You've done a good job tradutor Turco
103 parallel translation
You did it because you wanted a good engineer, and I've done a swell job.
İyi bir mühendis istiyordunuz, ben de iyi bir iş gördüm ondan.
You've done a good job, Nick.
İyi iş çıkarmışsın, Nick.
You've done a good job.
İyi bir iş çıkardın.
Doctor, you admit that they've done a good job, that they've been practically self-governing.
İyi iş çıkardıklarını kabul ettin Doktor. Kendilerini idare edebiliyorlar sayılır.
You've done a good job in here because you haven't had to move around much.
Burada iyi iş görüyordun, çünkü fazla hareket etmen gerekmiyordu.
Taras, you've done a good job, eh?
Taras, sen iyi bir iş yaptın, eh?
You've done a good job.
İyi iş çıkardın.
You've done too good a job on her.
Sen onun için çok önemli şeyler yaptın.
You've done a good job disguising the faces.
Yüzleri gizlemekle iyi etmişsin.
You've done too good a job, Vicki.
Çok iyi bir iş yaptın.
You've done a good job
iyi iş çıkardınız!
I'm sure you've done a good job, very thorough.
İyi bir iş çıkardın Radl, tebrik ederim.
Uh, well, you know, as you know, I've been working here for some time, Mr. Farlan, and I think I've done a pretty good job of making this operation look legit.
Şey... bildiğiniz gibi, bir süredir burada çalışıyorum Bay Farlan, ve bu işletmenin yasal görünmesi adına iyi bir iş çıkarttığımı düşünüyorum
You've done a good job.
İyi bir iş çıkardın. Panik yapma.
Other than the house being square, it's beautiful. You've done a good job for yourself.
Ev dikdörtgen ama yine de güzel.
You've done a good job!
Çok iyi bir iş yaptın!
You've done a good job but we don't need you any more.
İyi bir iş yaptın ama artık sana ihtiyacımız yok.
You've done a good job, but you're relieved of duty.
İyi iş yaptın, ama görevin bitti.
If you can look in the mirror and say you've done a good job, that's what matters.
Aynaya bakıp iyi bir iş yaptığınızı söyleyebilmeniz yeterli.
Thanks, you've done a good job.
Sağol, iyi bir iş başardın.
You've done a good job looking after the place.
Buraya çok iyi bakmışsın.
To tell you what a good job you've done and how happy we all are to have you back?
Ne kadar iyi bir iş çıkardığını, ve seni tekrar görmekten ne kadar mutlu olduğumuzu söylemem için mi?
You've done a good and thorough job here.
Burada çok iyi ve dikkatli bir iş çıkardınız.
- You've done a good job with him.
- Onunla iyi bir iş yaptınız.
You've done a good job, Coach Boone!
BUTUN BU - HARiKA BiR iS CIKARDINIZ, KOC!
You've done a good job.
İyi bir iş yaptın.
Now, you done a good job. You got the evidence... but you don't belong here, so go home.
İyi iş çıkardın ve kanıtları aldın ama buraya ait değilsin.
- You've done a good job with them?
- İyi boyadın mı? - Boyadım abi.
You've done a good job here.
Burada çok iyi iş çıkardın.
You've done a good job!
- Evet. İyi bir iş başarmışsınız.
- You've done a really good job here.
- Harika bir iş becermişsin.
You boys get one life, and so far, you've done a pretty good job of screwing it up.
Dünyaya bir kez geliyorsunuz çocuklar. Şimdiye kadar, iyi bir iş çıkardınız.
Agent Lim. You've done a good job until now.
Ve bunu yapmaya çalışırsan öleceğin kesin.
You've done a good job.
İyi bir iş çıkarttın.
And they also believe that when people watch my stuff or maybe watch this film or whatever they think that, you know, well, you know, what they'll watch this and they wont do anything because we've done such a good job of numbing their minds and dumbing them down, you know, they'll never affect...
Ve yine inanırlar ki insanlar beni izlediğinde veya belki bu filmi veya herneyse izlediğinde sanırlar ki yani evet yani bilirsiniz bunu izlerler ve bir şey yapmazlar çünkü onların beynini uyuşturup onları aptallaştırmada öyle başarılı olmuşuzdur ki yani hiç etkilenmeyeceklerdir...
If the object was to humiliate me, you've done a damn, good job.
Eğer amacın beni küçük düşürmek idiyse, iyi bir iş çıkardın, çok iyi.
You've done a pretty good job of being a father to everybody in here.
Burada olan herkese muhteşem bir baba gibi davrandın.
You've done a good job getting this far.
- Bu kadar ilerlemekle iyi ettin.
You've done a pretty good job of hiding what's real.
Gerçek olanı saklamak için gerçekten çok uğraştın.
You've done a good job, Leo.
İyi bir iş çıkardın, Leo.
I think I've done a pretty good job at breaking the rules... - trying to protect a friend and that baby... wouldn't you say?
Sanırım bir arkadaşımı ve bebeği korumak için kuralları çiğneyerek oldukça iyi bir iş çıkardım, öyle değil mi?
You've done a good job, Malky.
İyi iş çıkardın, Malky.
Thank you. You've done a good job.
Teşekkür ederim.
Well, you've done a good job of immobilizing it.
Sargıya almakla iyi etmişsin.
You and your partner have done a very good job.
Siz ve ortağınız gerçekten iyi bir iş çıkardınız.
If you've done a crap job, you're gonna lose her for good.
Eğer onun iyiliği için bu boktan işi yapmaya devam edersen onu kaybedeksindir.
But if you've done a good job, she is gonna forgive you for the lot.
Ama daha iyi bi iş yapmaya başlarsan emin ol seni affedecektir
You've done a good job, Gregory.
İşini layıkıyla yaptın, Gregory.
Yeah, you've done a real good job of that so far.
Evet, buraya kadar da çok iyi iş çıkardın.
Yeah? You've done a pretty damn good job.
Evet, ama bunu gayet güzel becerdin.
You've done a really good job of trying to get out of this bet, but it's finally time to settle.
Bu işten sıyrılmak için bayağı uğraştın, ama... artık fotoğraf zamanı geldi.