You'se tradutor Turco
722 parallel translation
I can't tell you how wonderful it was for you se � oritas to fix dinner for us.
Siz bayanların bize yemek hazırlamasının ne kadar harika olduğunu anlatamam.
You don't plan to tell anybody oecause youe ate my go d ad wat to keepo t you se
Kimseye anlatmayı düşünmüyorsun. Çünkü sen altınlarımın peşindesin. Altınlar sana kalsın istiyorsun.
I love going on dates with you Uncle Se-jin.
Seninle dışarı çıkmaya bayılıyorum, Se-jin amca.
- Darling, will you...
- Se v gilim, lütfen...
- What have you got there, brandy?
- Se ne doldurdun, brendi mi?
I wanted to tell him myself, but when a fellow's your own brother... there ain't much you can say. I'm going into Elkville on a little business.
Bunu kendim söylemek isterdim ama, bir kişi sizin erkek kardeşiniz se söylenecek pek birşey yoktur.
All I can say is I think you're a cad.
Tek söyleyebileceğim, se-sen hödüğün tekisin.
Not so big when Arkadin's after you.
Peşindeki Arkadin'se değil.
Why don't you have some sleep?
Neden se bazen uyku tutmuyor?
As you say, se � or, in the mountains.
Söylediğin gibi sinyor, dağlarda.
You're like an animal set free.
Sen'se serbest bırakılmış bir hayvan gibisin.
Is... Is that what you call giving cover?
Se-senin koruma dediğin bu muydu?
- What did you say?
- Se ne dedin?
Or is it all lies... or that the fragments are found you load since then?
Ya bunlar yalansa veya o zamandan bu yana tarih değiştirilmiş se...
- It's not gonna matter whether you...
- Hiçbir şe değişmeyecekti eğer sen...
Seven is what I think you say... Cómo se dice en inglés?
7 deyince şey dediğinizi sandım... ( İngilizce nasıl denir... ) Como se dice en ingles...
You never took singing lessons, per se, did you?
Sen aslında hiç şarkı dersleri almadın, değil mi?
Did you bring that cop over here?
O polisi se mi buraya getirdin?
- you wanted to se me, doctor Spaziani.
- Beni görmek istemişsiniz, doktor Spaziani.
Y-You never went.
Se-Sen hiç gitmedin!
Do you think you'll se him this evening, Priory?
Bu akşam onu görmeyi düşünüyor musun, Priory?
- Mr. You-Know-Who?
- Bay Se-Biliyorsun-Kim?
I will be Mr. You-Know-Who.
Ben Bay Se-Biliyorsun-Kim olacağım.
I'll kill you!
Se-Seni öldüreceğim!
You mentioned also that Louise had gone, also.
Ayrica Lou ¡ se'in g ¡ tt ¡ g ¡ n ¡ söyled ¡ n.
Were you very close to Louise?
Lou ¡ se'le de yakin miydiniz?
She tricked you.
Se-seni aldattı!
Y... y... you're not here.
Se-sen burada değilsin.
She said you were an eminent artist and saw Mephisto se veral times.
Saygın bir aktör olduğunu ve Mephisto'yu birkaç kez seyrettiğini söyledi.
You'll se, he's really nice.
Tanışırsın, gerçekten sempatiktir.
Now you will se how to drive.
Şimdi nasıl sürülür göreceksiniz.
You had your world, and I had mine.
- Sen kendi dünyana çekildin, ben se kendiminkine.
- Eight grand to blow away your brother... so you can take over the stinkin'laundry.
Kardeşini uçurman için 8000'se şu çamaşırhaneciyi sen üstelenebilirsin.
I lo like you, Willie.
Seni se beğeniyorum Willie.
Our Iván came one day with two cartridges and an old shotgun and he told me : " Every night, put cartridges in and take them out through the shotgun barrel, 50 or 100 times and if you are the quickest, with your sense of smell and your memory, everybody will se you as an underling.
Iván bir gün elinde eski bir tüfek ve iki de fişekle gelip her gece bu fişeklerle uzun uzun doldur-boşalt çalışmamı söyledi. "Koku alma yeteneğin ve güçlü hafızanın yanı sıra bunu da geliştirirsen herkes seni bir yamak olarak görür" dedi.
Rambo, you're probably aware that there are almost 2,500 Americans still missing in action in SE Asia.
Muhtemelen farkindasindir Rambo. 2500 Amerikan askeri Kuzeydogu Asya'da hala kayip.
So, as long as I'm here, I can prom ¡ se you one th ¡ ng :
Bu yüzden, burada olduğum müddetçe size tek bir söz verebilirim.
Mom, you said I could hale his radio.
se alabilirsin demiştin babamın radyosunu.
- Thank you, se? or.
- Teşekkür ederim, bayım.
No one makes hi-yo-hi-yo-ip-se-ni-yo sauce like you, Elaine.
Kimse ha-yo-ha-yo-ip-se-na-yo sosunu senin gibi yapamaz Elaine.
As I do not have human instinct, per se I cannot advise you, Counselor.
İnsan içgüdüsüne sahip olmadığımdan doğal olarak size tavsiye veremiyorum, Danışman.
You-You like it?
Se-Sevdin mi?
I know you can't holler per se, so maybe just you give a wave or something.
Seslenemediğini biliyorum bu yüzden el sallarsan yeter.
Are you saying we are- - Como se dice aburridas?
Bizim şey olduğumuzu mu söylüyorsunuz- -'Aburridas'a ne deniyordu?
I mean, it's not you per se, but it's your body.
Yani bizzat sen değil ama vücudun alımdan çıkmıyor.
- Wh - Who are you?
- Se - sen de kimsin?
I can't wish you free.
Se... seni özgür bırakamam.
Excuse me, se · orita, do you mind if we join you?
Afedersiniz sinyorita, size eşlik etmemizin bir mahzuru var mı?
I wouldn't trust any of you to sit the right way on a toilet seat.
Nem devem saber sentar-se direito na sanita.
Who...? Who are you?
Se... sen de kimsin?
Janis, wh-what are you doing?
Janis, se-sen ne yapıyorsun?