You can do better than that tradutor Turco
388 parallel translation
Ah, come on. You can do better than that.
Bundan daha iyisini yapabilirsin.
You can do better than that, can't you, baby?
Ne oldu bebeğim?
- You can do better than that.
- Bundan daha iyisini yaparsın.
Oh, come on, you can do better than that.
Hadi ama, yüzün gülsün biraz.
You can do better than that.
Bundan daha iyisini yapabilirsin.
You can do better than that.
Haydi, daha canlı.
- Oh, you can do better than that.
- Bundan daha iyisi oldu.
Oh, you can do better than that.
Daha iyisini becerebilirsin.
You can do better than that.
Daha iyisini yapabilirsin.
You can do better than that, Chip.
Daha iyisini yapabilirsin, Chip.
Oh, come on, Irma, you can do better than that.
Oh, hadi, lrma. Bundan iyisini yapabilirsin.
You can do better than that.
Bundan daha iyisini yapabilirsiniz.
Nearly a good offer gentleman but come, you can do better than that!
Neredeyse iyi bir teklif beyefendi ama hadi, bundan daha iyisini yapabilirsin!
With almost 100 women on board, you can do better than that, friend captain.
Gemide neredeyse 100 kadın varken, daha iyisini bulabilirsin.
Oh boy, you can do better than that.
Evlat, sen bundan daha iyisini yapabilirsin.
But you can do better than that.
- Evet. Ama bundan daha iyisini yapabilirsin.
You can do better than that..
Bundan daha iyisini yapabilirsin.
Come on, you can do better than that.
Hadi, daha iyisini yapabilirsin.
Come on, you can do better than that.
Hadi. Bundan daha iyisini yapabilirsin.
You can do better than that, boy.
Daha iyisini yapabilirsin tatlım.
You can do better than that, come on.
Bundan daha iyisini yapabilirsin. Hadi.
- You can do better than that.
- Bir şeyler söyleyebilirsiniz.
You can do better than that!
Daha iyisini yapabileceğinizi biliyorum!
- I know you can do better than that.
- Daha hızlı boyayabilirsin.
Come on now, Alan, you can do better than that.
Hadi ama, AIan, Bundan daha iyisini yapabilirsin.
- You can do better than that.
- Bundan daha iyisini yapabilirsiniz.
You can do better than that, Ms. Mars.
Daha iyisini yapabilirsiniz, Bn. Mars.
- You can do better than that, Whitey.
- Daha iyisini yapabilirsin Whitey.
You can do better than that.
Saçmalama.
You can do better than that, you fat slob.
Daha iyi yapabilirsin, şişko fahişe!
Come on, kids, you can do better than that.
Haydi çocuklar, daha iyisini yapabilirsiniz.
One, two, you can do better than that it's a mountain girl.
Bir, iki... bu dağlı kız için kesenin ağzını açın.
You can do better than that, Violet!
Ondan daha iyisini yapabilirsin violet!
Come on! You can do better than that!
Bundan daha iyisini yapabilirsin.
Maybe I can do that better than you can.
Belki de bu işi, ben senden daha iyi yaparım.
Can't you do any better than that?
Bundan daha iyisini yapamıyor musun?
And if you can ever undo any scrap of what you've done amiss, in keeping part of her right nature away from her, it will be better to do that than to bemoan the past through a hundred years.
Ve eğer, hakkı olan şeyi ondan uzak tutarak... yarattığınız zararı azaltacak... bir şey varsa yapın... bu, geçmişe takılıp kalmanızdan daha iyidir.
No? I think you can do even better than that.
Sanırım bundan daha iyisini yapabilirsin.
But you know better than I do, I can't let anyone break that seal.
Kimsenin mührü kırmasına izin veremeyeceğimi benden daha iyi biliyorsunuz.
Do you think the Welsh can't do better than that, Owen?
Galliler daha iyi söyleyemez mi, Owen?
You can do a lot better than that.
bundan daha iyisini yapabilirsin.
You'll not do better than that, not in Dublin.
Bundan iyisi can sağlığı! Hele Dublin'de!
Yeah. You can't do better than that at Chasen's.
Evet, bundan iyisini Chassen'de bile bulamazsın.
Do you know that, I can kill way better than Jing Wuming?
jing wuming'den daha iyi öldürebildiğimi de biliyor musunuz?
If you wanna get laid, you can do a lot better than that, believe me.
Biriyle yatmak istiyorsan daha iyisini bulabilirsin.
But you can do better than a kid like that.
Ama bu çocuktan daha iyi birisiyle birlikte olabilirsin.
You can't do better than that.
Bundan iyi fiyat bulamazsınız.
I can do better than that for you.
Daha iyisini yapabilirim Cliffie.
I can do better than that, I can show you.
Daha iyisi mi, Bunu sana gösterebilirim.
Because they go out there, they see what's available, you know, those fat, bald-headed little twerps that have no idea how lucky they are that they can't get a woman, and they come crawling back to you, thankful, knowing that there's no way they can do better than us.
Çünkü dışarı çıkarlar boşta olanları görürler şişman, kel kısa herifler bir kadını elde edemedikleri için ne kadar şanslı olduklarını bilmezler ve sürünerek minnetle sana geri gelirler o heriflerin bizden asla daha iyi olmayacaklarını bilerek.
" You can't do better for yourself than that, can you?
" Kendin için bundan daha iyisini yapamazdın, değil mi?