You've got nothing to worry about tradutor Turco
147 parallel translation
- You've got nothing to worry about.
Endişelenecek bir şey yok.
You've got nothing to worry about. Late extra news!
Bu kadar endişelenmene gerek yok.
You've got nothing to worry about, Mr. Wilson.
Endişelenecek bir şey yok Bay Wilson.
Oh, but you've got nothing to worry about.
Ama endişelenecek bir şeyin yok.
You've got nothing to worry about.
- Hiç endişe etme. - Sağ ol.
YOU'VE GOT NOTHING TO WORRY ABOUT.
Korkacak hiç bir şey yok.
You've got nothing to worry about.
Endişelenmeni gerektirecek bir şey yok.
If you didn't bring him in or have any contact with him, then you've got nothing to worry about.
Onu buraya getirmediysen veya onunla temasa geçmediyseniz endişe etmenize gerek yok.
I'm sure you've got nothing to worry about.
Korkacak bir şey olmadığından eminim.
You've got nothing to worry about.
endişelenecek bir şey yok.
Then you've got nothing to worry about. Except your roses, of course.
O zaman endişelenmenizi gerektirecek bir şey yok, gülleriniz hariç tabii.
Now, Wiley, you've got nothing to worry about at all... because, you know, you're gonna be...
Wiley, kaygılanacak hiçbir şey yok. Çünkü, işte yani, sen de köşenin oralarda olacaksın.
You've got nothing to worry about.
Merak edecek bir şey yok.
Sheriff, you've got nothing to worry about.
Şerif, endişelenecek bir şeyin yok.
You've got nothing to worry about, it's a clean wound.
Endişelenecek bir şey yok, temiz bir yara.
You've got nothing to worry about.
Endişeleneceğin hiçbir şey yok.
You've got nothing to worry about here.
- Burası da senin. Burada endişelenecek bir şey olmaz.
You've got nothing to worry about.
Endişelenecek bir şey yok.
You've got nothing to worry about.
Howard, endişelenecek hiçbir şeyin yok.
Well, then you've got nothing to worry about.
O zaman endişe etmene gerek yok.
You've got nothing to worry about.
Endişelenmeye gerek yok.
YOU'VE GOT NOTHING TO WORRY ABOUT.
Bu konuda endişelenme.
Come on, now. You've got nothing to worry about.
Sakin olun, endişe etmenize gerek yok.
- You've got nothing to worry about!
- Endişe etmen gereken bir şey yok!
After she sees Alan dance, you've got nothing to worry about.
Alan'ın dansını görünce endişelenecek bir şeyin kalmayacak.
- You've got nothing to worry about.
Endişelenmene gerek yok. Neden?
If you're in here, you've got nothing to worry about from me.
Eğer buradaysan, benden endişe etmeni gerektiren bir şey yok.
You've got nothing to worry about.
O zaman bunu dert etmene gerek yok.
You've got nothing to worry about.
Meraklanacak birşey yok.
- Then you've got nothing to worry about.
- Öyleyse kaygı edecek bir şey yok.
Quark, as long as we keep the holosuite busy you've got nothing to worry about.
Quark, holosuit işlek olduğu sürece endişelenecek bir şey yok.
Well, then, you've got nothing to worry about, do you?
Şey, o zaman, bunun için endişelenecek bir şeyin yok, değil mi?
Great, then I guess you've got nothing to worry about.
Harika, o zaman endişelenecek bir şeyin yok.
Then I guess you've got nothing to worry about, do you...
O zaman kaygılanacak bir şey yok, değil mi...
I just want to tell you you got nothing to worry about'cause... well, I got friends. And they can protect us.
Endişeleneceğimiz hiçbir konu yok, çünkü tanıdıklarım var ve bizi koruyabilirler.
Come on, you've got nothing to worry about.
Endişelenmen gereken hiçbir şey yok.
So as long as this is on my elbow, you've got nothing to worry about.
Dolayısıyla bu şey dirseğimde olduğu sürece endişelenecek bir şey yok.
You've got nothing to worry about
Endişelenecek bir şeyin yok.
- You've got nothing to worry about.
- Korkacak hiçbir şey yok.
You've got nothing to worry about.
Hiçbir şey için kaygılanma.
You've got nothing to worry about.
0danın içinde durursan endişeleneceğin hiçbirşey kalmaz.
Believe me, you've got nothing to worry about.
İnan bana, korkman için hiçbir neden yok.
well, you've got nothing to worry about.
Endişe edecek hiçbir şeyin yok.
There, now you've got nothing to worry about.
İşte, artık endişelenecek bir şeyin kalmadı. Tartışma bitmiştir.
BUT YOU'VE GOT NOTHING TO WORRY ABOUT.
Endişelenmeni gerektirecek bir durum yok.
Then you've got nothing to worry about.
O zaman sorun yok.
You've got nothing to worry about from this end.
Bu konuda endişelenmenize gerek yok.
You've got nothing to worry about.
Endişe edecek birşey yok.
You've got nothing to worry about.
Tasalanacak bir şey yok.
He You've got nothing to worry about.
Sen hiç birşey hakkında endişelenme.
You've got nothing to worry about, comrade.
Endişelenecek birşey yok, yoldaş.