English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You're the love of my life

You're the love of my life tradutor Turco

100 parallel translation
And I shall love her for all my life. You're doin'an awful thing - putting'a man to the test of his principles.
Ve bütün hayatım boyunca da seveceğim.
You're the love of my life, the only dame that meant anything to me, but I already said I got a wife in Hoboken.
Hayatımın aşkısın, benim için tek yaşam amacı ama sana söyledim. Hoboken'de bir karım var.
Look you, Elaine Schulman, daughter of Charles and Maxine Schulman, you're the person I will love and honour in sickness and, preferably, in health, in Manhattan, preferably on the Upper West Side, for the rest of my life.
Bana bak Charles ve Maxine Schulman'ın biricik kızı Elaine Schulman, Sen hastalıkta ve tercihen sağlıkta, Manhattan'da ve Yukarı Batı yakada hayatım boyunca seveceğim tek kişisin.
You're the great love of my life, Adam, not Istvan.
Sen benim hayatımın aşkısın. Istvan değil.
You're the love of my life.
Sen hayatımın aşkısın.
You're not only the person I love, you're also my best friend... and I want to spend the rest of my life with you.
Sen yalnızca sevdiğim kişi değil, aynı zamanda dostumsun ve hayatımın geri kalanını seninle geçirmek istiyorum.
You're also the love of my life.
Ayrıca hayatımın aşkısın.
Don't you know you're the love of my life?
Hayatımın aşkı olduğunu bilmiyor musun?
No, no! You're the love of my life.
Hayatımın aşkısın.
Actually, the real love of my life is being mercilessly teased by the two of you for simply stating an opinion. - Oh, we're sorry.
Aslında benim hayatımın aşkı, sırf bir fikir belirttim diye ikiniz tarafından acımasızca alay edilmektir.
One day, you're ted schmidt, my best friend And the love of my life, and the next day,
Bir gün en yakın arkadaşım, hayatımın aşkı Ted Schmidt'sin.
You're the love of my life.
Sen benim hayatımın aşkısın.
You're the one who brought me the greatest love of my life
Sen getirdin bana hayatımın en güzel aşkını.
You got Catalina deported, and now you're about to let some stupid taco cost me the love of my life!
Catalina'yı sınır dışı ettirdin ve şimdi birkaç salak tacoyu... bana hayatımın aşkına mâl edeceksin.
You're just feeling jealous because I've finally found the love of my life. because I've finally found the love of my life. ( Emphatically ) No, I am not jealous.
Sadece kıskanıyorsun çünkü sonunda hayatımın aşkını buldum.
I think you're weird and creepy, And if you think I'd ever choose you over the love of my life, you're the most delusional man on the face of the earth.
Bence tuhaf ve ürkütücüsün, ve seni hayatımın aşkına tercih edeceğimi düşünüyorsan, dünya üzerindeki en hayalperest insansın demektir.
But you're the love of my life.
Sen benim hayatımın anlamısın.
Isabel, you're the love of my life.
Isabel, sen benim hayatımın aşkısın.
You're the love of my life.
Hayatımın aşkısın.
You're the love of my life, bird lady.
Sen hayatımın aşkısın kuşçu hanım.
YEAH, "HONEY, YOU'RE THE LOVE OF MY LIFE. SHE'S JUST THE RUNNER-UP."
Evet, "Tatlım sen hayatımın aşkısın, öteki ikinci planda."
You got Catalina deported... and now you're about to let some stupid taco cost me the love of my life!
Catalina'yı sınır dışı ettirdin ve şimdi birkaç salak tacoyu... bana hayatımın aşkına mâl edeceksin.
You're the love of my life.I can't leave you.
Sen hayatımın aşkısın. Seni terkedemem.
So you're the love of my life?
Şimdi sen, hayatımın aşkı mısın?
You're the love of my life.
Hayatımın aşkı.
Marina, you're the love of my life.
Marina, sen benim hayatımın aşkısın.
Well, it's probably better than saying, "hey, You're the love of my life in a new body," and every time I see you, My knees go weak. "
Muhtemelen, "Selam sen yeni bir bedendeki hayatımın aşkısın ve seni ne zaman görsem dizlerimin bağı çözülüyor."
That you're the love of my life.
Hayatımın aşkı olduğunu söyledim.
You're the one true love Of my life too honey
Sen de benim hayatımın aşkısın canım.
Hollis, you're my brother and I love you, but if you presume to judge my fitness as a wife or mother I will count you a stranger for the rest of my life.
Hollis, kardeşimsin ve seni seviyorum fakat bir daha benim eşlik ve anneliğimi sorgularsan seni hayatımın sonuna kadar bir yabancı olarak addederim.
You're the love of my life.
Hayatımın aşkısın sen.
You're the love of my life, Ariel.
Sen hayatımın aşkısın, Ariel.
He's the love of my life, but you're my soul mate.
Yani, Derek benim hayatımın aşkı ama sen benim ruh ikizimsin.
- The love of my life cheated on me in my own bed. " YOU'RE NOT ANSWERING MY CALLS.
Telefonlarımı açmıyorsun.
Uh, Lois, if you're watching this 20 years from now, just know that you are the love of my life And you always will be.
Lois. Eğer bunu 20 yıl sonra izlersen hayatımın aşkı olduğunu ve her zaman öyle kalacağını bil.
You're forgetting my Uncle that made me choose between my legacy and the love of my life.
Mirasım ve hayatımın aşkı arasında bana seçim yaptıran amcamı unutuyorsun.
You're the love of my life!
Sen benim hayatımın aşkısın!
You're the love of my life, Jule.
Sen hayatımın aşkısın Jule.
But if you think you're gonna swoop in and steal the love of my life, whose name escapes me at the moment, then you are wrong.
Ama bana baskın geliceğini ve hayatımın aşkını çalıcağını düşünüyorsan, Neydi adı? Şuan gelmiyor,
You're the love of my life, baby.
Sen benim hayatımın aşkısın, bebeğim.
You're the love of my life.
- Hayatımın aşkısın.
♪ To distract our hearts ♪ You're the love of my life.
Sen benim hayatımın aşkısın.
Now, you're the love of my life.
Sen benim hayatımın aşkısın.
I fully accept all of your apologies, but I truly believe that everything is going to be fine, because Henry is my son, and you are the love of my life, and we're supposed to be a family,
Özrünü kabul ediyorum ve gerçekten her şeyin yoluna gireceğine inanıyorum. Çünkü Henry benim oğlum, sen hayatımın aşkısın ve bizim bir aile olmamız gerekiyor.
Yes, you're the love of my life.
Evet. Sen benim hayatımın aşkısın.
You're the love of my life, And you deserve to make a deuce in peace.
Sen hayatımın aşkısın ve kakanı rahatça etmek hakkın.
You're asking me to choose between you and Julian. He's the love of my life.
Seninle hayatımın aşkı Julian arasında bir seçim yapmamı istiyorsun.
You're still the love of my life.
Sen hala hayatımın aşkısın.
But you're the love of my life.
Ama hayatımın aşkı sensin.
You're talking about the love of my life.
Burada hayatımın aşkından bahsediyorsun.
I fucked this up. You're the love of my life.
Sen benim hayatimin aski sensin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]