You can't be back here tradutor Turco
59 parallel translation
You can foul up in training and be sent back here for execution of sentence... or you can foul up in combat... in which case I'll blow your brains out... or you can do as you're told, in which case you might just get by.
Eğitimi başaramayıp cezanızı çekmek için geri gelirsiniz savaşta çuvallarsınız... ´ ´... bu durumda beyninizi dağıtırım ya da denileni yaparsınız ve paçayı sıyırırsınız.
You can't be back here.
Buraya giremezsin.
If you guys don't stop, you can be back here- -
Eğer fazla durmazsanız, geriye cabuk dönebilirsiniz- -
Shouldn't be any problem to shimmer into Bo's plane, bring him back here so you can heal him.
Bo'nun alemine ışınlanmak benim için sorun sorun olmaz, onu buraya getiririm böylece sende onu iyileştirebilirsin.
You can't be back here.
Buraya giriş yasak.
- You can't be back here.
- Buraya geçemezsiniz.
- You can't be back here!
- Buraya giremezsin, tamam mı?
I can't explain right now, but unless you tell me how you feel about me, I may not be here when you get back.
Şimdi açıklayamam, bana şu an nasıl hissettiğini anlatman lazım, belki döndüğünde burda olmuyabilirim.
Ma'am you can't be back here.
Bayan burda duramazsınız.
Ma'am, you can't be back here...
Bayan burda duramazsınız.
Hey, yo, you can't be back here, man.
Baksana, buraya gelemezsin.
I'll see if there's any evidence of these nefarious Brits, but I'm warning you, if I can't, we're pleading guilty, and you're either going back to jail or if the judge shows absolutely no mercy at all, you'll be staying here with my mother.
O kötü İngilizlerin elinde delil var mı bakacağım ama seni uyarıyorum, bulamazsam, suçu kabul edeceğiz sen de ya hapise gidersin ya da hakim hiç merhamet göstermezse burada annemle birlikte kalırsın.
I can tell that you wanna be here..... but there's also something holding you back.. .. and I don't know what this is.
Burada olmak istediğini söyleyebilirim geride kalan şeylerin ise ne olduğunu bilmiyorum.
You can't be back here.
Buraya giremezsiniz.
I can't say the Wraith won't be back here again, but I can promise you they're not coming back here because of him.
Wraithlerin bir daha buraya gelmeyeceğini söyleyemem ama buraya onun yüzünden tekrar gelmeyeceklerine söz verebilirim.
You know, why don't you come back tomorrow to see me, and if julie happens to be here, maybe you can give her some advice on picking out colleges and stuff.
Yarın Mike'ı görmek için yine gelsene? Hem eğer Julie de burda olursa, belki ona üniversite seçimiyle ilgili falan tavsiyeler verirsin.
But you can't be here, not while I'm here, you can't come back.
Ama burada olamazsın, ben burada oldukça sen geri dönemezsin.
Lady! Lady, you can't be back here.
Bayan, bayan bu tarafa Geçemezsiniz.
you can't be back here.
Buraya girmek yasak dedim.
You can't be back here.
Burada olamazsınız.
Obviously I can't trust you to be on your own when your mum's away, so you're coming here every day after school till she gets back.
Belli ki annen yokken tek başına kalman konusunda sana güvenemeyeceğim bundan dolayı annen dönene kadar okuldan buraya geliyorsun.
- You can't be back here.
- Buraya geri gelemezsin. Burada olamazsın.
Miss Frankel, you know you can't be back here.
Bayan geri gelmemeliydiniz.
- You can't be back here.
- Burada olmamalısın.
You can't be back here.
Burada olamazsın.
But I can't promise you I'm gonna be here when you get back.
Fakat döndüğünde burada olacağıma dair sana söz veremem.
Now if I can't be with you on titan, I'll be right here in mission control watching you every second, until I can bring you back home safely.
Eğer şuan ben senle birlikte titan'a gidemeyeceksem, tam burada görev kontrol merkezinde seni eve güvenli bir şekilde döndüreseye kadar her saniyeni izleyeceğim.
Oh, Glenn, I can't tell you how wonderful it is to be back here.
Oh, Glenn, sana buraya geri dönmenin ne kadar mükemmel olduğunu söyleyemedim.
Well, you can't be back here.
Buraya giremezsin.
And you can't stay here. Halim will be back.
Burada kalamazsın Halim dönecek.
If something happens and you two can't get back, I have to be here to let Broyles know.
Bir şey olur da geri dönemezseniz Broyles'a haber vermek için burada olmalıyım.
But I can't promise you I'm gonna be here when you get back.
Ama geri döndüğünde burada olacağıma söz veremem.
Since you don't understand what the hell I'm talking about, I never go to the adult learning center to learn African, so I can come back to work and be here to tell you that I don't want to hear that African shit.
Dediğim hiçbir siki anlamadığın için Afrika dili öğrenme kursuna gitmedim ki işe geri dönüp sana siktiğimin Afrika dili hakkında hiçbir bok anlamadığını söyleyebileyim!
I'm leaving here tomorrow, but I'll be back in a week to check on you, so don't fuck around to see what you can get away with, okay?
Yarın buradan gideceğim ben ama seni kontrol etmek için bir hafta sonra burada olacağım. O yüzden ne kotarsam kar diye düşünüp sikik hareketler yapma. - Tamam mı?
Hey, miss! You can't be back here.
Hanımefendi, burada olmamalısınız.
You can't be back here.
Buraya gelemezsin.
You can't be back here. - If Lou find out he'll kill you.
- Louis öğrenirse...
You can't be back here.
Burada olmamanız gerek.
Well, I'm sorry, but you can't be back here.
Üzgünüm, bu tarafa giremezsiniz.
It's either that or you move back to the city. I can't be the only one getting action around here.
Sonra bakarız biliyorsun
I said you can't be back here.
Buraya geçemezsiniz dedim.
So there's been a big rainstorm back east, and your grandma's flight isn't gonna be able to get in until tomorrow, so Carol here from social services is going to take you to a place that you can sleep tonight.
Doğuda sağanak yağmur varmış ve büyükannenin uçağı yarından önce kalkamayacakmış. O yüzden Sosyal Hizmetler görevlisi Carol seni bu gece kalabileceğin bir yere götürecek.
Hey, you can't be back here.
Buraya giremezsiniz.
Sir! You can't be back here.
Beyefendi, buraya giremezsiniz.
You can't be back here. We're on a highway!
- Buraya gelemezsin, otoyoldayız.
Excuse me, you can't be back here.
Affedersiniz. Buraya giremezsiniz.
But I don't think I can be here when you come back.
Fakat geri geldiğinde burada olacağımı sanmıyorum.
But you know deep in your gut, that whatever might happen down here, can't be half as bad as that crap ass situation you have to go back to.
Fakat şu an biliyorsun ki burada yaşanabilecek hiç bir şey döndüğün yerdeki boktan durumunun yarısı bile olamaz.
Hey, you can't be back here.
Buraya giremezsin.
Now, now don't you worry, love. I will settle this somehow and I'll be back here to walk you up the aisle.
Endişelenme canım, bunu bir şekilde çözeceğim ve geri dönüp seninle beraber koridordan yürüyeceğim.
But don't ever think that you can't come back here and be a legend.
Ama buraya geri gelemeyeceğini asla düşünme ve efsane ol.