You've got mail tradutor Turco
125 parallel translation
You've got mail.
Mektubun var.
You've got mail.
Size geldi, mesaj.
Did you tell him it's about the tape he got in the mail yesterday and it's urgent?
Dün aldığı kasetle ilgili geldiğimi ve durumun acil olduğunu söylediniz mi?
Sir, I've got something for you from the mail room, but first if I could take a minute of your very valuable time to show you something I've been working on for the past two or three years.
Efendim, posta odasından sizin için bir şey getirdim, ama önce Çok değerli zamanınızdan bir dakikanızı alarak üzerinde iki üç yıldır çalıştığım bir şeyi göstermek isterim.
You've got mail.
Mailiniz var.
You got the talent, Jack. I got the connection to the equipment and the mail-order distribution.
Senin yeteneğin benim de araç ve dağıtımım var.
I've got some mail for you.
Size posta var.
You've got mail.'l e-mailed Shummaker's files to my A0L account before I logged off.
Postanız var. Kapatmadan önce Shummaker dosyalarını AOL hesabıma e-mail'le yolladım.
You've got mail
Yeni 1 mesajınız var.
You've got mail.
Postanız var.
You've got mail.
Bir postanız var.
"You've got mail."
"Postanız var."
"You've got mail."
"Bir Postanız Var."
You got your girlfriend drunk at last year's Christmas party... and then paid a kid from the mail room... to have sex with her while she was passed out... just so you could break up with her guilt-free... when she sobbingly confessed in the morning.
Geçen sene Yılbaşı partisinde kız arkadaşını sarhoş ettin... ve sonra postacı çocuğa para vererek baygın haldeyken onunla seks yapmasını sağladın. Böylece ertesi sabah o hıçkırarak günah çıkarırken sen onu gönül rahatlığıyla terk edebilme fırsatı buldun.
You've got mail.
Yeni öğrenci merkezi. Sonbaharda temel atılacak.
You've got mail.
Mesajınız var.
You've got mail!
Bilgisayar Mesajınız var!
You've got mail.
Mailiniz var!
"you've got mail"?
"Mesajınız var!"?
You've got mail.
Mesajın var.
Courtney Love called to see if you got her e-mail and Graydon Carter called to see if you're still on for dinner.
Courtney Love e-postanı alıp almadığını sordu ve Graydon Carter akşam yemeği hala geçerli mi diye aradı.
YOU'VE GOT MAIL.
Mesajınız var.
And it was an email from him that I got yesterday that I didn't tell you guys about.
ve dün ondan bir e-mail aldım ama size söyleyemedim.
Oh, you've got mail.
Sana mektup geldi.
COMPUTER : You've got mail.
- Mailiniz var.
You've got mail, Max.
Mailin var, Max.
I tell people it's red dawn, but in actuality, my favorite movie is you've got mail.
Soranlara "Kızıl Şafak" diyorum ama aslında "Mesajınız Var".
You've got mail.
Bir mailin var.
You've got mail!
Mektubunuz var.
I got cell phones, call waiting, e-mail, voice mail and I haven't heard una chingada from you.
Cep telefonum var, çağrı, e-posta, sesli mesaj ve senden una chingada bile duymadım.
You've got mail. All right, stand back, you land-Locked losers.
Geri çekilin yerde durmak zorunda olan ezikler!
Listen, I've got to cut this talk short... but I sent you an e-mail, so read it.
Fazla konuşamayacağım, ama sana e - posta yolladım.
You've got mail.
E-mailiniz var.
You've got mail.
Yeni e-mailiniz var.
Monfalco, you've got mail!
Monfalco, mektubun var!
That's because a monster has been terrorizing Veracruz... and the nearby villages. Right after I sent the e-mail to you... the monster showed up near the plaza and nearly got Jorgito.
Çünkü canavar, Veracruz'da ki ve çevredeki köyleri dehşete düşürmüş durumda.
I think you've got an uncomfortable e-mail coming your way, you know?
Bence rahatsız edici bir e-posta alacaksın.
I just didn't tell you. I got the mail and every time... I took the letters...
Postayı aldım ve her defasında ve mektupları da.
Oh, you've got fan mail.
Hayran mektupların var.
You've got mail?
Mesaj sesi olmasın?
You've got mail from the FBI.
FBI'dan mail var.
I mean, not that I'm ceding my stance on a woman's right to choose rhinoplasty, but... you've got fan mail.
Şaşıracaksın. Kadınların plastik cerrahi seçme hakkına dair görüşüm değişse de hayranlarından mektup var.
Lindsay, I just got your e-mail and I gotta tell you that it is brilliant.
Lindsay e-mailini aldım ve söylemeliyim ki çok dahiceydi.
You've got mail!
E-posta var.
He better start looking a lot more than sort of familiar because we got you for tampering with U.S. Mail and possession of stolen property.
Tanıdıktan fazlası olsa iyi olur çünkü seni posta çalmaktan ve çalıntı mal bulundurmaktan yakaladık.
- You've got a mail.
- Mektup! Mektup!
I've got mail for you.
Size birmektup geldi.
No, not in You've Got Mail, in Sleepless in Seattle.
Mesajınız Var "da değil" Sevginin Bağladıkları " filmindekinde.
As tender as this moment may be, Detective, you've got mail.
Dedektif, şu an hassas olabilir ama postanız var.
You've got mail from Stanford University.
Stanford Üniversitesi'nden mektubun var.
computer : you've got mail.
Mesajınız var!
you've got this 65
you've got a point 16
you've got a friend in me 28
you've got a deal 21
you've got a choice 16
you've got the wrong guy 51
you've got it 213
you've got a lot of nerve 17
you've gotta be kidding me 133
you've got it all wrong 111
you've got a point 16
you've got a friend in me 28
you've got a deal 21
you've got a choice 16
you've got the wrong guy 51
you've got it 213
you've got a lot of nerve 17
you've gotta be kidding me 133
you've got it all wrong 111