You're still there tradutor Turco
615 parallel translation
You're still really great, and rich and all... but that ultimate attractiveness about you that drew me to you is no longer there.
Kısacası zengin ve ünlü olsan da sende etkileyici bulduğum o en değerli şey ortadan kayboldu.
As long as you can hear them singing you at least know they're still there.
Sesleri çıksın da bari nerede olduklarını bilelim..
- There aren't any. - I'd still look around if I were you Mr. Kruger, because if you make just one more mistake, you're through.
- Yerinizde olsam yine de bakardım Bay Kruger, çünkü ilk hatanızda işiniz biter.
You're still there.
Hala buradasınız.
You're still suspicious of our friend down there, aren't you?
Sen hala hemen şu aşağıdaki arkadaşımızdan şüpheleniyorsun, değil mi?
You go up there and live seven years with my wife, and then if you're still in your right mind, come back down here and tell me about it.
Benim karımla yedi yıl geçirin... eğer aklınızı kaçırmazsanız, gelip bana haber verin.
There're still great days ahead for Quantrill and you'll share them, all of you.
İleride Quantrill için hala güzel günler var ve sizlerin de olacak hepiniz.
I don't know if you're a girl of mystery or just a still water that doesn't run deep but there's one thing I can tell you.
Esrarengiz bir kız mısın, ya da son derece sade misin bilmiyorum ama sana tek bir şey söyleyebilirim.
The gold you're after will still be there when the treaty is signed.
Anlaşma imzalandığında, peşinde olduğun altınlar hala orada olacak.
Maybe there'll be a time when it's all over... and you're still there and real and lovely.
Belki tüm bunların biteceği bir gün gelecek. Sen de burada gerçek ve sevgi dolu olacaksın.
You mean, there's still a chance maybe you're not?
Yani olmaman ihtimali de var mı?
I may be a bit old-fashioned, but it seems to me there is still a distinction between politics and, well, the field you're in.
Biraz eski kafalı olabilirim ama bence hala, politika ile sizin sektörünüz arasında bir fark var.
I'm going in there and get dressed. If you're still here by the time I come out...
Şimdi içerde giyineceğim.Eğer ben çıktığımda hala burdaysan
If you're still there after I throw this ball I'm gonna break your spine.
Ben bu topu attıktan sonra hala burada olursan, boynunu kırarım.
Next year, if you're still spending half your time in Madrid... I'm going to move there.
Gelecek sene de vaktinin büyük kısmını Madrid'de geçireceksen ben de oraya taşınacağım.
You're not still hoping that there'll be some crossbreed calves?
Sen hala orada birkaç melez buzağı bulacağını mı umuyorsun?
Just lie there and be happy you're still alive.
Oraya uzan ve hâlâ hayatta olduğun için sevin.
I always said you had a farmer's mentality, but you're still the best pardner there ever was.
Sende hep çiftçi kafası olduğunu söylerdim, ama yine de gelmiş geçmiş en iyi ortaksın.
There's still time to fill a few more baskets, if you're up to it.
Eğer istersen, birkaç sepet daha doldurabileceğimiz vakit var.
Collins if you're still there goodbye.
Collins. Hala oradaysan, güle güle.
I just hope you're still out there, all right?
Hala orada olmanızı umuyorum, doğru mu?
A whole army out there and you're still making jokes.
Bir ordu adam seni dışarıda beklerken bile dalga geçebiliyorsun.
Men who aren't frightened are insane. You're only brave when there's something to lose and you still try.
Korkmayanlar ise olsa olsa delidir, kaybedecek bir şeyin yoksa cesur olursun ve çalarsın
I guess you're still young, there's only fame and fortune in the martial arts world, there's no fairness.
Sanırım hala anlamadın, Dövüş sanatları dünyasında, ün ve servet vardır sadece. adelet yoktur
- You're still there.
- Tanrıya şükür buradasın.
Remember, there are still people who will kill you if they find out you're alive.
Ayrıca şunu unutma ; dışarıda seni canlı gördüklerinde öldürecek insanlar var.
Qinghua, you've done a lot. There're still obstacles ahead.
Qinghua, iyi iş çıkardın ama yolumuzda hala bazı engeller var
Well, that means they're still there. That means you can get'em.
