You're wrong about him tradutor Turco
50 parallel translation
You're wrong about him, Hominy.
Yanılıyorsun Hominy.
Believe me, Paul. You're wrong about him.
İnan bana Paul, onun hakkında yanılıyorsun.
You're wrong about him.
Onun hakkında yanılıyorsun.
You're wrong about him.
Onun hakkında yanıIıyorsunuz.
I've known Newman all my life in the building and you're all wrong about him.
Newman'ı bu binaya geldiğimden beri tanıyorum ve bence onun hakkında yanılıyorsun.
You're wrong about him.
Bence onun hakkında yanılıyorsun.
You're so wrong about him
- Onun hakkında çok yanılıyorsun.
You know, Sonny you're wrong about him.
Sonny onunla ilgili yanlış düşünüyorsun. O temiz, dostum.
You're wrong about him!
- Onun hakkında yanılıyorsun!
What if you're wrong about him?
Ya onun hakkında yanılıyorsan?
- You're wrong about him.
Onun hakkında yanılıyorsun.
That's okay. You're allowed to be wrong about him.
Onun hakkında yanılmış olabilirsin.
You don't wanna get on the wrong side with him, if he hears about this you're gonna lose those stripes, mate.
Onunla ters düşmek istemezsin. Eğer duyarsa, bu apoletleri kaybedersin, dostum.
What if you're wrong about him?
Ya hakkında yanılıyorsan?
Maybe you're wrong about him.
Belki onun hakkında da yanılıyorsundur.
- l think you're wrong about him.
- Bence onun hakkında yanılıyorsun.
- You're wrong about him.
- Onun hakkında yanılıyorsun.
But you're wrong about him.
Ama onun hakkında yanılıyorsunuz.
Look, you're wrong about him wanting to see me.
Bak, beni görmek istemesi konusunda yanılıyorsun.
You're all quite wrong about him.
Onun hakkında çok yanılıyorsunuz.
You're wrong about him.
- Yanılıyorsun.
Christine, I think you're wrong about him.
Christine, sanırım onun hakkında yanlış düşünüyorsun.
My point is, you were wrong about him and I then and you're wrong about us now.
Demek istediğim, o ve benim hakkımda yanıldın ve yine yanılıyorsun.
- Well maybe you're wrong about him.
- Ulrich hakkında yanılıyor olabilirsin.
Well, no, I... I think you're wrong about him.
Bence onun hakkında yanıIıyorsun.
Look, I will admit that Clark's played the jealousy card once or twice but you're wrong about him.
Clark'ın birkaç defa kıskançlık olayına girdiğini biliyorum ama onun hakkında yanılıyorsun.
You're wrong about him, you know.
Onun hakkında yanılıyorsun, biliyorsun.
They're wrong about him, and so are you.
Hakkında yanılıyorlar.
Actually you're wrong about that,'cause I asked him.
Aslında yanılıyorsun. Çünkü sordum.
- Tell him about the book. - You're always wrong. Get used to it.
- Hata hep sendedir, buna alış artık.
If you're gonna be A backstabber, just stab some backs, you know?
I was totally wrong about him.
I think that you're wrong about him.
Bence onun hakkında yanılıyorsun.
But I think that you're wrong about him.
Ama bence onun hakkında yanılıyorsun.
And you're the only one who cared about him enough to... know that something was very wrong.
Ve sende onda yanlış bir şeyler olduğunu bilecek kadar değer veren tek kişiydin.
Yeah, but you're right - there's something wrong about him.
Evet ama haklısın, ondan işkillendim.
- Mom, you're gonna give them the wrong impression about him.
Anne, onlara onun hakkında yanlış bir izlenim bırakıyorsun.
If you're going to take him back, think about if you did anything wrong.
Erkeğini geri almak istemende herhangi bir yanlış yok.
I think you're wrong about him.
Onun hakkında yanılıyorsun.
You're wrong about him, Will.
Onun hakkında yanılıyorsun, Will.
No, you're wrong about him, Alana.
Hayır, yanılan sensin Alana.
You're wrong about him!
Onun hakkında yanlış düşünüyorsunuz!
You're wrong about him, Tom.
Onun hakkında yanılıyorsun Tom.
While we're on Steven Avery and your reports about him... that phone call, the phone call where a detective from another law enforcement agency told you you may have the wrong guy in jail? That one? Yes, sir?
Hazır Steven Avery ile ilgili yazdığınız raporlardan bahsetmişken şu telefon, hani başka bir emniyet teşkilatından bir dedektifin arayıp size yanlış adamın hapse atılmış olabileceğini söylediği telefon görüşmesi?
Think about this. Maybe, just maybe, by giving this to Robert, you're gonna be making up for some of the wrong you did him.
Bunu bir düşün.Belki de Robert'a bu fırsatı vererek yaptığın yanlışı telafi etmiş olacaksın.
No, you're wrong about him.
Hayır, onun hakkında yanılıyorsun.
you're wrong 1807
you're wrong about that 32
you're wrong there 18
about him 49
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're wrong about that 32
you're wrong there 18
about him 49
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're so pretty 112
you're sorry 317
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're 4202
you're so welcome 43
you're doing great 645
you're fired 1000
you're so mean 39
you're sorry 317
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're 4202
you're so welcome 43
you're doing great 645
you're fired 1000
you're so mean 39