You can do what you like tradutor Turco
506 parallel translation
door's right open and you can do what you like.
Artık özgürsün. Kapı açık. İstediğini yap...
- Tomorrow good like today. You can do what you like.
- Yarın da bugün kadar iyi.
You can do what you like with it.
Onunla istediğini yapabilirsin.
You can do what you like, but I'm going home.
Sen istediğin gibi yapabilirsin, ama ben eve gidiyorum.
You can do what you like.
İstediğini yapabilirsin.
I don't do much farming here. Just take care of the meadow and feed my stock. But you can do what you like.
Burada fazla çiftçilikle uğraşmıyorum, sadece hayvanlarımı doyurmak için çayırlara göz kulak oluyorum, ama sen ne istersen yapabilirsin.
Not at all, you can do what you like.
Hiç de değil, istediğini yapabilirsin.
You can do what you like.
Ne istersen yapabilirsin.
Now you can do what you like with him.
Artık onu ne istersen yapabilirsin.
You can do what you like with it.
- Onunla ne yapmak istersen yapabilirsin.
That's all I've gotta say, and you can do what you like.
Gerekenleri söyledim. Artık istediğini yapabilirsin.
You can do what you like with it.
Onunla istediğinizi yapabilirsiniz.
They tell me you're the owner, I guess you can do what you like.
Sahibinin sen olduğunu bana söylediler, sanırım dilediğinizi yapabilirsiniz.
In hunger, you can do what you like.
Açken, istediğini yapabilirsin.
You can do what you like.
Ne isterseniz yapın.
So you've got money now and you can do what you like.
Hem artık paran var ve istediğini yapabilirsin.
You can do what you like, as long as you don't endanger the rest of us.
Hepimizi tehlikeye atma da, ne yaparsan yap.
In three weeks, you can do what you like, but not till then.
Üç hafta sonra canın ne isterse yap, ama ondan önce bir şey yapamazsın.
Now you're free, and you can do what you like.
Artık özgürsün, istediğini yapabilirsin.
You can do what you like...
İstediğini yapabilirsin...
You can do what you like with it.
Onunla ne istersen yapabilirsin.
You can do what you like, you won't get to me anyhow.
İstediğini yap. Bana asla erişemeyeceksin.
I failed in my duty by releasing Jade Raksha but if I nab her I would act against loyal friendship you can do what you like with me
Görevimde başarısız oldum! Eğer onu yakalasaydım, bu sefer dostluğuma ihanet edecektim Sorumluluğu üstleniyorum, ne ceza verirseniz razıyım!
Like what the stock market is going to be like in the morning or where I can dig to find all the oil... or where are all the countless numbers of lost treasure chests buried at? And if nothing else, do they tell you what the next lottery winning numbers will be?
Hangi hisse senedine yatırım yapabilirsin, nereden petrol çıkartabilirsin nerede define bulabilirsin ya da gelecek hafta piyango hangi numaralara çıkacak?
Now, let me tell you, Mr. Gibson... I'm not going back to Detroit before I have my vacation and if you don't like it, you can take my job and you know what you can do with it?
Size bir şey söyleyeyim bay Gibson, tatile çıkmadan Detroit'e dönmüyorum beğenmiyorsanız alın onu, ne yapacağınızı biliyorsunuz?
If you don't like it, you know what you can do.
Hoşuna gitmiyorsa, ne yapacağını biliyorsun.
You can stay here for a couple of weeks like I told you in the owl wagon, and when I get back, I'll see what I can do for you.
Birkaç hafta burada kal... döndüğümde senin için ne yapabileceğime bakarım.
Think you can say what you like to an old'un, do you?
Yaşlı bir adama ne istersen söyleyebileceğini düşündün, değil mi?
I would like to see what you can do in the way of a little rewriting.
Uzun lafın kısası, o kısımların yeniden yazılmasını istiyorum.
Course it's not exactly what we'd like to do... but you can't have everything.
Tabi tam olarak yapmak istediğimiz bu değil... ama her şeye sahip olamazsınız.
Now, do you see what I mean? You see how real dreams can be? Yes, Pop, I had dreams like that too
Dinle, yıllar önce senin yaşlarında olduğum bir zamanı hatırlıyorum da dün geceki gibi çok sıcak bir geceydi.
You've seen what one creature like that can do.
Sadece tek bir yaratığın ne yapabildiğini gördünüz.
What do you feel like doing?
Canın ne yapmak istiyor?
What do you know? Since you like it so much, I'll see if I can find more for you.
Madem bu kadar hoşuna gitti, sana birkaç görev daha vereyim bari.
What do you feel like?
Canınız ne istiyor bakalım?
I don't like what you do, but there's nothing I can do about that
Yaptığınız işi sevmiyorum ama yapabileceğim bir şey yok.
Do you know what trouble you can get yourself into with a girl like that?
Böyle bir kızla başın nasıl belâya girer, biliyor musun?
You never know what damage a thing like this can do to a child.
Böyle bir şeyin br çocuğa nasıl zarar vereceğini asla bilemezsin.
Sir, would you like me to suggest what you can do with that promotion?
O terfii alıp ne yapmanız gerektiği konusunda bir yorumda bulunabilir miyim?
- If you were more educated and up-to-date, you would know that there are countries like Sweden and Finland where, if a woman can't take care of her child, you know what she can do?
- Daha modern ve eğitimli olsaydın, İsveç ve Finlandiya gibi ülkelerde bir kadın çocuk bakamaycak durumdaysa, ne yaptıklarını bilirdin. Ne yapıyorlar biliyor musun?
You know what I'd like to do?
Canım ne istiyor, biliyor musun?
You can't always do what you like.
İnsan her zaman hoşlandığı şeyi yapamıyor.
What I mean is, if you hate somebody, you can do that any time, any place, but if you like somebody, you gotta hide in dark corners.
Söylemek istediğim, birinden nefret ediyorsan, bunu istediğin zaman, istediğin yerde yapabilirsin.... Ama birini seviyorsan karanlık köşelerde saklanmak zorundasın.
First of all... you never can tell what a kid like that'll do, you know.
Evvela böyle birinin..... ne yapacağını bilemezsin.
He's what he is because he can't do anything like anybody else, and because he hates this town as much as you do.
Böyle olmasının tek nedeni başkaları gibi olamaması ve bu kasabadan en az senin kadar nefret etmesi.
But you do remember him making a long speech to you... explaining his sickness and asking you to share his secret... but you just can't remember what the child looks like.
Çocuğun neye benzediğini hatırlamıyorsun ama sana söylediği şeyleri, hastalığından bahsedişini sırrını saklamanı istemesini çok iyi hatırlıyorsun.
Can you imagine what it feels like to be in close contact every day with the world's most gorgeous women? And what can I do?
Her gün, dünyanın en muhteşem kadınlarına bu kadar yakın olmak nasıl bir şey, hayal edebiliyor musunuz?
You can't tell what those old fools'll do if they're sweet on a pretty girl like you.
O ihtiyarların senin gibi güzel bir kıza ne yapacağı bilinmez.
Is there something I can do for you, captain? Like what?
- Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
What do you feel like doing?
Canın ne istiyor, peki?
What would you like to do now?
Şimdi canın ne yapmak istiyor?