You've done nothing wrong tradutor Turco
97 parallel translation
So far, you've done nothing wrong.
Şu ana dek yanlış bir şey yapmadın.
You've done nothing wrong.
Yanlış olan hiçbirşey yapmadın.
You've done nothing wrong.
Yanlış bir şey yapmadın.
I know you've done nothing wrong, but others won't know that.
Yanlış bir şey yapmadığınızı biliyorum, ama başkaları bilmez.
# Ever since you left me I've done nothing but wrong
Beni bıraktığından beri, yaptığım tek şey yanlışlardı.
But I've done nothing wrong - will you cut off my head?
Ben yanlış bir şey yapmadım.
You've done nothing wrong, Stefen.
Sen yanlış birşey yapmadın Stefen.
You've done nothing wrong so you've nothing to fear.
Aslında yanlış bir şey yapmadın. Korkmana gerek yok.
Hey, you've done nothing wrong here.
Hey. Burada yanlış bir şey yapmıyoruz.
You've done nothing wrong.
Yanlış birşey yapmadın.
You've done nothing wrong.
Sen yanlış bir şey yapmadın.
The detectives will explain to you that you've done nothing wrong at all.
Dedektifler bunun yanlış bir tarafı olmadığını sana söyleyeceklerdir. Sizin kan bağınız yok.
And then one day, when you've done absolutely nothing wrong his hatred will explode!
Ve bir gün, hiçbir hatan yokken, nefreti patlayacak!
I have done nothing wrong... and yet you and your kind all wish me dead!
Ben yanlış bir şey yapmadım ama yine de siz ve sizin türünüz ölmemi istiyorsunuz!
– You've done nothing wrong.
Siz yanlış bir şey yapmadınız.
- You've got the wrong man. I've done nothing!
Yanlış adamı yakaladın, ben hiçbir şey yapmadım!
Don't worry, you've done nothing wrong.
Endişelenme, senin hiçbir hatan yok.
- Well, you've done nothing wrong.
- Ama sen yanlış bir şey yapmadın.
I know it can't be easy, but you've done nothing wrong.
Kolay olmayacağının farkındayım ama sen yanlış bir şey yapmadın.
- If you've done nothing wrong...
- Eğer yanlış bir şey yapmadıysan...
Can you look right in the camera and tell America you've done nothing wrong?
Kameraya direkt olarak bakıp, Amerikan halkına yanlış yaptığınız bir şey olmadığını söyleyebilir misiniz?
You've done nothing wrong.
Sen yanlış hiçbir şey yapmadın.
- You've done nothing wrong.
- Sen yanlış bir şey yapmadın.
And you've done nothing wrong.
Sen yanlış bir şey yapmadın.
Fine. But then you kill women when they've done nothing wrong.
İyi de, gözünün üstünde kaşın var diye kıyıyorsunuz kadınlara.
I told you, I've done nothing wrong.
Yanlış bir şey yapmadığımı söyledim.
I'm sure it's not very convincing coming from someone like me, but you've done nothing wrong.
Böyle bir şeyin benden gelmesi tatmin edici değil biliyorum. Ancak sen yanlış bir şey yapmadın.
I assure you, I've done nothing wrong.
Seni temin ederim, yanlış bir şey yapmadım.
Must've driven you crazy knowing people thought you were a killer when you've done nothing wrong.
Hiç bir yanlış yapmamışken, insanların seni katil sanmaları seni çıldırtıyor olmalı.
You've done nothing wrong.
Hiç yanlış bir şey yapmadın.
I mean, you've done nothing wrong, I'm the one.
Hiç yanlış bir şey yapmadın, sorun bende.
You've done nothing wrong.
siz bir yanlislik yapmadiniz.
You've done nothing wrong, but he's shown you who he is :
Sen yanlış birşey yapmadın. Ama sana gerçek yüzünü gösterdi,
Means if they don't fuckin'bleed, you've done nothing wrong.
Yani, bir yerleri kanamıyorsa, yanlış bir şey yapmamışsın demektir.
Ok, listen, do not ok you've done nothing wrong.
Beni dinle, sen yanlış hiçbir şey yapmadın, tamam mı?
You've done nothing wrong.
Hiç bir yanlışın olmadı.
Can we actually talk about the possibility of your holding a press conference together, addressing what's happened with Mr. Parmallee, issuing an apology, and moving on? It would help if I'd done something wrong. You've done nothing wrong.
En azından olanları ve olacakları anlatmak isterim
If you've done nothing wrong, what happened to her?
Eğer yanlış bir şey yapmadıysan ona ne olduğuna bakmak için neden hastaneye geldin?
You've done nothing wrong.
Yanlış hiçbir şey yapmadın.
You've done nothing wrong?
Yalnış bir şey mi yaptın?
You've done nothing wrong.
- Yanlış bir şey yapmadın ki.
I have no right to talk, but you've done nothing wrong.
Konuşmaya hakkım yok, ama sen yanlış bir şey yapmadın.
You've done nothing wrong, Margaret.
Sen yanlış hiçbir şey yapmadın, Margaret.
Look, I don't know what you're trying to do here, but I've done nothing wrong.
Burada ne yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum ama, Ben yanlış bir şey yapmadım.
Please believe me when I say that you've done nothing wrong and that none of this has anything to do with you.
Ve bunların seninle alakası yok.
Rick, Rick. You've done nothing wrong, Rick.
Sen yanlış bir şey yapmadın.
You can't kill me when I've done nothing wrong!
Yanlış bir şey yapmadığım hâlde beni öldüremezsiniz!
You know, I don't have to take this from you. I've done nothing wrong here.
Bunları duymayı haketmiyorum, ben yanlış bir şey yapmadım.
Don't say that. You've done nothing wrong.
- Böyle konuşma, hatalı değilsin.
Seems you've done nothing wrong.
Görünüşe göre yanlış bir şey yapmamışsın.
Information was hidden, you claim you knew nothing about it, you did nothing to rectify the situation, and years later, you maintain you've done nothing wrong.
Bilgi gizlendi, bir şey bilmediğini iddia ettin durumu düzeltmek için bir şey yapmadın yıllar sonra da yanlış bir şey yapmadığını savunuyorsun.
you've done it now 22
you've done enough 157
you've done well 111
you've done it 103
you've done it before 58
you've done your homework 25
you've done a great job 28
you've done very well 21
you've done it again 57
you've done 17
you've done enough 157
you've done well 111
you've done it 103
you've done it before 58
you've done your homework 25
you've done a great job 28
you've done very well 21
you've done it again 57
you've done 17
you've done nothing 25
you've done this before 93
you've done a good job 17
you've done enough already 17
you've done all you can 16
you've done more than enough 18
nothing wrong 34
nothing wrong with that 72
you've 257
you've got this 65
you've done this before 93
you've done a good job 17
you've done enough already 17
you've done all you can 16
you've done more than enough 18
nothing wrong 34
nothing wrong with that 72
you've 257
you've got this 65
you've got a point 16
you've seen them 46
you've got mail 34
you've got a friend in me 28
you've been served 82
you've earned it 130
you've been 70
you've got a deal 21
you've been there before 25
you've got a choice 16
you've seen them 46
you've got mail 34
you've got a friend in me 28
you've been served 82
you've earned it 130
you've been 70
you've got a deal 21
you've been there before 25
you've got a choice 16