört ay sonra da sevgili karım komşularının evlerinin temiz olmasından hoşlanmadığı için ondan tekrar taşınmamız gerektiğini duymaya çok hevesli değilim.
You're my wife!
Benim karımsın!
You're here to take Regina away from my wife.
Regina'yı karımdan ayırmak için buradasınız.
- You're referring to my wife!
- Siz karımdan bahsediyorsunuz.
I'm getting my ass shot at, and you're escorting my wife all over Washington :
Ben kıçımı ateşe atarken, sen tüm Washington'da eşime refakat ediyordun.
I mean, it doesn't matter whether you're good enough for my wife... but are you good enough for me?
Yani, karımın dengi olup olmaman önemli değil. Benim dengim misin?
You're talkin'about my wife.
Bahsi geçen benim karım.
Oh, by the way, my wife and I would like to see all of you at a little Christmas party we're giving.
Ah, sırası gelmişken eşim ve ben, vereceğimiz Noel partisinde hepinizi görmek istiyoruz.
You're my wife now. I can't tolerate anymore another man in your heart.
Şimdi eşimsin ama tahammulde edemiyorum... Kalbinde başka bir adam varken.
Manuel, my wife informs me that you're depressed.
Manuel... karım, bunalımda olduğun konusunda beni bilgilendirdi.
Easy, easy. That's my wife you're talking about.
Karım hakkında böyle konuşamazsın.
You're Maria... and you're my wife.
Maria... Sen benim karımsın.
You're my wife, not my servant.
Sen benim karımsın, hizmetçim değil.
So, you're Mr Kay. It's bad enough you made a fool of my wife at Parke Bernet, but then you start spreading these lies?
Bay Kay, karımı aldatmış olmanız yeterince kötü
'Cause you're my wife, darling.
- Çünkü karımsın, hayatım.
Well, you just have to make up your mind, darling, whether or not you're his daughter or my wife.
Pekâlâ, onun kızı mı yoksa, benim karım mı olup olmadığına karar vermen lazım, hayatım.
Listen, you're my wife and I love you and I don't want anything to happen to you.
Bak, sen benim karımsın ve seni seviyorum. Başına birşeyin gelmesini istemem.
My wife tells me you're a writer.
Karım yazar olduğunu söyledi.
you're my rock 22
you're my hero 133
you're my best friend 278
you're my favorite 18
you're my only hope 38
you're my mom 23
you're my brother 182
you're my baby 18
you're my sister 76
you're my family 62
you're my hero 133
you're my best friend 278
you're my favorite 18
you're my only hope 38
you're my mom 23
you're my brother 182
you're my baby 18
you're my sister 76
you're my family 62