Evet bu, silahların hala orada olduğu ve onları alabileceğin anlamına geliyor.
There's a spare seat in the wagon if you're still undecided.
Karar verinceye kadar burada kal!
If you're still here when I get back, we're going outside if I have to drag you there.
Döndüğümde hâlâ burada olursan seni sürüklemem gerekse de, dışarı çıkacağız.
You're still gonna draw the laser there. That's what I'm countin'on.
Ben de buna güveniyorum.
You're still there?
Hala hazırlanıyor musun?
Rambo, you're probably aware that there are almost 2,500 Americans still missing in action in SE Asia.
Muhtemelen farkindasindir Rambo. 2500 Amerikan askeri Kuzeydogu Asya'da hala kayip.
You're getting up there, but you still love men, don't you?
Başarılı birisin ama yine de, buna rağmen erkeklerden hoşlanıyorsun, öyle mi?
Gustavo. You're still there.
Hala buradasın.
If you're still out there, why don't you come back in?
Jeremy, hala oradasın. Neden içeri girmiyorsun?
You'd think there'd be some order in life, but sometimes, you experience the very best of it while you're still a kid.
Bazen, hayatta bir düzen olduğunu düşünürsünüz. Ama bazen, çocuk olsanız bile, en iyi deneyimlerinizi yaşarsınız.
Are you going to stand there and tell me I'm the reason we're still in Perfection?
Yoksa benim yüzümden buradan çekip gidemediğimizi mi ima ediyorsun?
My parents loved it so much they're still there. Can you believe it?
Bizimkiler bayıldı oraya, inanabiliyor musun hâlâ dönmediler.
I tell you what, you're lucky your truck's still there, mate.
Bir şey diyeyim mi, kamyonun hâlâ burada olduğu için şanslısın.
Anyway, I lived in the country and there weren't many women, and though you're still a kid,
Neyse, ben kırsalda yaşıyordum. Etrafta fazla kadın yoktu.
- You're still out there doing it.
- Sen hala... -... devam ediyorsun.
No, you're still one step ahead of me there.
Hayır, orada hala benden bir adım ileridesin.
You're telling me new stuff and minutes later, it's still there.
Bana yeni şeyler öğretiyorsu ve dakikalar sonra, hâlâ hatırlıyorum.
You're probably wondering why I'm still here. You'll make me the most famous fisherman ever. Right up there with that the the bald guy in the cable fishing show.
tamam balık, muhtemelen neden hala burada olduğumu merak ediyorsun beni dünyanın en meşhur balıkçısı yapacaksın balıkçılık programındaki o kel adamla birlikte
You're still there.
Hala burada mısın?
You ever been out rocking back and forth for three or four hours trying to keep your balance, rough seas, little boat... Then you get back into the shore and you're standing on the dock and you could swear there was something inside of you that was still out there, rocking.
Üç veya dört saat boyunca fırtınalı denizde küçük bir bottayken dengenizi sağlamak için sallanıp dururken sahile çıktıktan ve iskelede olduktan sonra kendinizi halâ sallanıyor hissettiğinize dair kendinize yemin edebildiğiniz oldu mu?
- You're still paying rent up there?
- Hâlâ oraya kira mı ödüyorsun?
Although you hide yourself, there're still many Asia the Invincible.
sen saklansan bile... Yenilmez Asya'lar heryerde...
You're saying there were 4 precincts on Batman's heels, and he still got away?
Batman'in dört bir yaninin tutulu oldugunu ama yine de kaçmayi basardigini mi söylüyorsunuz?
Chale, vato, no matter how much hate there is between you and him... you're still connected.
Chale, vato, ikinizin arasında ne kadar nefret olduğu önemli değil... hala bağlısın.
you're still mad at me 18
you're still here 436
you're still awake 18
you're still alive 132
you're still young 58
you're still up 40
you're still bleeding 16
you're still you 30
you're still 45
you're still in love with her 21
you're still here 436
you're still awake 18
you're still alive 132
you're still young 58
you're still up 40
you're still bleeding 16
you're still you 30
you're still 45
you're still in love with her 21
still there 93
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35
there's nothing here 275
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35
there's nothing here 275