You don't know anything about it tradutor Turco
196 parallel translation
Oh! You don't know anything about it.
Savaş hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
I've told you I don't know anything about it.
Bu konuda hiçbir şey bilmediğimi söyledim sana.
You don't know anything about it.
Hiçbir şey bildiğin yok.
There's something in you, and you don't know anything about it because you don't know it's there.
Bir şey hissediyorsun, Ama ne olduğunu bilmiyorsun...
If the police, or anyone, call, tell them you don't know anything about it.
Polis ya da başka biri arayacak olursa hiçbir şey bilmediğini söyle.
I don't really know anything about it at all. But you just started to tell me...
Ama tam bana anlatmaya başlamıştın...
You don't know anything about it!
Bu işlerin, nasıl yürüdüğünü bilmiyorsun.
You don't know anything about it.
Dostum, bilmiyorsunuz ama, bu çok uygun bir tempo.
Well, I don't know anything about the Pillars of Hercules, you call it?
Ben bir şey bilmiyorum o yer hakkında, neydi, Herkül Sütunları mı?
I'm sorry to disappoint you, but I don't know anything about it.
Seni düş kırıklığına uğrattıysam özür dilerim ama bu konuda bir şey bilmiyorum.
You Europeans don't know anything about it.
Siz Avrupalılar, bu konuda bir şey bilmiyorsunuz.
It seems to me that you still don't know anything about the Redshirts, Gereb!
Sen, Kızıl Gömleklileri hiç tanımamışsın Gereb!
I know it doesn't matter to you, but it drives me crazy when you start buying pieces you don't know anything about.
Tabii, senin için fark etmediğini biliyorum ama hakkında hiçbir şey bilmediğin şeyleri satın alman beni çileden çıkarıyor.
I've already told you, I don't know anything about it.
Size daha önce de söyledim, o konuda herhangi bir şey bilmiyorum.
But it's strange that, after three years, you don't know anything at all about him.
Ama tuhaftır ki üç yıl geçmesine rağmen, adam hakkında zerre kadar bir şey bilmiyorsunuz.
I mean, I don't even know how to begin talking about this... but you know, in the Middle Ages... before the arrival of scientific thinking as we know it today... well, people could believe anything.
Bunun hakkında konuşmaya nasıl başlayacağımı bile bilmiyorum ama bilirsin işte, Orta Çağ'da bugünkü bildiğimiz şekliye bilimsel düşünce oluşmadan önce insanlar her şeye inanırlardı.
You don't know anything about it?
Hiçbir şey bilmiyor musunuz?
You can work it as a couple of private citizens... but I don't wanna know anything about it.
Birer vatandaş olarak konuyu araştırabilirsiniz. Ama ben hiçbir şey bilmek istemiyorum.
Well, you know, I guess it's the kind of thing that you don't do anything about until you actually have to.
Sanırım, insan başına gelmedikçe bu tür konularda bir şey yapmıyor.
Dad, I know that you're shocked, but don't say anything until you've thought about it.
Baba, şok olduğunu biliyorum. Ama iyice düşünmeden bir şey söyleme.
I explained you'd come all the way from Edinburgh on appointment to study methods of manufacturing by Plexicorp, but they don't know anything about it.
Edinburg'dan onca yolu.. .. Plexicorp'un üretim yöntemleri hakkında çalışmak için randevu alarak geldiğinizi açıkladım. Ama bu konuda hiç birşey bilmiyorlar.
You really don't know anything about this? I knew it.
Bu konuda gerçekten bir şey bilmiyor musun?
Hell, you don't know anything about it.
Bir nane bildiğin yok senin.
You know, Sammy, I don't have any choice. I mean, ever since Dr. Cyclops and Morticia started introducing Lud to all this culture crap, it's like I don't have anything to talk to him about.
Doktor Cyclops ve Morticia Lud'ı kültürel saçmalıklarla tanıştırdığından beri oğlumla konuşacak konu bulamıyorum.
I, uh, no, I don't know anything about it, Officer. Sorry to bother you.
- Hayır, bilmiyorum, memur bey.
I think you know as much as I do about this Foot Clan... and I don't think you're doing anything about it.
Ayak klanı hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalışıyordum... ve bu konuda hiçbir bilgin olmadığını düşünmemiştim.
I don't know if you guys heard anything about it.
