You're not listening tradutor Turco
1,220 parallel translation
What are you doing? You're not listening to them?
Onları dinlemeyeceksin değil mi?
You're not listening to them, are you?
Onları dinlemiyorsun, değil mi?
I'm not even listening... to a word you're saying.
Söylediğin tek bir kelimeyi bile dinlemiyorum.
You're not listening, Rudy.
Beni dinlemiyormusun Rudy?
You're still not listening!
Ve hala dinlemiyorsun!
- You're not listening.
- Dinlemiyorsunuz.
You're not listening.
Dinlemiyorsun.
- You're not listening!
- Beni dinlemiyorsun!
You're not listening to me.
Beni dinlemiyorsun.
You're not listening to me.
Dinlemiyorsun.
But you're not listening to me.
- Tamam ama beni dinlemiyorsunuz.
You're not even listening to her.
Sen cok kabasin. Onu dinlemiyorsun bile.
You're not listening to me.
- Beni dinlemiyorsun.
No, you're not listening to me, Kate.
Hayır, beni dinlemiyorsun, Kate.
'CAUSE YOU'RE STILL BEING PUNISHED FOR NOT LISTENING TO MOMMY AND DADDY.
Çünkü anneni ve babanı dinlemediğin için hala cezalısın.
We're not even married yet and already you've stopped listening to me.
Daha evli bile değiliz ve sen şimdiden beni dinlememeye başladın.
Wait, you're not listening to this?
Bekle, bunu dinlemiyor musun?
And, in this case, the body says there was no crime and you're not listening.
Ve, bu davada, ceset suç olmadığını söylüyor ama sen dinlemiyorsun.
And you're not listening to a word that I'm saying, are you, Dawson?
Ve söylediğim hiç bir şeyi dinlemiyorsun değil mi, Dawson?
You're not even listening.
Dinlemiyorsun bile.
- You're not listening, Dad.
- Beni dinlemiyorsun baba.
- Dad, you're not listening.
- Beni dinlemiyorsun baba.
- You're not even listening to the dialogue.
- Konuşmaları dinlemiyorsunuz bile.
You're not listening to me. I am listening to you.
Yoksa ağlak bir adamdan ibaret bir film mi?
Ok. You're not listening to me here, ok?
Sen beni dinlemiyorsun.
You're not listening to me, are you?
Beni dinlemiyorsun, değil mi?
Because you're not listening.
Çünkü beni dinlemiyorsun.
You're not listening to a word I'm saying.
Söylediğim tek kelimeyi bile dinlemiyorsun değil mi?
You're not even listening.
Beni dinlemiyorsun bile.
Seems like I'm always fuckin'up. Hey man, you're not listening to me, buddy.
Sanırım yine berbat ettim, değil mi?
Dad, you're not listening to me. Dad, don't you stir that paint.
Baba, beni dinlemiyorsun.
You're not even listening to me.
O, unutkandır.
Jimmy, you're not listening.
Artık her şey bizim.
You're not listening, man.
Beni dinlemiyorsun.
- You're not listening.
- Dinlemiyorsun...
I don't know if you're not listening or you don't want to listen... but he didn't do it.
Kasten mi anlamak istemiyor musunuz?
You're not listening.
Sistemi devreden çıkarmak zorundayım.
Lover, I'm talking to you, baby, but I can see you're not listening.
Seninle konuşuyorum ama dinlemediğini görüyorum.
Dude, you're not listening to me!
Züppe, sen beni dinlemiyorsun!
Look, you're not listening
Bak, dinlemiyorsun.
It's me. You're not listening to me.
Beni dinlemiyorsun.
You're not listening to me, Dad.
Dinlemiyorsun baba.
- No, you're not listening!
- Hayır, siz dinlemiyorsunuz!
YOU'RE NOT LISTENING NOW.
Şimdi de dinlemiyorsun.
- You're not listening to me.
- Beni dinlemiyorsun.
Wait, you're not listening.
Dur biraz, beni dinlemiyorsun.
You're not listening to what I'm saying.
Ne dediğimi dinlemiyorsun. Tamam mı?
Donna, you're not listening to me!
Donna, beni dinlemiyorsun!
You're not listening to me, Chief.
- Beni dinlemiyorsun, Şef.
You're not even listening to me.
Beni dinlemiyorsun bile.
You're not even listening, are you, George?
Dinlemiyorsun bile, değil mi George?
you're not listening to me 216
you're not my type 58
you're not serious 282
you're not real 156
you're not mad at me 38
you're not 3927
you're not wrong 99
you're not gonna die 103
you're not ready 114
you're not alone 369
you're not my type 58
you're not serious 282
you're not real 156
you're not mad at me 38
you're not 3927
you're not wrong 99
you're not gonna die 103
you're not ready 114
you're not alone 369