You don't want to do it tradutor Turco
916 parallel translation
I really do want you to forgive me... don't let it get away!
Yoksa hepimizin sonu olur. Onun kaçmasına izin verme Gözlüklü!
If you don't want to tell me, Bartley Mulholland there can do it for you.
Söylemek istemiyorsan, Bartley Mulholland senin yerine konuşabilir.
You'll do it if you don't want to get shot.
- Vurulmamak için yaparsın.
- You don't want to do it?
- Bunu yapmak istemiyor musun?
I don't want to hurry you, but do you think it will be much longer?
Acele ettirmek istemem ama toplantınız daha uzayacak mı?
Duty is what you have to do even when you don't want to do it.
Görev, yapmak istemesen bile bir işi yapmak zorunda olmandır.
Max, you have to do this for me and I don't want any arguments about it.
Max, bunu benim için yapmalısın, bir tartışma istemiyorum.
Peters, but i don't understand what you're talking about, not that it makes any difference what i do or not, but... oh, i think i'm tired. I'm very tired, and i want to go to bed.
Anlasam da bir şey fark etmezdi ama sanırım yorgunum.
You only want me to do it because I don't want to, that's it, isn't it, Gray?
Yapmamı istemenin sebebi, yapmak istemiyor olmam.
You don't want to believe it, do you?
İnanmak istemiyorsun, değil mi?
You don't want to do it jerkily and not too fast.
Baştan savma yapılmasını istemezsiniz.
If you guys don't want to help me, I'll do it alone.
Eğer bana yardım etmeyecekseniz, yalnız yaparım.
No, don't mind him, dear, when they tease like that, it's just because what they really want to do is pinch you.
Boşver onu. Sana böyle takıldıklarında aslında seni mıncıklamak isterler ama bilirler ki insanların arasında hoş karşılanmaz.
You don't think I want to do it?
Ben buna can mı atıyorum sanki? !
I don't want to have to kill you, unless you make me do it.
Seni öldürmek istemiyorum. Bana bunu yaptırma.
You talk so seldom, when you do say anything... I don't want to miss a single syllable of it.
O kadar nadir konuşuyorsun ki, bir şeyler söylediğinde duymak isterim.
I don't want you to do it.
Bunu yapmanı istemiyorum.
I don't want to kill you so do what I say and do it exactly, or I will.
Seni öldürmek istemiyorum ama dediğimi aynen yapmazsan öldürürüm.
It ain't that I don't want to do like you say.
Dediğinizi yapmak istemediğimden değil.
Like I told you, I never do it for any reason if I don't want to.
Sana söylediğim gibi istemesem hiçbir nedenle yapmazdım.
Do you want to sell it to me or don't you?
Onu bana satıyor musun, satmıyor musun?
I don't want it, but if you do, we both stand to lose a lot.
Böyle olsun istemiyorum ama öyle yaparsan, her ikimizin de kaybı büyük olur.
It's not like I don't want to, but what do I tell my mother, "see you, I'm off to prison"?
Olmaz. Yapamam. Hem anneme ne diycem?
I don't want to either, but do you realize what time it is?
Ben de istemiyorum ama saatin kaç olduğunun farkında mısın?
You don't really want to talk about it, do you?
Bunun hakkında gerçekten konuşmak istemiyorsun, değil mi?
I don't know what you've been doing with the Major's fishing rod and I don't want to know, but don't do it again.
Binbaşının oltasıyla ne yaptığını bilmiyorum..... hatta ne yapmak istediğini bile duymak istemiyorum.
Do you want to hear it, or don't you?
Duymak istiyor musun, istemiyor musun?
If you don't want to do the script, don't do it.
Eğer senaryoyu yazmak istemiyorsan yazma o zaman.
If you don't want to do it, don't.
Yapmak istemiyorsan yapma.
You don't want to do it on your own, do you?
Bunu kendi kendine yapmak istemezsin.Öyle değil mi?
- then you find you don't want'em to do it at all.
- sonra yapmasını istemediğini farkedersin
If you don't want me to do it, then let me go back for one of the men.
Benim yapmamı istemiyorsan dönüp, adamlardan birini getirmeme izin ver!
Do you want us to celebrate us two living out of wedlock? - I don't think they'd appreciate it.
Dördümüz evliliğimizi kutlamadan önce birlikte yaşadığımızı duymak isterler mi sanıyorsun?
Because I don't know which guard knows how to do it. Do you want to see it again?
Çünkü hangi güvenlik görevlisinin bunu bildiğini bilmiyorum.
So you don't want to do it?
Yapmak istemiyorsun, öyle mi?
The first time in months I've felt like doing nothing for you, now you don't want me to do it.
Aylardır ilk defa içimden senin için bir şey yapmak gelmiyor çünkü yapmamı istemiyorsun.
TAKAO ITO, ASAO KOIKE MIDORI ISOMURA You don't want to do that It's no use
Bunu yapmak istemiyorsun İşe yaramıyor
I don't want to say, but if I do say it, I think you ought to hear it.
Söylemek istemiyorum ama, eğer konuşacaksam söyleyeceklerimi duyman lazım.
If you don't want to get married on an island, we could do it somewhere else... quite simply, in our neighborhood.
Bir adada evlenmek istemiyorsan başka bir yerde de yapabiliriz açıkça, mahallemizde.
You don't want to hear about it, do you?
- Bunu dinlemeği istemezsin herhalde, ha?
Then why do it if you don't want to?
- İstemiyorsan, niye yapıyorsun?
Don't come to me again I don't want to do it for you
Bir daha bana gelmeyin, bundan sonra size kılıç yapmayacağım!
You can do it when you want to and you don't have to score to be able to do it.
Ne zaman isterseniz yapabilirsiniz. ve bunun için özel bir maharet gerekmez.
I don't want you to tell me, I wanna do it!
Bana anlatmanı istemiyorum, onu istiyorum.
Once in a while you should do something you don't want to do. It cleanses the insides.
Arada bir yapmak istemediğimiz şeyleri de yapmalıyız.
Louise, you called me because... either you don't want to do it, and you want me to stop you... or you want to lay the guilt of it on me... and I'm not buying either one.
Louise, beni buraya ya yapmak istemediğinden seni durdurmam için ya da suçu üzerime yıkmak için çağırdın ama bunlara karnım tok.
Listen, if you want to cheat on him, don't do it with just anybody.
Aldatmak istiyorsan aldat. Ama bunu rasgele biriyle yapma.
We don't want you to lose altitude, so we'll do it very slow and easy.
Yüksekliğini kaybetmeni istemiyoruz, şimdi çok yavaş ve sakince yapacağız.
If it wouldn't be too much trouble... don't want to put anybody out... do you think I could spend the night here?
Eğer rahatsızlık vermezse, birini dılarıda bırakmak istemiyorsanız, acaba geceyi burada geçirebilir miyim?
I'd be the last guy in the world to try and change your mind... about something you don't want to do, but I'd like to explain a couple things... about what we're trying to do in this campaign... before you discount it altogether.
Yapmak istemediğiniz bir şey hakkında fikrinizi değiştirmeye çalışacak en son kişi benim ama tamamen reddetmeden önce bu kampanya ile ne yapmaya çalıştığımız hakkında bir iki şey söylemek istiyorum.
Jesus, you don't want it to be like we're married, do you?
Karı-koca gibi yaşamamızı istemezsin değil mi?