İnsanlar sürekli onlar hakkında konuşup duruyorlar.
- Don't worry about it,'cause anytime you want to give me anything, just let me know,'cause if I had to do it all over again,
Sağol. - Güzel, gribi bulaştırdığım için çok üzgünüm. - Hayır, endişelenme, bir daha her hangi bir şey vermek istediğinde sadece haber ver.
Why did you buy a computer when you don't know anything about it?
Neden hakkında hiçbir şey bilmezken bilgisayar aldın?
I, I I know this is an ideal sort of kissing moment you know, night, moon, boat, water lapping you know, it's, um... i t's perfect and I'm I'm not feeling that it would be nice but I don't really know anything about you and I'm I'm still on the rebound
Yani gece, ay, tekne, suyun sesi... her şey mükemmel ve hoş olmayacağını hissettiğimden değil ama hakkında hiçbir şey bilmiyorum ve ben... hala kafamı toparlayamadım.
And you don't know anything about my family, so drop it.
Sen de ailemi tanımıyorsun, o yüzden uzatma bu konuyu.
You don't know anything about it.
Hiçbir şey bilmiyorsun.
- You don't know anything about it!
Sen ne söylediğinin farkında bile değilsin.
Anyway, I don't know what the churches... specific position is on fornication and adultery these days But I felt really hypocritical not saying anything to you about it before, so... what is the official position these days?
Herneyse, kilisenin zina ya da aldatma... hakkındaki resmi fikri nedir bilmiyorum ama, bunları size daha önce söylemediğim için kendimi ikiyüzlü hissettim...
I don't know how to explain it to you any better than that, but... you cannot go on this way because you don't know anything about it... and you don't kow what you're doing!
Sana daha iyi nasıl anlatabilirim bilmiyorum, ama... bu şekilde devam edemezsin çünkü hiçbir şey bilmiyorsun... ve ne yaptığının farkında değilsin.
I know more about it than you, you don't have a clue about anything.
Şüphesiz ki başka... - bir bok bilmiyorsun!
You don't seem to know anything about it here.
Hiçbir şey bilmiyor gibisin.
You don't know anything about it
Bu konuda hiçbir şey bilmiyorsun.
If you do, I don't wanna know anything about it.
Başlarsan, hakkında hiçbir şey bilmek istemiyorum.
You don't know anything about it.
Bir şeyden anladığın yok zaten.
See, this is why you don't know anything about anything. If I go up there and apologize to Geoffrey, then he thinks I have something to apologize about, and then all of a sudden it's a big deal when it's not a big deal.
İşte bak hiçbir şey bilmiyorsun, eğer özür dilersem, özür dileyecek bir şey yaptığımı sanır, olay birden büyür, oysa önemli bir şey değil.
It's strange thinking there's a piece of your life you don't know anything about.
Hayatının bir parçası hakkında, hiçbir şey bilememek çok tuhaf.
You don't know anything about this, Rena, so just stay out of it.
Bu konuda hiçbir şey bilmiyorsun Rena, sadece karışma, tamam mı?
Come to think of it, I don't really know anything about you at all. I don't know.
Düşündüm de senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
I don't know anything about Risan vintages, but what do you say we throw caution to the wind and give it a try?
Rizan şarapları hakkında hiçbir şey bilmiyorum. ama ne derler bir nefes alınır. deneyelim mi?
You know, uh, Warren is going to come over here in a minute, and it would... it would be so great if you could just, you know, like, act like you don't know anything about the bet.
Warren az sonra... buraya gelecek. Ve sende... şöyle yapsan. Yani demek istediğim... iddiadan haberin yokmuş gibi davransan.
You don't wanna tell it to me because its part of your life, and you don't want me to know anything about your life.
Bana anlatmak istemiyorsun çünkü senin hayatının bir parçası, ve senin hayatın hakkında herhangi birşey bilmemi istemiyorsun.
So you don't know anything about it?
Yani bu konuda hiç bir şey bilmiyormusun?
Don't say it, don't say anything about Elders or rules, because you know what?
Söyleme, Elders veya kurallar hakkında bir şey söyleme, çünkü ne var biliyor musun?
It's a lot easier not to give a shit when you don't know anything about them.
Birini umursamamak haklarında hiçbir şey bilmiyorsan daha kolay oluyor.
- You don't know anything about it.
- Hiçbir şey bilmiyorsun.