You're right about one thing tradutor Turco
71 parallel translation
You're right about one thing ;
Bir konuda haklısın.
You're right about one thing, Devereaux.
Bir konuda haklısın Deveraux.
Maybe you're right about one thing.
Belki bir konuda haklısın.
You're right about one thing, Grey.
Grey, bir konuda haklısın.
But you're right about one thing.
Ama bir konuda haklısın.
And I think, that you're right about one thing, about the fact that this enviroment bothers Ljupce.
Ve sanırım... bir konuda haklısın. Ortamın Ljupce'ı sıktığı konusunda. Bu konuda ki görüşümü değiştirdim.
You're right about one thing, Doctor :
Bir konuda haklısın doktor.
Well you're right about one thing...
Bir konuda haklısın. Ben hastayım.
You're right about one thing.
Bir konuda haklısın.
I think you're right about one thing, Robin :
Bence bir konuda haklısın, Robin :
But I do think you're right about one thing :
Ama bir konuda da haklısın :
You know, Chris? There's one thing you're right about.
Biliyor musun Chris, haklı olduğun tek bir şey var.
Well, you're right about one thing, Tony.
Haklısın, Tony.
You're right about one thing.
birşey konusunda haklısın.
You're right about one thing.
Bir konuda haklısın.
You're right about one thing- - Sam can definitely do better.
Bir konuda haklısın Sam kesinlikle daha iyisini hak ediyor.
You're right about one thing, Joey.
Bir konuda haklısın Joey.
You're right about one thing, Stil.
Bir konuda haklısın, Stil.
You're right about one thing.
Bir konuda haklısın. Gelen bir çocukmuş.
You're right about one thing, Gaius.
Bir konuda haklısın, Gaius.
The whole flip-flop-and-board-short thing is cute now but what about when you're the old man sitting at the bar and nothing in your pocket but sand and you're drooling and you're going on and on about how you... You were the one who found the Zephyr. It was you until Bates came along and he stole that shit right from under you.
Bütün bu hızlı yaşa-hayat kısa ayakları şirin ama barda oturan yaşIı adam sen olduğunda ve cebinde kumdan başka birşey olmadığında ve ağzından salyalar akıtarak Bates gelene kadar nasıI Zephyr'i bulanın aslında sen olduğunu ve onu senden çaldığını anlatır durursun.
But you're right about one thing, my love. That green wall has got to go.
Ama bir konuda haklısın aşkım, şu duvarın rengi kesinlikle berbat.
You're right about one thing.
Tek bir konuda haklıydın :
Now you're right about one thing.
Bir konuda haklıymışsın.
- Βut you're right about one thing,
Ama bir tek konuda haklıydın,
But there's one thing you're right about.
Ama haklı olduğun tek birşey vardı
Well, then you're right about one thing- - this looks really bad.
O zaman bir konuda haklıymışsınız. Durum gerçekten kötü görünüyor.
Can you honestly think of one normal, decent thing to say about Jessi? You're right.
Jessi hakkında söyleyebileceğin normal bir şey var mı?
And you're right about one thing.
Bir konuda haklısın.
Well, you're right about one thing, Rhino.
Bir konuda haklısın, Rhino.
You're right about one thing, though.
Yine de bir şey konusunda haklısın.
I'm afraid you're a day late and a dollar short. But you were right about one thing.
Çok geç kaldın ama bir konuda haklısın.
Well, you're right about one thing, Professor... there's nothing more to lose.
Bir şeyde haklısın, profesör. Kaybedecek hiçbir şeyim yok.
Well, you're right about one thing.
Bir konuda doğru birşey söyledin.
I think you're doing the right thing, because no one needs to hear about our past.
Bence doğru şeyi yapıyorsun çünkü kimsenin geçmişimizi duymasına gerek yok.
You're right about one thing.
Bir konuda haklıydın.
Well, you're right about one thing.
Bir konuda haklısın.
Yeah, well, you're right about one thing.
Evet, bir konuda haklıydın ama.
You're right about one thing, Little Byrnes.
Sen bir konuda haklısın, Küçük Byrnes.
But you're right about one thing, you're not the daughter I dreamed of.
Ama bir konuda haklısın, hayâlini kurduğum türden bir kız değilsin.
You're right about one thing, dearie.
Bir konuda haklıydın, tatlım.
You're right about one thing.
Tek bir şey hakkında doğru.
But you're right about one thing, this is my fault.
Ama bir konuda haklısın, bu benim hatam.
You're right about one thing.
Bir konuda haklısın. Bunu karşılıksız bırakamayız.
I'm slightly concerned, though, that this may be our final moment together because you're right about one thing.
Bu arada, bunun beraber son anımız olduğundan az biraz şüphelendim çünkü bir konuda haklısın.
But you're right about one thing.
Ama bir konuda haklıydın.
But you're right about one thing.
Ama bir noktada haklısın.
Yeah, you're right about one thing.
Bir şey konusunda haklısın.
Oh. Well, you're certainly right about one thing...
Haklı olduğun bir konu var.
But he is growing up, and, maybe you're right about one thing, he's getting a little old for me to be spanking him, so...
Ama tabii büyüyor ve bir konuda haklısınız. Artık şaplak atılacak yaşta değil.
You're right about one thing, though.
Gerçi bir şeyde haklısın.